Diş curukleri cocuklarda gorulen ve prevalansı en yuksek kronik enfeksiyoz hastalıktır. Şiddetli diş curukleri diş hekimi kliniğinde mudahale edilmesi cok zor bir hastalıktır ve tedavileri icin genellikle bircok defa diş hekimi ziyareti gerektirmektedir. Sut dişlenme doneminde gorulen curukler aynı zamanda ileri donemlerde daimi dişlerde meydana gelebilecek curuklerinde bir belirtisidir. Literaturlerden yapılan derlemeler cocuklarda diş curuklerinin oluşumuyla ilgili bircok kritik sureci ortaya koymaktadır.


İlk gercekleşen olay diş curuklerinin bir numaralı sorumlusu olan Streptococcus mutansların bebeğe gecişidir. İkinci gercekleşen hadise ise Streptococus Mutansların patolojik seviyelerde birikmesidir ve sonrasında başta şeker olmak uzere curuğu arttırıcı karbonhidratlara uzun donem maruz kalınmasıdır. Ucuncu olarak ta minenin hızlı bir şekilde demineralizasyonu ve devam eden surecte kavitasyon oluşmasıdır. Karyojenik (curuk yapıcı) bakteriler tipik bir şekilde anneden veya cocuk bakıcıdan gecmektedir. Bu duruma bebeğinin yemeğinin tadına bakarken aynı kaşığın paylaşılması, yere duşen emziğin refleks olarak ağızda temizlenmesi veya bebeğin ağzının tukurukle temizlenmesi gibi alışkanlıkların direkt tukuruk gecişlerine sebep olmasından kaynaklanmaktadır. Cocuğun doğumundan sonraki herhangi bir donemde ağızda bakteri kolonizasyonu gercekleşebilmektedir ancak ozellikle dişlerin surmesinden sonra veya damak-dudak yarıklı bebeklerde ağza yerleştirilen obturatorler bakterilerin tutunabilmesi icin gerekli olan sert yuzeyleri sağladıkları icin bakteri kolonizasyonu icin buyuk potansiyel yaratmaktadırlar.


Erken donemde bebeğin S. Mutansla enfekte olması geciktirilebilirse bu donemde diğer bakteriler oral mikro florada hakim olacağı icin sonraki donemde plakta S. Mutansın sayıca baskınlığı azaltılacağından patolojik bir etki gostermeyecektir. DNA parmak izi (DNA fingerprint) calışmaları ağızda ki patojen S.mutansların kaynağının buyuk olcude anneden kaynaklandığı ve vakaların yuzde 70’inde anne-bebek ciftleri genotiplerinin eşleştiği bildirilmiştir. Bundan dolayıdır ki annenin gecmiş ve mevcut donemde ki curuk hikayesi bakteri enfeksiyonun gecişini onleme acısından annede uygulanacak koruyucu ve operatif uygulamaların onemini daha da artırmaktadır. Karyojenik bakterilerin gecişi ancak annede ki bakteri rezervinin azaltılmasıyla, taşıyıcıdan uzak tutulmasıyla ve bebeğin kolonizasyona karşı direncini artırmakla mumkundur.


Annede ki Streptococcus Mutans rezervuarı topikal flor veya klorheksidin uygulamalarıyla, ksilotollu sakız ciğnenmesiyle veya basit karbonhidratların tuketiminin azaltılmasıyla mumkun olabilmektedir. Taşıyıcıdan dikey gecişi onleyebilmek icin onceden bilgilendirme yapılmalı ve tukuruğun gecişine sebep olabilecek davranış patenlerinin minimalize edilmesi sağlanmalıdır. Kolonizasyona karşı direnc cocuğun karbonhidrat alınımı kısıtlamakla veya belirli aralıklar florlu vernik uygulamalarıyla mumkundur. Hamileliğin ilk altı ayında yuzde 0.05’lik sodyum florid ve yuzde 0.12’lik klorheksidin kombinasyonu bir karışımla gunluk gargara yapılmasının diş curuğune sebep olan bakterinin kolonizasyonu onemli derecede azaltabileceği ve sonrasında da cocuğa gecme riskini de belirgin şekilde duşurebileceği calışmalarda net bir şekilde ortaya konulmuştur.


Gunay ve arkadaşlarının yaptıkları calışma hamilelik doneminde yapılacak olan primer koruyucu uygulamaların etkinliğini gostermiştir. Başka bir uzun donem calışmada ise gunde 3-5 kez ksilotollu sakız ciğnenmesinin anneden cocuğa bakteri gecişini onemli şekilde azalttığını ortaya koymuştur. Sonuc olarak; annede hamilelik donemi ve sonrasında uygulanacak olan koruyucu tedaviler ağız mikro florasında S.Mutans sayısında onemli derecede azalmaya sebep olacak ve sonrasında cocuğa bakterinin gecme ve patojenik etki gosterme ihtimali oldukca azalacaktır. Dolaysıyla sonraki donemlerde cocukların curuk riski de azaltılabilmiş olacaktır.
[h=2]Kırıkkale Diş Hekimi uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]