Anksiyete (kaygı)faydalı olabilir mi?Kaygı, herkesin yaşayabileceği bir duygudur. Hepimiz ara sıra endişeli ve kaygılı hissedebiliriz. Ancak kaygının aşırı duzeyde yaşanması ve buna bağlı olarak gunluk yaşantının kaygıdan olumsuz etkilenmesi zararlıdır. Bu tur bir kaygı, psikolojik destek alınarak mudahale edilmesi ve aşılması gereken bir duygudur. Gunumuzde kaygı bozukluğu en sık gorulen psikolojik hastalıklardan biridir ve her yıl milyonlarca insan bu hastalıktan etkilenmektedir. Kaygıyı olumsuz olarak değerlendirmemize yol acan şey, kaygının hayat kalitemizi duşurerek, gunluk yaşantımızı surdurmemizi zorlaştırmasıdır. Ancak kaygı, dengeli ve sağlıklı yaşandığı zaman pek cok kazanımların elde edileceği bir duyguya donuşebilir. Bu kazanımlardan birkacını şu şekilde ele alabiliriz. Kaygı her zaman olumsuz değil, aksine bazen oldukca faydalıdır. Kaygı tamamen ortadan kaldırılması gereken tehlikeli bir duygu değildir. Sağlığı konusunda kaygı yaşamayan bir insan sağlığına dikkat etmeyebilir.

Sınav ile ilgili kaygı taşımayan bir oğrenci ders calışmayabilir. Gelecekle ilgili kaygısız olan bir insan calışıp uretime katkı sağlamak yerine sadece gununu yaşamayı tercih edebilir. Bunun gibi pek cok ornek sıralamak mumkun. Dolayısıyla yaşanan kaygı, kişiyi harekete geciriyor, gerekli tedbirleri alınmasını sağlıyorsa faydalıdır. Kaygı, eksik işlerin tamamlanmasına ve sorumlulukların yerine getirilmesine yardımcı olur. Kişi bazen bir işe başlasa da sonunu getirmek konusunda aynı performansı ortaya koyamayabilir. Bazen de yapması gereken sorumlulukları veya işini ihmal edebilir.

Bu problemler genellikle kaygının yokluğu veya eksikliğinde karşımıza cıkabilecek problemlerdir. Kaygı bu noktada, yarım bıraktığımız işi tamamlamamızı, odenecek faturanın son odeme gununun hangi gun olduğunu, yapılması gereken sorumluluklarımı bize soyler. Bu nedenle kaygı, eksik işlerin tamamlanmasına ve sorumlulukların yerine getirilmesine yardımcı olur. Kaygı, zihnin uretkenliğini artırır. Gelecekte ortaya cıkma olasılığı olan olumsuz durumlarla nasıl başa cıkabileceğimiz konusunda bazen yetersizlik hissedebiliriz. Başa cıkma stratejimiz bize yeteri kadar guc vermeyebilir. Boyle bir durumda ortaya cıkan kaygı, bizi cozum arayışına yoneltir. Beynimiz cozum secenekleri uretmeye başlar. Daha once aklımıza gelmeyen, dikkat etmediğimiz, goz ardı ettiğimiz pek cok cozum onerisi zihnimize gelir. Kaygı, zihin uretkenliğini artmasına vesile olur. Kaygı, enerjiyi artırma potansiyeline sahiptir.

Sahip olduğumuz enerjinin acığa cıkması her zaman mumkun olmayabilir. Var olan potansiyel, adeta uzeri ortuk bir şekildedir. Ancak kaygı veren herhangi bir durumla karşılaştığımızda var olduğunu fark etmediğimiz enerji acığa cıkar ve sorunun aşılması konusunda bize yardımcı olur. Orneğin ıssız bir yoldan gecerken arabamızın arıza yaptığını ve durduğunu duşunelim. Eğer yoldan gelen gecen yoksa muhtemelen boyle bir durumda yoğun bir korku ve kaygı yaşarız. Bu korku ve kaygı, olumsuz bir duygu gibi gorunuyor olsa da olumlu bir etkiye sahiptir. Normalde var olan enerji ile yuruyemeyeceğimiz yolu, kaygının ve korkunun verdiği enerji ile daha hızlı yuruyebiliriz. Dolayısıyla kaygının, enerjiyi artırma potansiyeline sahip olduğunu soyleyebiliriz.

Tum bu sonuclara dayanarak ozetleme yapmak gerekirse; kaygı, sağlıklı ve dengeli yaşandığı surece zararlı değil aksine oldukca yararlıdır. Harekete gecmemizi, tedbir almamızı, eksik işlerimizi tamamlamamızı, onem verdiğimiz şeylere karşı daha dikkatli olmamızı, zihnimizin daha uretken olmasını ve gerektiğinde enerjimizi artırarak istenen davranışları yapmamızı sağlar. Kaygıyı olumsuz kılan şey ise; kaygının yoğun duzeyde yaşanması ve yapılması gereken davranışların yapılmasına engel olmasıdır. Kaygının olumsuz yaşanması durumunda vakit kaybetmeden yetkin bir uzmandan psikoterapi desteği almak gerekir. Psikolojik destek alarak olumsuz olan kaygıyı, sağlıklı yaşanan ve yararlı bir duygu haline getirmek mumkundur.

[h=2]Osmaniye Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]