“Ey iman edenler! Oruc, sizden oncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz.

(Farz kılınan bu oruc) sayılı gunlerdedir. İcinizden hasta olan veya yolculukta bulunan ise, diğer gunlerde tutamadığı gunler sayısınca tutar. Oruc tutmaya gucu yetmeyenler uzerine de, bir yoksulu doyuracak kadar fidye gerekir. Her kim de fidyeyi artırırsa, hakkında daha hayırlıdır. Bununla beraber, eğer bilirseniz, oruc tutmanız sizin icin daha hayırlıdır.

O Ramazan ayı ki, insanları irşad icin, hak ile batılı ayıracak olan, hidayet rehberi ve deliller halinde bulunan Kur'an o ayda indirildi. Onun icin sizden her kim bu aya erişirse orucunu tutsun. Kim de hasta, yahut yolculukta ise tutamadığı gunler sayısınca diğer gunlerde kaza etsin. Allah size kolaylık diler, zorluk dilemez. Sayıyı tamamlamanızı, size doğru yolu gosterdiğinden dolayı Allah'ı tekbir etmenizi ister. Umulur ki şukredersiniz.

Şayet kullarım sana benden sorarlarsa, gercekten ben cok yakınım. Bana dua edilince, dua edenin davetine icabet ederim. O halde onlar da benim davetime koşsunlar ve bana hakkıyla iman etsinler ki, doğru yola ulaşabilsinler.

Oruc gecesi kadınlarınıza yaklaşmanız size helal kılındı. Onlar sizin icin bir ortu, siz de onlar icin bir ortu durumundasınız. Allah nefsinize guvenemeyeceğinizi bildiği icin muracaatınızı kabul buyurdu ve sizi bağışladı. Şimdi onlara yaklaşın ve Allah'ın sizler icin yazdığını isteyin. Ta fecr vakti beyaz iplik siyah iplikten secilinceye kadar yiyin, icin. Sonra da geceye kadar orucu tam tutun. Mescitlerde itikaf halinde iken kadınlarınıza yaklaşmayın. Bunlar, Allah'ın sınırlarıdır, sakın onlara yaklaşmayın. Allah, ayetlerini insanlara boyle acıklıyor ki, sakınıp korunsunlar.” (Bakara, 183-187)

Hicret'ten bir bucuk yıl sonra (miladi 624) Şaban ayının 10. gununde Allahu TealÂ, onceki peygamberlere ve ummetlerine emrettiği gibi, son peygamber Hz. Rasulullah s.a.v. Efendimiz'e ve O'nun ummetine de oruc tutmayı emretti. Gerci Rasulullah s.a.v. Efendimiz, Medine'ye hicretinden sonra ashabına her ay uc gun ve aşure gununde oruc tutmayı emretmişti. Bu ilk oructu. Fakat bu oruc Ramazan orucu gibi farz değildi. Nihayet Hicret'in 2. yılında, Allahu TealÂ'nın yukarıda gecen ayetlerdeki emri uzerine, Ramazan ayında oruc tutmak mazereti olanlar dışında herkese farz oldu.

Nefsi Allah'a adamak

Ramazan ayındaki bu farz, dilimizde oruc kelimesiyle ifade ediliyor. Arapca aslı ise “sıyam, savm” kelimeleridir. Bakara Suresi 183. ayette “...sıyam, sizden oncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı, ki korunabilesiniz.” buyuruluyor. Tefsir kitaplarımızda acıklandığı uzere, sıyam kelimesinin manası, nefsi meylettiği şeylerden, bu bir soz dahi olsa, alıkoymak, yani kendini tutmak, kontrol etmektir.

Ramazan ayı boyunca orucla, gunduzleri yemeden icmeden ve eşiyle birliktelikten mahrum olmaya zorlanan nefsler daha kontrol edilebilir bir hale gelecek ve muslumanlar, elde edecekleri nefsi kontrol alışkanlığıyla, Ramazan ayı dışında da ahiretlerini tehlikeye sokacak soz ve davranışlardan korunabileceklerdir.

