Cocukluk cağında tum yaşlarda gorulebilirse de 6-24 ay arasında cok daha sık izlenmektedir. Her iki cinste de eşit orandagorulmektedir. Cocuklarda anal fissure yol acan nedenler, kabızlık ve defekasyon sırasında ıkınmalar, anatomik faktorler (rektumun “S” şeklini henuz alamamış olması), inflamatuar barsak hastalıkları başta olmak uzere anorektal bolgede inflamasyona yol acan nedenler, uzun sureli ishaller ve son olarak da ulkemizde az gorulduğu duşunulse de, seksuel zorlama olarak sıralanabilir.
Anal fissurun klinik yansıması, dışkı uzerinde kan bulunması ve ağrılı dışkılamadır. Anal fissur gercekten cocuğun hatta ailesinin fiziksel ve mental sağlığını bozabilecek olcude onemli bir rahatsızlıktır. Fissurun 4-6 hafta icerisinde iyileşmemesi ya da tedaviye direnc gostermesi kronik fissur olarak değerlendirilir. Akut fissurler, linea dentate’den (anal kanalın ust ucte ikisini, alt ucte birinden ayıran dişli cizgi) anus kenarına kadar uzanan sınırları keskin, lineer veya armut şeklinde, tabanında granulasyon dokusu olabilen ulserlerdir. Klinik olarak, akut ve kronik fissurlerin ayrımında kesin bir tanımlama yoksa da, tanı konulduktan 4-6 hafta sonra, kendiliğinden veya diyetsel yontemlerle iyileşmeyen fissurler kronik olarak kabul edilir.
Kabızlık durumunda, katı dışkının anal kanaldan gecişi sırasında, arka duvardaki en az direncli bolgede direkt travmaya neden olduğu teorisi akla yatkın gibi gorunse de, anal fissurlu olguların onemli bir bolumunde kabızlık olmadığı, hatta ishal bile olabilmesi bu teoriyi yetersiz kılmaktadır. Anal fissur oluştuktan sonrada, ağrı korkusu ile hastaların defekasyon yapmaktan kacınmaları, kuşkusuz dışkının sertleşmesine neden olur.
Anal fissurlu olgularda yapılan incelemeler ic anal sfinkterde aşırı aktivite ve yukselmiş bir istirahat anal basıncını ortaya koymuştur. Bu sfinkterik spazm, anal ağrı- dışkılama korkusu- ic sfinkter aktivitesini daha fazla stimule eden katı dışkı pasajı şeklinde bir kısır dongu yaratır. Gunumuzde anal fissur tedavisinin temeli, medikal veya cerrahi yontemlerle bu dongunun kırılmasına yoneliktir. Anal fissur oluşmasında en onemli iki etkenden biri anal sfinkterdeki yuksek istirahat basıncıdır. Bu basıncın medikal tedavi ile gecici, cerrahi tedavi ile kalıcı olarak ortadan kaldırılabileceği, basıncın en yuksek olduğu bolgenin ise arka duvar olduğu gosterilmiştir.
Medikaltedavide, sıcak oturma banyoları, analjezikler (lokal analjezikler başta), dışkı yumuşatıcılar ve yuksek fibrilli diyet daima uygulanması gerekli olan bir tedavidir. Coğu akut fissurler icin tek başına yeterli olabilir. Kronik olgular da ise, yaşamı kolaylaştıran bir faktordur. Gecici ve kısa sureli de olsa sfinkter spazmını ortadan kaldırabilir.
Anal fissur tedavisinde cerrahi girişimler erişkin yaş grubunda sıkca başvurulan bir kavram iken cocuklarda bu konuda az sayıda deneyim soz konusudur. Kullanılan başlıca yontemler; fissurektomi, anal dilatasyon, sfinkterotomi işlemleri ve anoplasti gibi yontemlerdir.

[h=2]İzmir Cocuk Cerrahi uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]