Anlaşılamayan ergen'in mektubuŞimdi ben bir ergenim. Size mektup yazmamdaki amacım beni biraz daha yakından tanımanız; hitabım anne-babama, oğretmenlerime ve artık ‘ergen’dir ne yapsa yeridir diyen herkese. Bir kere ‘ergen’ sozcuğu artık bizim icin hakaret gibi gazetede koşe yazarları bile artık beğenmediği yazıların sahiplerine ‘ergen’ diye hitap ediyorlar. Durum boyle olunca biz de zaten bir suru beğenmeğimiz ozelliğimiz, beğenmediğimiz yanımız varken kendimizden icten ice nefret ediyoruz. Ulkemizde ilkoğretim 6.Sınıftan beri yapıştırma bir sozcuk bu ‘ergen’ olmak. Duşunuyorum da Turkiye genc nufusun en fazla olduğu ulkelerden birisi ve o kadar insanın tek bir cumleye sığdırılması ve her birinin ayrı dunyaları olsa da aynı olarak algılanması ne kadar da kotu.
Sizlerin bizim icin kaygılandığınızın hepimiz ayrı ayrı farkındayız yalnız uyumak icin izin isteyip odamıza gittiğimizde bile bu ergenlikten kaynaklanıyor demeniz hic de hoş değil J Ya da ‘canım sıkkın’ kelimesini kullanan beni ve arkadaşlarımı ‘ergen’ deyip başınızdan savmak yerine acaba bu yavrumuzun bir derdi var mıdır? Diye biraz duşunun derim ben. Cunku bazı duşunlerine onem verdiğimiz ve beğendiğim buyuklerim( oğretmen, tanıdık, abi vs) bizim geciş donemimiz olduğunu ve bu donemin zorluklarından bahsediyorlar. Madem bu donem bu kadar zorlu ve dikenli neden o dikenleri cıkarmak yerine icimize batırıyorsunuz dikenlerimizi? Neden biz kapıyı carptığımız zaman siz de iki katı fazla carpıyorsunuz kapılarınızı?
İnanın bizler o kadar zorlanıyoruz ki sizin neden yaptın diye sorduğunuz soruların cevabını coğu zaman biz de bilmiyoruz J mesela sizin bizim hic beğenmediğiniz sacımızı arkadaşımız ya da hoşlandığımız insan beğensin diye en az 2 saatte yapıyoruz. Neden diye sormayın ben de bu sorunun cevabını hic bilmedim. Şu anda tek istediğim biraz daha normalleşip ‘ergen’ tiplemesinden kurtulmak. Başka bir ornek verecek olursak ben mesela ev gezmelerini hic sevmem ama annemin illa da ‘benimle geleceksin’ tartışmasına girmek zorunda kalan zavallı bir insanım. Ve bu ben de duygusal iniş cıkışlara sebep oluyor sonuc ne olursa olsun nedensiz bir şekilde ağlamak surecin bir parcası oluveriyor. Cunku oraya gitmeyi kabul edersem giderken ağlıyorum inat edip gitmeyince evde battaniye altında ağlıyorum. Yani ağlamak da ergenliğin farzlarından biridir herhalde J Ama durum şoyle olsa kotu mu olurdu ya; annem benim istemediğimi anlayınca cok ısrar etmese mesela ben de şu aradığım kendimi evde yalnız yalnız arasam kendimi bulmaya calışsam ya da bu devlet meselesi olmayıp annem kendini ‘huzur evine yatırılacak insan’ kategorisine koymasa hemen dunya nasıl guzel olurdu benim icin .
Şimdi daha iyi anlayabilmeniz icin tum ergen arkadaşlar adına kendimden bahsedeyim biraz izniniz olursa J o kadar dertliyim ki bu konuda anlatamam. Doğrusunu isterseniz gecimini sağlamakla yukumlu olduğum bir ailem, her gun saatlerce zor şartlar altında calıştığım bir işim yok, kanser de değilim, hiv de taşımıyorum. Sağlığım yerinde, paramı da ailem tıkır tıkır veriyor. Ama nedense -sizin deyiminizle ergen olduğum icin- icimden boyle dertli dertli yazılar yazmak herkes eğlenirken bir kenarda oturmak; hayatı, dunyayı bir cehenneme benzetmek geliyor. Kimse beni anlamıyor sanırım bu da ergen olduğum icin ya da anlatamıyorum bir şeyi ondan da anlamıyorlar. Hayat da cok acımasız, soğuk ve zalim L Annem babam da ‘metalicayı, emoyu, twitter ve facebooku’ bilmiyor zaten. Kafam her daim cok karışık, karışık olmasa bile oyle olması gerektiğini hissettiğim icin oyleymiş gibi davranıyorum. Anlamsız, bağlantısız duşunceler beynimde dolanıp duruyor face de bir arkadaşım paylaştığım sozu ya da videoyu, resmi beğenmediği zaman felaket senaryoları kuruyorum.
Duşunsenize arkadaşlarımdan bazılarının anne babası ayrı ve daha rahat davrandıklarını duşunduğum icin anne ve babamdan ayrılmalarını istedim boyle de garip isteklerim var. İsteklerim olmayınca haksızlığa uğradığımı duşunup ofke patlamalarım var.
Hayatta en buyuk derdim ne mi olabilir? Hicbir şey J En kotu ihtimalle hoşlandığım kişi bana yuz vermez; ama yine de ben cocuğumu trafik kazasında kaybetmiş bir anne gibi yas tutmalıyım. Oyle dertli olmalıyım ki gorenler ‘annem kıyam cok dertli sanırsam’ kıvamında cumleler kurmalı bana oyleymişcesine davranmalı ki ben de bir derdim olduğuna kendimi inandırayım. Bir de arkadaş bulmalıyım kendime o da dertli olsun ama benden dertli olmasın, cunku herkesin ergenliği kendine J bu kadar dertten sonra kendimi edebiyata vuruyorum tabi coğu zaman. Cumleleri o kadar devrik kuruyorum ki ‘ergen’ olan herkes derin, anlamlı edebi bir şey yazdığımı sanıyor. Aslında ne yazdığımı ben de bilmiyorum, oyle de şuursuzum. Fakat ergenliğime verin. Hele bir de mesajlar yazıyorum ki sormayın o mesajları ancak bir ‘ergen’ anlayabilir bir bilim adamı falan maazallah bu şifreyi hicbir zaman cozemez.
Şu soruların cevabını biraz duşunun istiyorum. Tek bir ‘ergen’ kalıbı varsa ve herkes bu donemleri aynı şekilde geciyorsa sevgili buyuklerim bize kızmakta ya da yadırgamakta biraz haksız değil misiniz sizce? Ya da bizleri yetiştiren ‘aynı gunahsız tertemiz bir bebekken’ bizlere şeklini veren sizler değil misiniz?
Şimdi tek umudum ne peki biliyor musunuz? Şu ergenliği atlatıp kendime gercek dertler bulmak, normal insan kaygıları taşımak. Dertsiz başımda derdim varmış gibi dolanmaktan kurtulmak, hayattan zevk almak, beğenilmediğimi duşunmekten kurtulmak ve hayatın tadını cıkarmak. Ve en onemlisi ‘ergen’ postunu yırtmak J Beni anladığınızı ve artık tanıdığınızı umuyor teşekkur ediyorum.
Saygı da kusur ettiysem affola…
( Bir Ergen)
Uzman Psk. Fatma EFE



[h=2]İstanbul Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]