oruc kefareti, nedir, nasıl odenir, hangi durumlarda verilir, acıklamalar, ile ilgili bilgiler burada melekler








Olur da orucunuzu bozmak durumunda kaldınız,ne yapacaksınız melekler? Elbette ki kefaret vereceksiniz.Nasıl mı ? Makalemizde tum bilgiler mevcut

Oruc kefareti, Ramazanda birozur bulunmaksızın "belli şartlar icinde" orucunu bozan bir mukellefin, Musluman veya gayr-i muslim bir kole veya cariye azad etmesidir. Buna gucu yetmiyorsa, arka arkaya kesinti yapmaksızın iki ay oruc tutar. Buna da gucu yetmezse altmış fakire (sabah akşam) yemek yedirir.
Oruc kefareti boyle yemek yedirmekle olabileceği gibi, yiyeceği aynen verip temlik etmekle de olur.
(Oruc kefaretinde boyle sırayı gozetmek hem Hanefîlerce, hem de Şafiîlerce gereklidir. Malikîlerde sıra gozetmek yoktur, insan dilerse kole azad ederek, dilerse oruc tutarak ve dilerse yemek yedirerek bunu yapar.)
Bir kimse, bir ramazan icinde veya birkac ramazanda ozursuz olarak birkac defa kasten orucunu bozmuş olsa, bunlardan dolayı yalnız bir kefaret oder. Sahih olan goruş budur. Cunku ceza yonu, kefarete ustun gelmektedir. Sebepleri bir olan cezalarda bir ceza yeterlidir. Bu bir ceza hepsine yeter. Fakat kefaret yapıldıktan sonra tekrar orucunu aynı şekilde kasten bozacak olursa, bundan dolayı ayrıca bir kefaret gerekir. Birinci kefaret ile tam bir ders alınamadığı anlaşılmış olur.
Yemek, ac olan buluğa ermiş veya yaklaşmış, altmış fakiri sabah akşam doyuracak kadar yedirmektir. Bu yedirilecek yemek yalnız buğday ekmeği de olabilir, buğday ekmeği yanında katık mecburiyeti yoktur. Fakat katıksız arpa ekmeği yeterli değildir.
Eğer yuz yirmi fakire yalnız bir vakit yemek yedirilse, bu ancak altmış fakire yedirilmiş sayılır. Bunlardan altmış fakire tekrar sabah veya akşam yemek yedirmek gerekir. Boyle altmış fakire bir defa yemek yedirildikten sonra dağılıp gitseler, ya gelip hazır olmalarını beklemeli, ya da tekrar altmış fakiri sabah akşam doyurmalıdır.
Oruc kefaretinin eşya verilip temlik yolu ile yapılmasına gelince, altmış fakirden her birine beş yuz yirmi dirhem (yarım sa') buğday veya bin kırk dirhem (bir sa') arpa veya hurma veya kuru uzum verilir. Bu, tam bir fitre sadakası miktarıdır. Bunların kıymetini vermek de caizdir.

Oruc kefaretinde bir fakire altmış gun sabah-akşam yahut yuz yirmi sabah veya yuz yirmi akşam yemek yedirmek de yeterlidir. Yine, bir fakire iki ayda her gun ya aynen veya kıymet olarak birerden altmış fitre sadakası verilmesi de yeterlidir. Fakat bir fakire bir gunde topluca verilecek altmış fitre miktarı, yalnız bir gunluk fitre yerine gecer. Onun icin her gun bir fakire bir fitre miktarı verilir. Bu kefaretlerde uygulanır.
Oruc kefaretinin iyi hal sahibi olan fakirlere verilmesi daha faziletlidir. İmam Ebû Yusuf'a gore, bu kefaret bedeli gayr-i muslim fakirlere verilemez. Fetva da buna goredir.
Oruc kefareti, oruc tutmak suretiyle olunca, bunda kesintisiz arka arkaya tutmak şarttır. Onun icin oruca başlayan kimse, ara vermeden iki ay oruc tutar. Eğer daha iki ay dolmadan herhangi bir sebeple orucunu bozarsa, yeniden iki ay oruc tutmaya başlar. Bundan kadınların lohusa halleri değil de, adet halleri mustesnadır. Gecirecekleri adet gunleri kesinti sayılmaz. Cunku bu halden kurtulmak kadınlar icin mumkun olmayacak derecede zordur. Ramazan orucunun veya muayyen bayram gunlerinin araya girmesi de, kefaretin arka arkaya olmasına engeldir.

Kefaret hususunda, kefaret odeyecek kimsenin odeme zamanındaki haline bakılır. Buna gore, bir kefaret odeyicisi, kefaretin gerektiği zamanda zengin iken, bunu odeyeceği zaman fakir duşmuşse, kefaretini oruc tutmakla yerine getirir. Fakat daha orucunu bitirmeden tekrar zenginleşip kole azad etmeye guc kazansa, kole azad etmek suretiyle kefareti yerine getirmesi gerekir.
Kefaret orucuna, kamerî aylardan birinin başlangıcında başlanırsa. ayın ilk gunu esas alınır. Boylece tam iki ayın gecmesiyle oruc kefareti tamamlanmış olur. Fakat ayın başında oruca başlanmazsa, birinci ay ucuncu aydan tamamlanarak otuz gun hesap edilir, ikinci ay ise, ayın başı alınarak oruca devam edilir. Bu, iki imama goredir. İmÂm-ı Âzam'a gore, bu takdirde tam altmış gun oruc tutmak gerekir, ay başına bakılmaz.
(Buyuk İslam İlmihali, Omer Nasuhi Bilmen)