Anksiyete bozukluklarına bakışANKSİYETE BOZUKLUKLARI
Anksiyete; nedeni belirli olmayan, belirsiz, korku, kaygı, her an kotu bir şey olacakmış kaygısı ile yaşanan bir bunaltı duygusudur. Yaşamı tehdit eden ya da tehdit şeklinde algılanan bir ceşit alarm duygusudur. İcten ya da dıştan gelen tehlikeler ya da tehlike beklentilerine karşı yaşanan bir tepkidir. Anksiyete, genellikle nesnesi bilinen bir duruma ya da kişiye karşı duyulan merak, tasalanma ve endişe duygusudur. İnsanın gunluk davranışında en sık gozlenebilen durumlardan biridir. Cok hafif gerginlik ve tedirginlikten panik derecesine varan değişik yoğunluklarda olabilir. Anksiyetenin patolojik ozellikleri yanı sıra uyuma donuk işlevi de vardır. İc ve dış tehlikelere karşı koruyucu, uyarıcı, onlem alınmasını sağlayan bir yonu de vardır. Algılanan bu tehlikelere karşı benlik (ego) savunma duzeneklerini kullanarak baş etmeye, onlem almaya, kendini korumaya calışır. Eğer benlik gucu yerindeyse sorun cozulur. Bu nedenle her zaman patolojik ve normal anksiyete arasında farkı gorebilmek mumkun olmayabilir.
Anksiyete gundelik yaşam icerisinde somut bir nedene bağlı olarak ortaya cıkan bicimiyle ele alındığında patolojik oluşunu belirleyen uc olcut soz konusudur. Bu olcutlerin birincisi şiddet, ikincisi sure ve ucuncusu ise gunluk hayatı etkilemeye başlaması ve işlevselliği bozmasıdır. Gundelik yaşamımızı etkileyiş, anksiyetenin şiddetine bağlı olabilir. Ancak şiddeti yoğun olmayan bir anksiyete de insanın yaşamını zaman icinde etkileyebilir. Şiddeti ne olursa olsun uzun suren, kronik veya tekrarlayıcı anksiyete zaman icinde insanı yorgun duşurur, uyumu bozar, uykuya dalma ve uykuyu surdurme gucluğu yaratır, gergin, sinirli ve tahammulsuz hale getirir. Stres reaksiyonu bicimiyle yaşanan anksiyetenin patolojikliğini belirleyen bir diğer ozellik bu tipe ozgu denebilecek travmatik olaya geridonuşler ve aşırı uyarılmışlık hali, kacınma davranışlarıdır.
Anksiyete hayatımızın bir parcasıdır. Anksiyeteyi patolojik bir olgu haline getiren şey anksiyetenin suresi ve şiddetiyle ilgili olarak ortaya cıkardığı işlev bozuklukları ve buna bağlı olarak gundelik hayatın akışını bozmasıdır. İşlev bozukluğunu yaratan sure ve şiddete ek olarak ozellikle icsel tehdit ve tehlikeler olarak ortaya cıkan patolojikliği yaratan başka olcutleri de değerlendirmek gerekebilir. Bu olcutler kacınma davranışı, takıntı ve zorlanmalar olabilir.
Anksiyetenin Ortaya Cıkış Nedenleri
1. Psikolojik Varsayımlar
- Psikoanalitik varsayıma gore anksiyete temelde bir ic catışmanın urunudur. Buradaki catışma benlik ile altbenlik, ya da benlik ile ustbenlik arasında oluşabilir. Altbenlikden haz ilkesi doğrultusunda doyum arayan durtuler ustbenliğin gercekleri tarafından engellenir. Benlik bunlar arasındaki catışmayı cozerek durtuyu bastırırsa sorun cozulur. Benlik catışmayı cozemezse, bastıramazsa bunu tehlike olarak algılar. Butun bu surec bilinc dışında yaşanır. Bilinc alanında ise ortaya anksiyete cıkar. Eğer bastırma işe yaramadığında bu catışmayla başetmek icin diğer savunma duzeneklerini kullanırsa kullandığı savunma duzeneğine gore diğer anksiyete bozukluklarının klinik tabloları gelişir.
- Davranışcı varsayıma gore anksiyete oğrenilmiş bir surectir. Koşullu uyaranlar koşulsuz tepkilere neden olur. Ayrıca sosyal oğrenme ile ailenin tepkileri de model olarak alınır.
- Bilişsel varsayıma gore anksiyetenin nedeni olayın kendisi değil, bu olayın kişi tarafından nasıl yorumlandığı, nasıl algılandığıdır. Olayların carpıtılmış duşunce oruntuleriyle algılanması sonucunda anksiyete ortaya cıkar.
2) Biyolojik Varsayımlar: Anksiyete bozukluklarında istemsiz yapılan hareketleri ve organ fonksiyonlarının kontrolunu gercekleştiren otonom sinir sisteminde sempatik etkinliğin arttığı, buna bağlı olarak fizyolojik belirtilerin ortaya cıktığı duşunulmektedir. Biyokimyasal olarak yapılan calışmalarda noronlar arasında veya bir noron ile başka bir (tur) hucre arasında iletişimi sağlayan kimyasallar uzerinde durulmakta, noradrenalin ve serotonin duzeylerinin arttığı duşunulmektedir. Ayrıca bazı norokimyasal maddelerin verilmesiyle yapay olarak panik nobetleri ortaya cıkarılabilmektedir. Bunların dışında kalıtımsal bir yatkınlığın olduğundan da soz edilmektedir.
