Cocukla kurdukları iletişimde farkında olmadan korkularını dile getiren anne babalar, bu korkunun bedelini istemeden de olsa cocuğa odetiyorlar. Anne ya da baba olmak aslında bir meslek. Her mesleğin belli kuralları, talepleri olduğu gibi anne baba olmanın da gerektirdiği bazı koşullar var. Bunların en onemlisi, cocukla sağlıklı bir iletişim kurmaktan ve cocuğu koşulsuzca, kendisi olarak sevmekten geciyor.
Bir cocuk buyurken, yetişkin oluncaya kadar tam 148 bin negatif duyguya maruz kalıyor. Aile ya da yakın cevre, cocuk yetişkin oluncaya kadar ona ceşitli uyarılarda bulunarak yonlendirmeye calışıyor. Kuşkusuz, butun anne babalar cocuğunun “iyiliğini” istiyor. Ancak cocukla kurulan iletişimde yapılan bir takım yanlışlıklar, onda olumsuz duygular yaratarak, kendini “kotu” hissetmesine yol acıyor. Orneğin; “Koşma, duşersin”, “Seni okutmak icin nelere katlanıyoruz ama sen ders calışmıyorsun”, “Bak, senin yaptıklarını arkadaşların yapıyorlar mı?“ tarzındaki eleştiriler, anne babayı o an icin rahatlatsa bile cocukta ceşitli ruhsal travmalara yol acıyor.
Kuşkusuz hicbir anne baba bu sozleri cocuğunda ruhsal travma yaratmak icin soylemiyor. Anacak “Birine, kırk kere deli dersen, deli olur” diye bir soz var. Bu sozun doğruluğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Bir şey ne kadar cok tekrarlanırsa, o kadar iyi oğreniliyor, icselleştiriliyor ve davranış değişikliği oluşturuyor. “İyi” olması icin “kotu” olduğunu kabul ediyor ve bu doğrultuda davranıyor.
Surekli olumsuz uyarılara hedef olan cocuk sonucta, bilinc ustuyle duşunmese bile bilincaltında “Ben, sevilmeye değer değilim”, “Ben değersizim” duygularını yaşamaya başlıyor ve bu duygular birer davranış kalıbı oluşturuyor. Cocukluğunda edindiği bu olumsuz duygular onun yetişkinliğine de yansıyor. Olumsuz duygu ve yaşantılar gelecekte cocukları “Evet ama.”lı, olumsuz benlik tiryakileri ile yaşamaya itiyor. “Korkarım ki, ben ne zaman iyi duşunsem başıma kotu şeyler gelir”, “Cok gulunce ağlarım”, “Ben zaten şanssızım”, “Evet, haklısınız ama siz bilemezsiniz” vb benlik tiryakilikleri bu koşullarda buyuyen cocukların yetişkin olduklarında sık kullandıkları kalıplardan sadece bir kacı.
Buna bir yerde “Anne babanın cocuğuna iyilik ederken, kotuluk etmesi” denebilir. Peki, neden anne baba boyle davranıyor? İnsanı harekete geciren iki temel duygu var. Bunlardan biri sevgi, diğeri de korku. Sevgi duygusunun karşıtı, genelde sanıldığı gibi nefret değil, korku. Sevgi pozitif duşuncelere, duygulara, tutum ve davranışlara gotururken korku endişe, kendini yetersiz hissetmek, kendine guvenmemek, saplantılı ya da baskıcı davranmak gibi olumsuzluklara yol acıyor. Başka bir deyişle, “cocuğuna iyilik ederken, kotuluk eden” annelerde ve babalarda cocuk sevgisinin yanı sıra kişisel korkular ağır basıyor.
