Yirminci yuzyıl suresince yeni doğanların beslenmeleri konusunda cok ciddi farklılıklar yaşandı. Başlangıcta anne sutu tercih edilirken yuzyılın ortalarına doğru anne sutu onemini yitirmeye başladı. Ancak son donemde anne sutu tekrar yeni doğanların beslenmesinde en onemli beslenme aracı olarak kabul edilmeye başlandı. Dunya sağlık orgutu bebeklerin ilk 6 ayda sadece anne sutu ile beslenmesini ve en az 2 yaşına kadar da diyetinin onemli bir parcasının anne sutu olmasını onermektedir.
Anne sutu yeni doğanlar icin cok spesifik bir ihtiyactır ve yeni doğan icin mukemmel bir besindir. Anne sutunde bulunan yeni doğanı ceşitli mikroplardan koruyan etkenler, gelişme ve buyumeyi sağlayan hormon ve buyume faktorleri hicbir yeni doğan besini tarafından formule edilememiştir. Bircok calışma, anne sutunun inek sutu gibi diğer canlıların sutune karşı cok onemli ustunlukleri olduğunu gostermiştir. Anne sutu ile beslenenlerde lenfoma, insuline bağlı diyabet ve obezite gibi ceşitli cocukluk hastalıkları yanında kronik hastalık, alerji ve enfeksiyon gibi hastalıklara cok daha seyrek rastlanmanın yanında yaşamın ilk yılında, buyume ve gelişmeye olumlu etki sağlar. Bu gereklilik tek bebek icin olduğu kadar coğul bebekler icin de benzerdir. Annenin iyi sute sahip olabilmesi icin her bebek başına gunluk diyetine ek olarak 500-600 kcal ilave etmesi gereklidir.
Turkiye’de beş yaş altındaki cocuklarda gorulen olumlerin başlıca sebeplerini enfeksiyon hastalıkları oluşturur. Anne sutu almayanlarla karşılaştırıldığında anne sutu alanlarda olum oranının %88 azaldığı gosterilmiştir. Anne sutu ani bebek olumu sendromuna karşı da koruyucudur, %36 oranında azaltır.
Uzun sure anne sutu alan bebeklerde ilerleyen yaşlarda Tip II diyabet gelişme riski %35, aşırı kilo veya obezite riski %26 daha duşuktur.
Anne sutu alan bebeklerde losemi gelişme riski hic almayanlardan %19 daha duşuktur.
Anne sutunun bebeğin zeka gelişimine de olumlu katkıları vardır.
Sadece gununde doğan bebekler icin değil, erken doğan bebekler icin de en uygun besin anne sutudur. Prematuriteye bağlı komplikasyonları belirgin olarak azaltır.
Emzirmenin anne icin de yararları vardır. Emzirme ve meme kanserinin ters orantılı olduğunu gosteren pek cok kanıt vardır. Emzirme suresi uzadıkca meme kanseri gelişme riski azalmaktadır. Uzun sure emzirenlerde yumurtalık kanseri gorulme sıklığı %30 daha azdır. Tip II diyabet ve depresyona karşı da koruyucudur.
Sut yapımı ve atılımının duzenlenmesi
Gebelik suresince anne karnındaki bebek rahme gelen kanla beslenmektedir. Doğum sonrasında ise besin kaynağı meme bezlerinden gelen suttur. Gebelikte hormonlar temel olarak iki işe yaramaktadır; 1) gebeliğin oluşması ve surdurulmesi 2) sut uretecek olan meme dokusunun gelişimi. Gebelik boyunca hormonların kaynağı olan plasentanın ayrılması sut salgısının başlaması icin gereklidir.
Sut surekli olarak yapılır ve emzirme gercekleşinceye kadar depolanır. Prolaktin sutun yapımında merkezi bir rol oynar. Doğum sonrası emziren kadınlarda prolaktin artışı derhal gercekleşir ve bu durum emzirme veya başka nedenle meme ucunun uyarılması ile korunur. Oksitosin hormonu da sutun depolardan meme ucuna doğru pompalanmasını sağlar. Normal bir şekilde emziren kadınlarda dunyanın hemen her yerinde ortalama gunluk sut sentezi 800 ml’dir. Bebek emzirme saatlerinde ceşitli gıdalar ile takviye edilirse gunluk sut miktarı azalır.
Plasentanın ayrılmaması, sezaryen ameliyatı, diyabet ve doğum stresi gibi durumlarda sut yapımı gecikir. Sezaryenin zamanlamasının sutun iceriğinde fark yaratmadığı gosterilmiştir.
Sut vermenin fizyolojik etkileri
Annenin metabolizması hızlanmış ve ihtiyacları artmıştır. Bu nedenle, kalsiyum ve vitaminler gibi gıdaların alınmasına ozen gosterilmelidir. Anne tarafından besin olarak alınan kalsiyum ve annenin kemik yapısındaki kalsiyum gelişen bebeğin kemik yapısının kaynağını oluşturur. Yeni doğanın kalsiyum ihtiyacı esas olarak anne sutu ile karşılanır. Buna karşılık annenin kemik kutlesi kaybı veya kemik erimesi oluşmaz.