Yoğun anksiyete yaşayan bireyin ruhsal bedensel bazı değişimler yaşaması kacınılmazdır. Bu değişimler birey tarafından sıklıkla hissedilmeye ve ciddi anlamda rahatsızlık yaratmaya başlayabilir. Birey bu değişimleri yaşamaya başladığında kendisinde bir problemin olduğunu keşfeder ve acil cozum yolları aramaya başlar. Temel olarak anksiyete bozukluklarında belirtiler benzerdir. Ancak kullanılan savunma duzeneklerine gore farklı belirtiler eşlik ederek farklı klinik tablolar oluşur. Anksiyete’nin ruhsal ve bedensel belirtileri şu şekilde sıralanabilir.
Ruhsal Belirtiler
· Endişe, kaygı, tasalanma
· Konsantrasyonda ve uyumda bozulma
· Tahammul edememe
· Heyecanlanma
· Kişinin kotu bir haber alacağı beklentisi
· Aniden irkilme
· Cabuk ve kolay yorulma
· Gercek dışılık hissi, dış dunyaya yabancılık duygusu
· Kişinin bedenine veya bedeninin bir parcasına yabancılık yaşaması,
· Kişinin kontrolunu kaybetme hissi yaşaması
· Cıldırma hissi
· Olum korkusu
· Vucutta uyuşma ya da urperme hissi
· Kişinin uyku bozuklukları yaşaması
Bedensel Belirtiler
· Kalpte carpıntı hissi ve ya kalp atım hızında artış
· Aşırı ve gereksiz terleme
· Vucutta titreme ve ya sarsılma
· Ağız kuruluğu
· Nefes almakta gucluk
· Boğulma hissi ve ya hava aclığı
· Goğuste ağrı ve ya rahatsızlık hissi
· Bulantı ve ya karın bolgesinde rahatsızlık
· Yuzde kızarma
· Baş donmesi
· Kulak cınlaması
· Sıcak veya soğuk basması (titreme)
· Yerinde duramama veya gevşeyememe
· Boğazda duğumlenme hissi veya yutma gucluğu
· Cabuk ve kolay yorulma
· Kaslarda gerginlik ve ağrılar
· Sinirlilik, huzursuzluk
Anksiyete Bozuklukları DSM-IV’de alt başlıklar olarak ele alınmıştır. Bu alt başlıkların her biri kendi icerisinde farklı dinamiklere sahiptir. Bu alt başlıklar şu şekilde sıralanabilir.
1. Yaygın Anksiyete Bozukluğu
2. Panik Bozukluk- Agorafobi ile birlikte -Agorafobi ile birlikte olmayan
3. Ozgul Fobi
4. Sosyal Fobi
5. Obsesif-Kompulsif Bozukluk
6. Posttravmatik Stres Bozukluğu
7. Akut Stres Bozukluğu
8. Genel Tıbbi Duruma Bağlı Anksiyete Bozukluğu
9. Madde Kullanımına Bağlı Anksiyete Bozukluğu
10. Başka Turlu Adlandırılamayan Anksiyete Bozukluğu
Anksiyetenin tedavisinde gelen hastanın/danışanın oncelikli olarak hastalık tanımlaması alınmalı ve genetik yatkınlığı incelenmelidir. Daha sonra hastanın/danışanın belirtileri uzerinde konuşularak bu belirtilerin en aza indirilmesi icin hastaya/danışana destek sağlanması uygun bir yaklaşım olarak kabul gormektedir. Ancak bunun yapılabilmesi icin hasta/danışan ve danışman arasında samimi bir guven duygusunun oluşması kacınılmazdır. Danışanın/hastanın guven duymadığı ortamlarda bu belirtilerinin ustesinden gelmesi oldukca guctur. Mutlaka hastaya/danışana rahatsızlığı hakkında detaylı bilgi verilmelidir. Boylece guven ortamı icinde rahatsızlığını bilen hasta/danışan daha kolay cozume ulaşacaktır. Bu tur rahatsızlıklarda ilac tedavisinin uygulanması da destekleyici bir rol almaktadır. Hastalığın ağırlığına uygun doz seciminin son derece onemli olduğu da aşikÂrdır. İlacın yanında mutlaka psikoterapi uygulamalarının yapılması ve duzenli olarak seansların planlanması gerekmektedir. Cunku ilac tedavisi ile psikolojik danışma ve psikoterapi uygulamasının birlikte yurutulmesi, hastalığın tedavisinde etkili bir rol oynamaktadır. Bu yontemlerin uygulanması ve duzenli olarak ilac ve psikoterapi uygulamaları ile anksiyete hastalık olmaktan cıkacaktır. Yine de uzmanlık sorunlarının yaşanmaması icin bir psikiyatristten destek alınması da hasta/danışan acısından cok yararlı olacaktır.

[h=2]Mersin Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]