İnsan beyni kafatası icinde izole edilmiş bir organ olmasına rağmen vucudun onemli bir parcası olarak vucut sağlığı ve gelişimi ile paralellik gosterir. Bu nedenle ister anne karnında olsun, ister doğduktan sonra olsun bir cocuğun beyin gelişimini tek başına artıracak bir yontem, ilac veya besin maddesi olmadığını rahatlıkla soyleyebiliriz. Aksi takdirde insanlarda boyut ve gelişim olarak cok farklı duzeyde beyin yapılarıyla karşılaşırdık. Oysaki toplumda bireysel farklılıklar ve istisnai durumlar haric insanların beyin yapıları ve gelişimi genel bir benzerlik gosterir. Sağlıklı yaşam, iyi bir bakım, yeterli bir eğitim, bireysel deneyimlerin arttırılması cevresel faktorlerin de yardımı ile kişinin bilgi birikimi ve donanımını yukselterek cocuğun beyin gelişimini tamamlar. Bu da bireyin toplum icindeki statusunu belirler. Zeka ise butun bu saydıklarımızla ilişkili olarak kişinin eğilimlerinden ve beklentilerinden de etkilenerek farklı alanlarda belirgin olarak geliştirilebilir. Yani tek bir zeka turu yoktur. Orneğin muzik zekası, matematik zekası veya sosyal zeka ve bunun gibi turlerden bahsetmek mumkundur. Yalnız zekanın kendini gosterebilmesi ve ortaya cıkabilmesi icin sağlıklı bir beyin yapısı ve gelişimine ihtiyac duyduğunu unutmamak gerekir. Beyin kendi sağlıklı gelişimini tamamlayabilmesi icin yapısal, fizyolojik ve fonksiyonel olarak korunmalı ve hem gercek hem mecazi anlamda iyi beslenmelidir.
İnsan Beynin Yapısı
İnsan beyni, yapısı ve fizyolojisi itibariyle oldukca karmaşık ve hassas olduğu icin vucudumuzun en iyi korunması gereken organıdır. Oluşum acısından diğer memeli hayvanlarla benzerliklerimiz olmasına rağmen insan beyni, insanı diğer butun canlılardan farklı kılar. Merkezde beyin olmak uzere butun vucudumuzu bir ağ gibi saran bu muhteşem sistem (norolojik sistem) farklı gelişim basamakları ve donanıma ihtiyac duyar. Bir memeli hayvan (orneğin ceylan yavrusu) doğumdan cok kısa sure sonra ayağa kalkıp annesini emmeye ve yurumeye başlamasına rağmen, insan yavrusu sinir sistemi yeterince gelişmemiş olarak doğar ve ebeveynlerine bağımlıdır. Beynin ve sinir sisteminin ana gelişimi doğum oncesi son iki ayda başlamak uzere en onemli olgunlaşma aşamaları doğum sonrasında tamamlanır. Genetik yapı ve cevresel etmenlerin katkılarıyla beyindeki sinir hucreleri (noronlar) yeni deneyimlerle iletişimini kuvvetlendirir ve beyin giderek olgunlaşır.
Bebeklerin Beyin Gelişimi
Bebeğin beyni anne yumurtasının dollenmesinden sonra coğalan hucrelerin oluşturduğu tup şeklindeki yapının (noral tup) 21-28. gununde kapanmasından sonra oluşmaya başlar. Hucreler farklılaşarak beyin hucresi haline gelir ve zaman icinde buyuyerek olgunlaşır. Tam bu donemde bir vitamin olan “folik asit” cok onemli bir rol oynar. Folik asidin eksikliği olan annelerin bebeklerinde beyin ve sinir sisteminde “noral tup defektleri” adı verilen beyin yapısal anomalileri, eksik oluşma, omurga kemiklerinin oluşmaması veya eksik oluşması yuzunden omuriliğin acıkta kalmasına veya bir kese icinde dışarıda kalmasına yol acan (halk arasında bebeğin sırtında acıklık şeklinde ifade edilir) “spina bifida” dediğimiz anormallikler meydana gelebilir. Bu anomalliklerden bazıları ile bebek yaşayamaz, bazıları ise acil ameliyat gerektirebilir. Gelişmiş ulkelerde (orneğin ABD) yenidoğanlarda noral tup defektleri gelişme sıklığı 1/2000 iken ulkemizde bu oran 4-9/1000 gibi daha yuksek olarak gorulmektedir.
Bu hastalıkları onlemek icin;
1-Ureme cağındaki kadınların folik asit ile noral tup defektleri ilişkisi konusunda bilgilendirilmesi
2-Beslenme alışkanlıkları konusunda toplumun bilgilendirilmesi
3-Ureme cağındaki tum anne adaylarının gunluk dozda folik asit kullanması
4-Tum gebeliklerin 16.-20. haftalar arasında anne serum alfa fetoprotein (AFP) duzeyleri ve Ultrasound ile değerlendirilmesi
5-Yuksek riskli anne adaylarına (ailesinde anormallik gorulen) gebelik oncesinden başlamak uzere yuksek doz Folik asit kullanımı onerilmesi gerekir.