Ozellikle doğum sonrası erken donemde emzirmeye bağlı yumurtalık baskılanmış durumdadır. Emzirmeyen annelerde doğumdan altı hafta sonra gebe kalma ihtimali başlar.
Emzirmenin psikolojik etkileri
Erken bebeklik kişinin gelişiminin şekillendiği ozel bir donemdir. Anneye olan bağlılık doğumdan hemen sonra bebeğin memeyi araması, başını cevirmesi, yakalaması ve emmesi ile başlar. Emzirme anneye bağlılığı teşvik eden onemli faktorlerden biridir. Anne ile bebek arasındaki ilişki ne kadar sağlıklı ve sıkı ise annelik duygusu da o kadar guclu oluşacaktır.
Anne bağlılığı; sağlıklı bebek gelişimi icin onemli bir faktor olan anne ile bebek arasındaki sevgi bağlantısıdır. Bebeğin ilk bağlılık deneyimi onun gelecekteki bağımlılıklarının da temelini oluşturur. Yani yenidoğan donemindeki bağlılık duygusu deneyiminin guvenli veya guvensiz olması tum hayatı boyunca devam edecektir. Eğer ilk 1 yılda bebekle anne arasında guvenli bağlılık yeterince oluşmazsa bebekte duygusal, sosyal, fiziksel, mental ve konuşma problemleri gelişir. Bağımlılık seviyesi duyarlı ve sıcak olan annelerin bebeklerinde pozitif gelişim gozlenir. Emzirme anne bağlılığında onemlidir ve emzirmenin yetersiz olması kişilik bozukluğu icin risk faktorudur.
Doğumdan sonraki ilk 3 gun ozellikle 60-90 dk daki anne bebek bağlantısı yenidoğan donemindeki anne bağımlılığının oluşması icin onemlidir. Ten tene temasın erken başladığı yenidoğanlar daha az ağlamakta ve anneleriyle daha cok fiziksel kontakt kurmaktadır. Aynı zamanda bu bebeklerin anne bağımlılığı daha sağlıklıdır, emmeye daha eğilimlidir ve daha uzun sure emerler. Cocukluk cağında bağımlılık eksikliğine bağlı psikolojik problem yaşayanların bebekliğinde emzirmenin ya hic yada cok az surduğu gorulmektedir.
İnsan sutu uc tipte gercekleşir
Kolostrum:
Meme bezi ve ceşitli atıklarla yeni uretilen sutun karışımından oluşur. Olgun sutten icerik ve bunların sutteki oranları bakımından farklılık gosterir. İlk birkac gundeki her beslemedeki miktarı 20 ml’yi gecmez. İceriğine bağlı olarak rengi sarıdır. İcinde protein ve mineral miktarı olgun suttekinden daha fazla, sut şekeri daha azdır. Bağışıklığı kuvvetlendiren protein yapısındaki maddelerden zengin olmasından dolayı kolostrum besleyici olmaktan cok bağışıklık acısından onemlidir. Normal bağırsak florasının oluşmasına katkı sağlar. Yapılan ceşitli calışmalarda kolostrumun buyumeyi başlatıcı faktorler icerdiği gosterilmiştir.
Geciş sutu:
Ara donemi icerir. Doğumdan sonraki 2. haftayı kapsar. İceriği surekli değişir.
Olgun sut:
Doğumdan sonraki ikinci haftada başlar ve tum sut verme donemini kapsar.
Anne sutunun besin icerikleri
Anne sutu bir insan yaşamında icerisinde buyume ve gelişme acısından her şeyi bulunduran ve tek başına yeterli olan tek besindir.
Yağlar
Yağlar insan sutundeki başlıca enerji kaynağıdır. Anne sutunden elde edilen enerjinin %44’unu yağlar oluşturur. Emzirmenin başında daha fazla miktarda bulunur. Yağlar aynı zamanda yağ asitleri, yağda eriyen vitaminler, biyoaktif bileşikler gibi esansiyel besin maddelerinin kaynağıdır. Sadece buyumeye gerekli enerji icin değil sinir ve goz dokularının gelişimi icin gereklidir.
Anne sutunde ceşitli konsantrasyonlarda 200 farklı yağ asidi bulunur. Karbonhidratlar ve proteinler etkilenmezken, bu yağ asitlerinin tipleri annenin diyetinden etkilenir. Batı tipi beslenmede omega 3 yağ asitleri iceren gıdaların tuketiminin daha az olmasından dolayı anne sutundeki omega 3 miktarı duşuktur.