Aile İci İletişim De Neler Yapabilirim?
u Cocuğunuza rol model(ornek) olun. Cocuğunuza kazandırmak istediğiniz davranış ve tutumlara sizin ornek olmanız cok onemlidir. Cocuklar genellikle ana babalarının sozlerinden cok davranışlarına dikkat ederler. Cocuğunuzun uyumlu, durust, saygılı olmasını istiyorsanız sizin de sıklıkla bu davranışları sergilemeniz gerekir.
u .Cocuğunuzla konuşun. Bircok anne-baba icin başlıca engel konuşmak icin zaman bulamamaktır. Akşam yemeği, uzun bir yuruyuş, arabayla bir gezinti baş başa konuşmak icin iyi fırsatlar sağlayabilir. Duyguları, olay ve duşunceleri cocuğunuzla paylaşın.
u Dokuz yaşın altındaki cocuğunuzla birlikte bir oyun etkinliğini (el işleri, zek oyunları vb.) paylaşmak icin gunun belirli zamanını ayırın ve bu sureye tutarlı bir bicimde uyun. Dokuz yaşın uzerindekiler icin kesin oyun saatleri planlamak yerine, yaşlarına uygun etkinlikler duzenleyerek birlikte zaman gecirin.
u Aile paylaşım geceleri duzenleyin. Haftada bir gece en az 3 saati birlikte gecirin. Ozellikle ergenlerin aile torenlerine ihtiyacları vardır. Tum bireylerin katıldığı gecede beraber yemek pişirip yiyebilirsiniz, herkes unutamadığı bir anısını anlatabilir(cocuklar ana babalarının okul cağı hatıralarını dinlemeye bayılırlar!),eski fotoğraflara bakabilirsiniz. Hep birlikte oyun veya kukla gosterisi yazıp, oynayabilirsiniz.
u Cocuğunuzla şakalaşıyor musunuz? İyi niyetli mizah, hoş bir kahkaha cocuk-ebeveyn ilişkisini canlı tutar ve yaşamın zor yonleri ile daha kolay baş edebilmeyi sağlar.
u Evinizde olumlu bir ortam yaratın.’Guzel Gun’ oyununu oynayarak o gun icinde aile bireylerinin başlarına gelen beş guzel şeyi paylaşın.
u Eşinizle celişkilerinizi gizli olarak cozun. Eşlerin birbirlerini eleştirerek hakaret etmeleri cocuğun anne ile babasına duyduğu guvenin azalmasına neden olur.
u Cocuğunuza evi anne ile babanın yonettiğini hissettirin.
u Evin kurallarını yazın ve asın. Cocuğunuzun da goruşlerini alarak temel kuralları en fazla uc-dort madde halinde belirleyin.
u Cocuğunuzun yaşına uygun gorev ve sorumluluklar verin. Bir cocuk 2 yaşında elbisesinin bir parcasını, 3 yaşında atletini giyebilir.5 yaşında ise kendi başına giyinip soyunabilir. Evinizdeki bakıcıları cocuğunuza ait işleri ustlenmemeleri gerektiği konusunda uyarın.
u Temel mesajınız ‘Oyundan once iş’ olsun. Cocuğunuzun ayrıcalık olarak gorduğu etkinlikleri belirleyin; bir arkadaşının gelmesi, televizyon izlemek, spor yapmak v.b.Bu etkinliklerin yapılmasına ancak iş ve gorevlerini bitirdikten sonra izin verin.’Odanı temizledikten sonra dışarı cıkıp oynayabilirsin’ gibi.
u Cocuğunuzun iyi davranışlarına ilgi gosterin.’Bardağını bulaşık makinesine yerleştirdiğin icin teşekkurler, cok yardımcı oldun.’Cocuğunuzu overken ona yaklaşın, gozlerinin icine bakın ve yumuşak bir ses tonuyla konuşun. Ona her gun kucaklama, opucuk, gulumseme iceren sevgi mesajları gonderin.
u Gecmiş sorunları gundeme getirmeyin. Her gun işlerin daha iyiye gitmesi doğrultusunda kendiniz ve aileniz icin yeni olanaklar yaratın. Geleceğe ilişkin umutlarınızı asla yitirmeyin.
u Evliliğinizle ilgilenin! En son ne zaman eşinizle birlikte bir gunbatımını izlediniz?
Kendinize zaman ayırın. Bir arkadaşınızla ya da yalnız başınıza zaman gecirin. Ara sıra bir gun veya bir hafta sonu ev ortamından uzaklaşın
Sağlıklı bir iletişim de sabır ve anne babanın kendileriyle yuzleşmelerini, kendileriyle barışık olmalarını gerektiriyor.

[h=2]Adana Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]