Anaokuluna başlama, bir cocuğun hayatında yaşadığı, yuruyebilme, konuşabilme tuvalet eğitimini oğrenme donemleri gibi onemli bir donemdir. Bu nedenle oncelikle cocuğun ve ailenin bu duruma hazır oluşu cok onemlidir.
Cocuk alışık olduğu ortamdan, alışık olduğu kişilerden ayrılacağı icin endişe, tanımadığı bir ortamda tanımadığı kişilerle olacağı icin cesaretsizlik ve heyecan duyguları hissedebilir. Sınıfta aileden birisi ya da yakını olmadan tek başına kalabilmek, sınıfta cocukları tek tek tanımak ve kabul etmek, cocukların kendisini tanıması ve kabul etmesi cocukta stres yaratabilecek bir durumdur. Yetişkinler bile yeni bir işe başladığında, yeni bir ortama girdiğinde ‘’Beni nasıl algılayacaklar?’’ heyecanı yaşayabiliyorsa cocuğun o yaşta okula başlama gibi bir sureci yaşaması cok da kolay sayılmaz. Bu nedenle cesaretlendirerek, destek olarak yaşadıklarını ve hissettiklerini anlamaya calışarak zihnindeki soru işaretlerini ve endişelerini gidermeye calışmak gereklidir.
Cocuk icin oncelikle en doğru anaokulu secildikten sonra (anaokulu secimi tek başına onemli bir konudur) cocuğa acıklama yapılarak oncelikle gideceği anaokulu gezdirilir. Sınıfı, arkadaşları ve oğretmeni ile tanıştırılır. Bir sure sınıfa girip eğer isterse, sandalyeye oturması ya da etrafı incelemesine fırsat verilir, desteklenir.
Eğer okulun ya da ailenin programı uygunsa, cocuğun oyun grubu ile başlaması en uygun olanıdır. Oyun grubunun ozelliği haftada birkac gun ve kısa saatler olmasıdır, 3 yaş ve biraz altındaki cocuklar icin gerekli ve uygun olacaktır. Oyun Grubu programı sonrası cok rahat, kolaylıkla anaokulu programına başlayabilirler. Oyun Grubu imkÂnı yok ise ya da uygun değilse, anaokuluna başlarken ‘’Adaptasyon Programı’’ uygulanılmalıdır. Bu programda cocuk ilk gun bir saat kalmalıdır. Anne ya da aileden biri veli bekleme bolumunde beklemeli, cocuğun istemesi halinde buluşturulmalı ve guvenle başlaması sağlanmalıdır. İkinci gun iki saat ve takip eden gunlerde sure azar azar artırılarak bir haftanın sonunda istediğimiz kadar kalmalıdır.
Uyum suresi her cocuğa gore değişmektedir. Bazı durumlarda cocuk okulda kalma suresini kendisi uzatmak istemektedir. Kritik nokta, uyum donemi suresince cocuğun duzenli olarak okula getirilmesidir. Cocuğun isteksizliği durumunda bile başlangıcta duzenli devam etmek onemlidir. Burada karar verici aile olmak zorundadır. Anne ve baba destekleyici, cesaretlendirici yaklaşım icerisinde olmalıdırlar.
Bazı aileler; cocuk hazır ve istekli olmasına rağmen, anne baba hazır olmadığı icin cocuğun cesaret ve isteğini kırıp, basit hatalar ve aşırı koruyucu davranışlarla uyum donemini problemli ve cok zor bir doneme surukleyebilmektedirler. Cocuk anaokulunun ilk ya da sonraki takip eden gunlerinde, heyecanla cantasını sırtına alıp annesine hoşca kal diyerek sınıfına ilerler. Anne ise, kendisinden bu kadar kolay ayrılabilmesine kendisini cok arayıp ağlamadan kalabilmesine uzulup, ‘’Dur bir daha opeyim’’ diyerek endişeli, uzgun yuzuyle, tekrar cocuğu geriye cağırarak sarılıp oper. Turlu şekillerle vedalaşma sahnesini uzatmak isterler. Boyle bir durumda, cocuk cok istekli, heyecanlı ve mutlu olmasına rağmen, annesinin yuz ifadesi ve hissettirdikleri nedeniyle ‘’annem endişeli, o halde endişelenmem gereken bir durum var’’ duygusuyla hareket ederek, o mutlu heyecanlı cocuğun yerini, ağlayan endişeli ve isteksiz, korkan bir cocuk almaktadır. Hissettikleri cocuğun uyumunu kolaylaştırmayıp, anaokuluna uyumunu gucleştirecektir.
Annenin ve babanın, hatta buyuk anne ve babaların mutlaka istekli, hazır, destekleyici ve cesaretlendirici olmaları gereklidir. Vedalaşmalarda, ebeveynin cocuğu teslim alacağı saati soyleyip, hatta saat uzerinde yerini gostererek ya da cizerek; ‘’Bu saatte seni gelip alacağım, o zaman goruşmek uzere’’ demelidir. Sozunde mutlaka durmalı tam soylediği saatte gelerek, ‘’Bak soz verdiğim gibi geldim’’ diyerek yine saati gostermelidir. Anne ve baba ozellikle ilk gunler cocuğun cıkış saatinde, asla tutarsız davranmamalı, en sona ve tek başına kalmasına asla izin vermemeli, gecikmemelidirler.