Folik asit, B vitaminleri grubundandır (Vitamin B9). Folik asit yeşil sebzelerde, mercimek, ıspanak, ceviz, fındık-fıstık, karaciğer, yumurta sarısı, kuru fasulye, baklagiller ve ay cekirdeğinde bol bulunur. Ancak sadece bu besinlerin alınması hamilelik doneminde bebekteki anomali riskini azaltmak icin yeterli olmaz. Mutlaka ilac şeklinde (gunluk 600 mg) alınması gerekir. Folik asitten maksimum fayda sağlamak icin gebe kalındığında değil gebelikten uc ay once başlanması gerekir. Ne zaman hamile kalınacağı kesin bilinemeyeceği icin hamilelik planlayan herkesin o andan itibaren folik asit kullanmaya başlaması gerekir. Hamilelik oluşmasa bile daha uzun sure kullanılmasında bir sakınca olmaz.
Bebeğin beyninin buyumesi başının da buyumesiyle paraleldir. Doğumda ortalama 35 cm olan baş cevresi ilk altı ayda hızla buyur ve sonra buyume hızı giderek azalır. Cocukların baş buyumesi yaşlarına gore oluşturulan standart buyume eğrilerine gore kıyaslanır. Bir cocuğun baş cevresi yaşına gore olması gereken standartlardan %3’un altında ise mikrosefali olarak adlandırılır. Mikrosefali olan cocuklarda beyin buyumesini ve gelişmesini bozan hastalıklar araştırılır. Genetik faktorlerin dışında ozellikle hamilelikte gecirilen enfeksiyonlar (TORCH grubu enfeksiyonlar) mikrosefaliye yol acabilirler. Başın bu standart eğrilerin %90 uzerinde olan durumlarda ise makrosefaliden bahsedilir. Bu da beyni ve destek yapılarını anormal buyuten ve baskı altına alan hidrosefali vb gibi hastalıkları araştırmayı gerektirir. Bu nedenlerle bir gebenin hamileliğinin başından sonuna kadar sadece sorun olduğunda değil, aynı zamanda bebeğin sağlıklı olculerde buyuyup buyumediğini oğrenmek icin de doktor kontrolunde olması beyin gelişimini etkileyebilecek durumların fark edilmesi acısından cok onemlidir. Keza olası bazı hastalıklara gunumuzde daha bebek doğmadan anne karnında iken bile mudahele edilebilir ve operasyon gercekleştirilebilir.
Annede dengeli beslenmenin bebeğinin beyin gelişimine katkıları kesinlikle yadsınamaz. Beslenme alışkanlıklarımızda tek taraflı beslenmemek, protein-karbonhidrat-yağ dengesini iyi kurmak, sebze ve meyvelere yer vermek, iyi sıvı almak, miktardan ziyade ceşide onem vermek on planda tutulmalıdır. Ancak tek bir besinin beyin gelişimini artırabileceğini gosteren bir yayın yoktur. Bazı besin ve minerallerin eksikliği beyin gelişimini olumsuz yonde etkilediği kanıtlanmıştır. Buna en iyi ornekler olarak demir eksikliğinin kansızlığa yol acması, ozellikle kızlarda ciddi oğrenme gucluğu yapması, B 12 vitamin eksikliğinin hafıza ve norolojik sorunlara yol acması gosterilebilir. Beslenme rejiminde eksikliği olan durumlarda Omega 3’un (DHA, balık yağı) her yaş gurubunda faydalı olduğunu soylemekte de yarar var.
Eğitimli kızlar bilincli anne olur. Bilincli anneler sağlıklı ve akıllı cocuklar yetiştirir. Bir annenin, bebeğinin beynini geliştirmek, sağlıklı bir birey olmasını sağlamak icin yapabileceği en iyi şey oncelikle kendi sağlığına dikkat ederek kendine ve bebeğine zararlı olacak durumlardan ve olaylardan kacınmasıdır. Bu kacınma sadece hamilelik sırasında değil doğal anne adayı kızların cocukluğundan itibaren başlamalıdır. Bir binayı yapmak icin sağlam bir alt yapı (genetik faktorler), kaliteli malzeme (iyi beslenme, mineraller ve vitaminler), iyi bir işcilik (sağlık kontrolleri ve tetkikler), koruyucu faktorler (aşı ve bakım) ve iyi bir calışma ortamı (cevresel faktorler) gerekir. Bunları annelere sağlayabildiğimiz olcude toplumun beyin sağlığını koruyabilir ve geliştirebiliriz.

[h=2]İstanbul Cocuk Doktorları uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]