Başarılı bir piyanist bir dinleyici topluluğu karşısında calmaya başladığında birden parmaklarının kasılıp kaldığının farkına varır.
Yazılı sınava giren bir oğrenci birden zihninin bomboş olduğunun ve yazacak kelime bulamadığının farkına varır.
Bir ebe oğrencisi katıldığı ilk doğumda kendinden gecip bayılır.
Bu sorunların her biri, kaygı ve bunaltı hali olarak nitelenen durumun ozelliklerindendir. Korku tepkisinin, aykırı duşunce niteliklerinden birisi, bireyin en cok korktuğu ya da nefret ettiği şeyin istemeyerek başına geliyor olmasıdır.
Tam bu tepkime istek dışında gercekleşiyor olmasının yanında, rahatsız edicidir; hafifleyene kadar bireyi kısmen kontrolu altında tutar. Korku durumlarında can alıcı unsur, sanki bir refleksmiş gibi bir anda ortaya cıkan, bir imge veya otomatik duşunce bicimini alan bilişsel bir surecin varlığıdır. Bu surec, oldukca mantıklı gorunen tetikleyici bir uyaranla birlikte başlar ve bir anksiyete dalgası tarafından izlenir. Kaybolan zincir halkası bulunduğunda, anksiyeteyi başlatan gizli uyaran ortaya cıkmış olur.
Son donemlere kadar anksiyete sorunları kontrolden cıkmış bir duygunun, kaygının, korkunun ifadesi olarak kabul ediliyordu. Anksiyete ve korku kavramları, birbirleriyle yakın fenomenler olsalar da bunları farklı kelimelerle isimlendirmenin doğru olacağı gerceğine rağmen anksiyete ve korku aynı kavrama işaret edildiği icin birbirlerinin yerine kullanılagelmiştir.
Anksiyete, Fransızca “anxiete” sıkıntı, endişe, sebepsiz korku sozcuğunden alıntıdır.
Korku kelimesi Eski İngilizce anlamı “tehlike” olan faer’den gelir.
Korku ve anksiyete birbirlerinden; korku, tehlike’de hissettirecek bir uyarana karşı zihinsel bir değerlendirmeye verilen duygusal tepkiyi icerir. Bu tur durumlarda hayatta kalma mekanizmalarını gosteren eksiksiz tanım “kavga-kacma-donma-bayılma tepkileri” olabilir. İrade dışıdır, refleks gibi fonksiyon gosterir ve tehlikeye karşı temel savunma hattı olarak gorunur.
Sevgi ile kalın…

[h=2]Adana Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]