“Oruc şehveti kırar, nefsin heveslerini mağlup eder. Azgınlıktan, kotulukten men eder. Dunyanın adi lezzetlerini, makam ve yukselme davalarını kucuk gosterir; kalbin Allah'a bağlılığını artırır, ona meleklik zevki ve saflığı bağışlar.”

“Oruc tutmayan, sabretmesini bilmez, nefsini normal şekilde kullanma yollarını gozetmez. Hele refah icinde yaşayanlar hic oruc tutmazlarsa, butun hurriyetlerini şehevi arzularına kaptırırlar...” (Elmalı tefsiri)

Rahmet, mağfiret ayı

Ramazan ayı, Kur'an'ın vahyedilip son ummete tebliğin başladığı aydır. Bakara Suresi'nde “O Ramazan ayı ki, insanları irşad icin, hak ile batılı ayırıp, acık delillerle hidayet rehberi olan Kur'an onda indirildi.” buyurulur. Kadir Suresi'nde de, “Biz onu (Kur'an'ı) Kadir gecesinde indirdik.” ilÂhi beyanı mevcuttur.

Alemlere rahmet olan, Allah'ın en sevgili, katında en itibarlı kulunun vahy ile muşerref olduğu Kadir gecesi bu ayda yaşanmıştır. Tefsir alimlerimize gore Kur'an-ı Kerim Kadir gecesinde dunya semasına indirilmiş, daha sonra da 23 yılda parca parca yeryuzune indirilerek insanlara tebliğ edilmiştir.

Ramazan ayı, 12 hicri ayın dokuzuncusu ve ucayların sonuncusudur. Ramazan kelimesi “temizlik, yanmak, keskinlik” manalarını taşır. Dinî acıdan, “yanarak gunahlardan temizlenip Allah'a yonelmek” anlamına gelir. Burada yanmak, nefsin arzularına karşı koymaktaki zorluğa işaret eder. Fakat bu zorluğa sabır, temizlenmeye, kalbin arınıp Rabbine yonelmesine vesile olacağından şiddetle tavsiye edilmiş bir mucahededir.

Efendimiz s.a.v. de bir hadis-i şeriflerinde Ramazan ayını, “başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ateşten kurtuluş” olan bir ay olarak tarif etmiş, kendileri Ramazan ayını en guzel şekilde ihya ettikleri gibi, ashabından ve ummetinden de bunu istemişlerdir.

Her yıl yenilenen buyuk davet

Ramazan ayı, muslumanlara buyuk fırsatların ikram edildiği bir aydır. Her gunu insanlar icin bereket, ihsan gunleridir.

Bu ay bin aydan hayırlı bir geceye sahiptir. “Kadir gecesinin ne olduğunu bilir misin? Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Ruh o gece Rablerinin izniyle her iş icin inerler. O gece, tan yeri ağarıncaya kadar suren bir selamettir.” Bu gece, duaların asla reddedilmediği, selamet kapılarının sonuna kadar acıldığı anları bunyesinde taşır.

Gunduzleri oruc tutulup gecelerinin ihya edildiği bu ayda muslumanlara “buyuk cihad” nasip olur. İnsan en yakın duşmanını, nefsini tanıma fırsatı bulur. Ona karşı tedbirli olmanın yollarını oğrenir.

Bu ay, Rabbimiz'in davetidir: “Şayet kullarım, sana benden sorarlarsa, gercekten ben cok yakınım. Bana dua edilince, dua edenin davetine icabet ederim. O halde onlar da benim davetime koşsunlar ve bana hakkıyla iman etsinler ki, doğru yola ulaşabilsinler.”

Rabbimizin davetine icabet edelim. Alimlerimizin bildirdiği uzere kemali edeble orucumuzu tutup, nefslerimizi her turlu kotulukten, cirkinlikten alıkoyalım. Duayla, zikirle, Kur'an tilavetiyle temizlenip, kalplerimizin uyanmasına, Allah icin olmasına calışalım. Kimse bilmez elimize daha kac kez boyle fırsat gececek. Son bir fırsatmış gibi dort elle sarılıp Ramazan ayını ihya edelim, bereketine erelim.

Orucu, itikafı, Kadir gecesiyle Ramazan ayınız mubarek, sıyÂmınız daim olsun.