Ankilozan Spondilit, ozellikle omurgayı etkileyen suregen, ağrılı, ilerleyici, sadece kas iskelet sistemi ile sınırlı olmayıp bazen cilt, goz, bağırsak ve kalp damar gibi onemli organları da etkileyen, nedeni tam olarak bilinmeyen iltihabi romatizmal bir hastalıktır.
Ankiloz; omurgaların birleşmesi, spondilit; omurgaların ilthabı anlamına gelmektedir.
Hastalar ozellikle bel ve kalca bolgesinde olmak uzere, boyun, sırt, goğus kafesi ve bazen omurga dışı eklemlerin ağrısı ile başvurabilirler.
İstirahat sonrası ve sabahları yoğun olan ağrı yakınması egzersiz ve aktivite ile azalmaktadır. Sabahları yataktan kalktığında hissedilen omurga sertliği ve tutukluğu genellikle 30 dakikadan uzun sure devam etmektedir.
Genc hastalarda vucudun soz edilen bolgelerinde sinsi başlayan, gece yatakta artan, yatakta sağ sola donmeyi kısıtlayan, sabaha doğru artan bel ağrısı, yer değiştiren kalca ağrıları tipiktir. Bu ozellikleri ankilozan spondilitteki ağrıyı bel fıtığı başta olmak uzere diğer mekanik ağrı denilen ve iltihapi olmayan bel ağrılarından ayırt etmeye yardımcı olmaktadır.
Hastalar oykulerinde genellikle 3 aydan uzun suredir bazen yıllardır devam eden ağrılardan yakınırlar. One eğilmekte, ayakkabı ve coraplarını giymede zorlandıklarını ifade edebilirler. Bu yakınmalar omurgalar arasındaki eklemlerin esnekliğini, hareketliğini kaybetmesine bağlıdır.
Bazen de kas kirişlerinin kemiğe yapışma bolgelerinde iltihabi bir reaksiyona yol acmaktadır. Entesit denilen bu durum topuk ve bircok bolgede ağrı olarak kliniğe yansımaktadır.
Halsizlik yorgunluk, ateş, kilo kaybı gibi bulgular aktif hastalık doneminde ağrıya eşlik edebilir.
Hastalık erkeklerde 2-3 kat daha fazla gorulur ve coğunlukla 20-30 yaş arası donemde başlar.
Fizik muayene ve radyolojik goruntuleme tanıda onemlidir. Kan tetkiklerinin tanıdaki yeri sınırlıdır.
Ankilozan Spondilit; gozde uveit, barsaklarda itihap, kalpte ileti yani ritim bozuklukları, kalp kapak patolojleri ve aort denilen ana atar damarda iltihap yapabilir. Akciğeri etkileyebilir ayrca goğus kafesi eklemlerini tuttuğu icin bu eklemlerin zaman icinde esnekliğini kaybetmesine bağlı olarak akciğer hacmini azaltabilir, ağız icinde tekrarlayan aftoz ulserler gelişebilir.
Anne veya babadan bire bir cocuklara gecen bir hastalık değildir. Hastalığın oluşumunda suclanan insan HLAB27 doku antijeni ankilozan spondilit hastalarının %90’ınında mevcuttur. HLA B27 saptanan ankilozan spondilit hastasının cocuğunda bu hastalığın gelişme riski %20’dir.
Ankilozan spondilitin tedavisi hasta eğitimi ile başlamaktadır. Hastalığın yaşam boyu devam eden iltihabi bir hastalık olduğu hastaya ve ailesine anlatılmadır. İlac tedavisinde amac; ağrıyı kesmek, hastalığın ilerlemesini durdurmak veya en azından yavaşlatmak, ilacların ve hastalığın yol actığı osteoporoz gibi istenmeyen durumlara karşı hastayı korumaktır.
Hastalığın şiddetine ve ilaclara verilen yanıta gore tedavi farklılık gosterebilir. Geleneksel antiromatizmal ilaclara yanıt vermeyen hastalarda biyolojik ilaclar kullanılmaktadır. Bunlar oldukca etkili ancak onemli yan etkileri olan maliyeti yuksek ilaclardır.
Akupunktur, Noralterapi, Fitoterapi, Plates gibi tamamlayıcı tedavi secenekleri hastaların mevcut kliniğine olumlu katkı sağlar.
Duzenli boyun, sırt, bel, eklem egzersizleri, duruş ve solunum egzersizlerinin duzenli yapılması gunluk yaşam kalitesi acısından onemlidir. Yuzme, gunde 20 dakika sırtustu ya da yuzukoyun duz yatılması postur icin fayda sağlayacak diğer onerilerdir.
[h=2]Gaziantep Fizik Tedavi uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]
Ankilozan spondilit (itihaplı omurga romatizması) nedir?
Sağlık0 Mesaj
●30 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sağlık
- Ankilozan spondilit (itihaplı omurga romatizması) nedir?