Yeme bozukluklarının genel olarak batı ulkelerinde gorulduğune inanılmakla birlikte, son yıllarda yapılan araştırmalar diğer toplumlarda da yaygın olarak gorulen ve sıklıkla giderek artan bozukluklar olduğunu gostermiştir. Aneroksiya nevrozu ulkemizde de son yıllarda en cok araştırılan konu haline gelmiştir. Bu nevroz daha cok kadınlarda gorulmektedir.
Ergen ve genc kadınlardaki yaygınlığı %1-4 arasındadır. Sosyokulturel yapı olarak orta ve ust sınıf grupta yaygın olarak gorulmesini ifade edilmesi fakat bu durumun giderek farklılaşması tartışma konusudur. İnce beden yapısının idealleştirilmesi batı toplumlarında aneroksiya nevrozunun gelişmesine onculuk eden olası temel etkenlerden biri olarak gorulmektedir. Batı toplumlarında sık olduğuna dair var olan inanış, kadının cinsiyet rolu, fiziksel gorunume verilen onem, zayıf olmanın ideal bir beden imgesi olarak sunulması, toplumsal başarı elde etmede kadınsı ozelliklerin ve cinsel cekiciliğin bir arac haline gelmesi, insan bedeninin bir meta haline donuşmesi ve yabancılaşma gibi değişkenlerle ilişkili gorulmektedir. (Kuğu ve ark. 2002)
Aneroksiya nevrozunda beden algısında bozukluk olduğu yaygın kabul goren bir goruştur. Bazı yazarlar beden algısı bozukluğunun patognomonik olmadığını ileri surerken, bazı yazarlar ise temel belirleyici olduğunu, beden algısında bozukluk aracılığıyla eşik altı olguların da tanınabileceğini one surmuşlerdir.(Kuruoğlu ve Arıkan 1995).
Tedavi nasıl olmalıdır?
a)Bilişsel ve Davranışcı Terapi:
Bireysel terapide (BDT), kişinin problem yaratan otomatik duşuncelerine odaklanılmaktadır. Orneğin, yersem cok kilo alırım. Kilo alırsam; beğenilmem, onaylanmam gibi duşunceler kişinin altta yatan değersizlik duşuncelerinden ipucları taşımaktadır. Bu nedenle BDT oncelikle bu duşuncelerin yerine sağlıklı olanları koymayı amaclar. Kişinin değersiz olmadığı, kilo verdiğinde insanların onu daha fazla onaylamayacağı konusunda farkındalık kazandırmak onemlidir. Eğer bu duşunceler “zayıf olmamla insanların beni sevmesi arasında bir bağlantı yok” gibi duşuncelere donuşurse, kişi yemek yeme davranışını kısıtlamak zorunda kalmayacaktır. Bu da yeme davranışını otomatik olarak değiştirmek demektir. Bu surecte kişinin tedavisini destekleyecek cevresel etmenler (iş yerindeki arkadaşları, ailesi) de kullanılabilmektedir. Hastane tedavisi ve BDT’nin birlikte uygulandığı bir calışmada anoreksiya belirtilerinin azaldığı ve bu azalmanın 1 yıl daha devam ettiği bulunmuştur.
b)Aile Terapisi
Kişinin yeme davranışı ve kendiyle ilgili bir bozukluktan bahsediyoruz. Oyleyse bu surecte ailenin rolu nedir? Yapılan calışmalar anoreksiya nervozalı kişilerin aile ici ilişkilerinde problemler olduğunu ortaya koymaktadır. Belki de bu yuzden ergenlikte en cok karşılaşılan durumlardan bir ailevi problemlerdir.
[h=2]Malatya Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]
Aneroksiya nevrozu
Sağlık0 Mesaj
●23 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sağlık
- Aneroksiya nevrozu