Proteinler
İnsan sutunde onemli bir yere sahiptir. Emzirmenin hemen başlangıcında yuksek yoğunlukta olmasına karşın giderek azalır. Proteinler; buyume icin gerekli olduğu kadar, hastalıklardan koruyucu faktorler, vitamin ve mineralleri bağlayan ve taşıyan maddeler de protein yapısındadır. Anne sutundeki proteinlerin nitelik ve niceliğinin bebeğin buyume ve vucut duzeninde kritik rol oynadığına dair kanıtlar giderek artmaktadır. İnsan sutundeki protein miktarı diğer canlı turlerine gore duşuk seviyelerdedir. Bu nedenle yeni doğan diğer canlı turlerine gore daha yavaş buyur. Annenin beslenmesi toplam protein miktarını etkiler. Kotu ve iyi beslenen annelerin sutleri arasında protein miktarları bakımından %20’lere varan değişiklikler olabildiği gosterilmiştir. Bununla birlikte; bebeklikte yuksek protein alımı kilo artışı ve ileriki hayatında obezite riski ile ilişkilidir. Obez annelerin olgun sutunde obez olmayan annelerinkinden daha fazla protein vardır.
Karbonhidratlar
Karbonhidratlar anne sutu icinde sudan sonra en cok bulunan elemandır. Emzirme suresince yoğunluğu giderek artar. Sut şekeri (laktoz) kişiden kişiye değişmeyen en stabil yapıdır. Bebek beyninin ihtiyacı olan tek besin maddesidir. Ek olarak laktoz galaktoza donuşerek merkezi sinir sisteminin gelişimini tetikler. Anne sutundeki glikoz miktarı cok duşuk seviyededir.
Şekerler; bakteriler icin metabolik bir faktordur, yararlı bakterilerin artmasına neden olur. Boylece bağışıklık sistemini duzenlenmesine yardımcı olur.
Vitamin ve mineraller
Anne sutunde bulunan vitaminlerin miktarı değişkenlik gosterir. Bazı vitaminler emzirmenin başlangıcında yuksekken bazıları emzirme ilerledikce yoğunluğu artar. Pek coğu annenin beslenmesinden etkilenir. Vitamin D alımı yetersiz olan veya guneşten yeterince yararlanamayan annelerin bebeklerinde ceşitli kemik hastalıkları gorulme riski arttığından yeni doğanların bu acıdan desteklenmesi gerekir. Sıkı vejetaryan annelerin yeni doğanlarının vitamin B12 duzeyleri oldukca duşuk bulunur ki bu durumun yeni doğanda sinirsel gelişimi bozacağı akılda tutulmalıdır.
Probiyotikler
Anne sutu aynı zamanda bebeğin aldığı ilk probiyotik gıda olarak tanımlanır. Annenin bağırsaklarındaki yararlı bakterilerin lenf ve kan dolaşımı yoluyla memelere taşındığı, anne sutuyle bebeğe gectiği duşunulmektedir.
İdeal emzirme ne zaman başlamalı ve nasıl olmalıdır?
Emzirme doğumdan yarım saat sonra başlamalıdır. Anne ve bebek yirmi dort saat birlikte olmalıdır. Yeni doğmuş bebeklere anne sutu dışında herhangi bir yiyecek ve icecek verilmemelidir. Bebek her istediğinde emzirilmelidir.
• Emzirme icgudusel bir davranış değildir, eğitime dayalı bir oğrenmedir.
• Pratik destek almak bebeğin daha iyi emmesi icin gereklidir.
• Emzirmedeki başarının temel noktası doğru meme vermek ve pozisyonda tutmaktır.
• Erken doğumlarda olduğu gibi anne ve bebeğin ayrılması durumunda sut salgısı oncesi masaj yapmak ve pompa ile sağmak yarar sağlar.
• Bebek ve anne arasında derhal cilt teması sağlanmalıdır. Bu; sut salgısının başlaması ve suresine olumlu etki yapar.
• Erken taburcu olmak ve emzirmenin suresi arasında pozitif ilişki vardır.
Sonuc olarak…
Her bebek icin en iyi, en doğal ve en taze besindir.
Her zaman temiz ve mikropsuzdur.
Daima hazır ve bedavadır, ozel harcama gerektirmez.
Tamamıyla ve kolaylıkla sindirilir.
İshal, karın ağrısı ve kabızlık daha az gorulur.
Bağışıklık sistemini guclendirir, enfeksiyonlardan korur.
Bebeklerin daha zeki olmasını sağlar.
Bebeğin su ihtiyacını tam karşılar, ayrıca su verilmesine gerek yoktur.
Doğumdan sonra gelen kolostrum, bebeği hastalıklardan korur.
Bebekle anne arasında ozel sevgi bağı kurulmasını sağlar.
Annenin de sağlığını korur, meme ve rahim kanseri olma riskini azaltır.
[h=2]İstanbul Kadın Doğum uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]
Anne sutu ve saymakla bitmeyecek faydaları!
Sağlık0 Mesaj
●23 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sağlık
- Anne sutu ve saymakla bitmeyecek faydaları!