Akşamları evde cocuğun oğrendiği şarkı, tekerleme, şiir ya da oyunları paylaşmalı arkadaşlarını ve yaşadıklarını destekleyici bir heyecanla dinlemelidir. Asla okulu tehlikeli, başına her şeyin gelebileceği, korkulması gereken bir ortam gibi hissettirmemelidir. Anne ve babanın endişeleri varsa bile bunu asla cocuğun yanında konuşmamalıdırlar. Endişelerini, oğretmeni ve okul yoneticisi ile ayrıca konuşmalı, cozum aramalıdırlar. Anne ve baba cocuğun okulu, oğretmeni ve arkadaşları ile ilgili konularda, cocuğun yanında asla olumsuz eleştiri yapmamalıdırlar. Tum bunlar cocuğun okula, oğretmene ve arkadaşlarına bakış acısını etkileyecek, adaptasyonunu gucleştirecektir. Eğer evde bakıcı varsa, bakıcıya yakında anaokuluna gideceği planı acıklanmışsa cok dikkatli olunmalıdır. Kişiye gore değişmekle birlikte, cok sayıda orneği vardır ki; bakıcılar işlerini kaybetmemek icin cocukta gizlice okul korkusu, oluşturabilmektedirler. Bakıcılar; okulun ve okuldaki oğrencilerin, oğretmenlerin tehlikeli ve korkulması gereken kişiler olduğu gibi mesajlar verebilmektedirler. Bu nedenle anaokuluna başlama kararı konusunun bakıcıya acıklanması ve acıklanma zamanına iyi karar vermek gereklidir.
Uyum doneminde ağlayarak gelme ya da ağlayarak anneden ayrılma gibi durumlarda yaşanabilir.Boyle durumlarda cocuğun cesaretlenmesi icin ‘’Birlikte gidelim, sınıfa birlikte girelim, beni arkadaşlarınla tanıştır’’ tekliflerinde bulunulmalıdır.Cok zorlayıcı, ağlatarak, kopartarak değil, dikkatini başka yone yonlendirerek destekleyici yaklaşımla goturulmelidir.
Anaokuluna başlama ve adaptasyon doneminde kucucuk ayrıntılar bile cok onem arz etmektedir. Anaokuluna başlarken cocuğun vesikalık fotoğrafları istenir. Okuma yazma olmadığı icin her yere fotoğraflar yapıştırılır. Ayakkabılık bolumune, vestiyerlere, dolapların ustune ve ilgili diş fırcalama bolumlerine cocuğun fotoğrafları yapıştırılır. Bunun anlamı; Bu bolum bu cocuğa aittir. Cocukta kendisini o ortama ait hisseder. Eğer cocuğun fotoğrafları getirilmemiş ya da getirilmekte gecikilmişse, bu durum, uyum donemini etkileyen bir etken olabilmektedir. Cocuk kendi resmini sınıfında, ayakkabılık ve vestiyerinde goremeyince; ‘’Annemin ve babamın vakti olmadı, fotoğraf cektiremediler’’ diye duşunmez. Cocuk bu durumda ‘’Oğretmenim beni sevmiyor, bu nedenle fotoğrafımı yapıştırmamış’’ diye duşunebilmektedir. Bizim icin cok kucuk olan ayrıntılar, cocuklar icin cok onemli olabilmektedir.
Anaokuluna başlama doneminde ailenin kararlı, destekleyici, tutarlı, anlayışlı, sevgi dolu ve cesaretlendirici olması gereklidir. Anaokuluna uyum donemini başarılı bir şekilde aşan cocuğun ozguveni artacak, merdivenin basamaklarından yukarıya doğru tırmanacaktır. Anne ve babanın gorevi, cocuğun bu donemi başarıyla aşması ve sonuclandırmasına destek olmak, fırsat vermektir. Cocuk ağlıyor diye, hemen bu sureci kesmek, olumsuz sonuclandırmak, vazgecmek ya da ona daha cekici secenekler sunmak doğru değildir. Bugun ağladı evde kalsın, yarın gideriz gibi saat ya da gun olarak duzensiz okula goturmek; başarıyı değil, başarısızlığı getirip, uyum surecini daha da zorlaştırır.
Anaokuluna uyum doneminde, uyum problemlerini, her cocuk ceşitli şekillerde değişen surelerde ve değişen derecelerde yaşayabilmektedirler. Bunları anne ve babaların da bilmesi gerekmektedir. Destek olunduğu surece başarıyla sonuclanacağını, gecici sorunlar olduğunu bilerek, cesaretle, sevgiyle destek olunması gerekmektedir.
Tum bu cabaların asıl amacı kendine guvenen bir cocuk yetiştirmektir. Cocuklarımız icin arzuladığımız; hayata karşı guclu, zorluklarla baş edebilen, cabuk pes etmeyen, kendi ayakları ustunde duran, her durumda kendi ihtiyaclarını karşılayabilecek bir birey olmalarıdır.
Saygılarımla…
[h=2]İzmir Pedagog uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]
Anaokuluna başlama ve uyum sağlama
Sağlık0 Mesaj
●29 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sağlık
- Anaokuluna başlama ve uyum sağlama