Anal fissurAnal fissur (catlak), makatın cıkışında meydana gelen catlak şeklinde bir yara sonucu dışkılama sırasında ve sonrasında şiddetli ağrıya ve bazen kanamaya neden olan bir hastalıktır. Gorunuş olarak kucuk bir lezyon olmasına karşın belirgin rahatsızlık verir. Catlak encok arka orta hatta oluşmaktadır. İlk bir aylık donemdeki yırtıklara akut (erken) anal fissur, daha uzun sureli catlaklara ise kronik (gec) anal fissur denmektedir.
Kadın ve erkekte aynı oranlarda ve her yaş grubunda gorulebilir. Bebek ve cocuklarda gorulen makattan kanamanın da en sık sebebini oluştururlar.
Sebebi henuz tam olarak belirlenememiş, ceşitli faktorler ileri surulmuştur.Uzun sureli kabızlığın, doğumun, Crohn hastalığı ve ulseratif kolit gibi iltihabi barsak hastalıklarının catlakların oluşumunda ve devamında etkili olduğu bilinmektedir. Hastaların coğunda şikayetlerin başlamasından once buyuk ve sert bir dışkılama hikayesi veya bazen ishal sırasında sık barsak hareketlerinin oluşu hastalığı başlatan olaydır. Rektal bir termometrenin yerleştirilmesi, lavman cihazının ucu ve hatta rektum ve anusun muayenesinde kullanılan bir endoskop anal fissur meydana gelmesi icin yeterli bir travma oluşturabilir. Cok sık olmasa da hamilelik, bir doğum olayı sırasında da perineal travma sonucu catlak oluşabilir. Anal fissurlu hastalarda anal istirahat basıncları yuksek bulunmakta ve arka orta hatta azalmış kan akımı ciddi ağrıdan ve iyileşmedi gecikmeden sorumlu tutulmaktadır.
Anal fissurlu hastaların coğunda anal ağrı ve ozellikle ağrılı dışkılama mevcuttur. Ağrı, genellikle yırtılır, kesilir gibi veya yanma şeklinde tarif edilir ve genellikle dışkının cıkışı sırasında duyulur. Ağrı, anal kanaldaki lezyonun buyukluğu ile orantılı değildir. Catlak kucuk ama ağrısı, şiddetli olabilir. Ağrı dışkılamadan hemen sonra kısa surede bitebilir veya devamlı olabilir. Bazen dışkılama işlevini başlatmayı durduracak kadar, kabızlık oluşturabilir. Buyuk, sert dışkının gecişi catlağın daha da ilerlemesine veya devam etmesine neden olur. Bunlara ek olarak kanama, kaşıntı ve kotu kokulu dışkılama, uriner şikayetler olabilir.
Anal fıssur, makattan olan ağrılı kanamaların en sık gorulen sebebidir. Kanama, parlak kırmızı, bir kac damla halinde veya genellikle tuvalet kağıdına bulaşma şeklinde gorulur. Kanama bazen daha fazla, damlama şeklinde tuvalete boşalabilir. Kanamagenellikle kucuk miktarlardadır ve genellikle kansızlığa sebep olmaz. Kaşıntı, anal ulserasyondan kaynaklanan akıntı nedeniyle oluşur ve hastaların % 50 kadarında ortaya cıkar. Anal fissurden kaynaklanan ağrı bazen sık idrar yapma, hatta idrar yapamama ile sonuclanabilecek kadar idrar yolu şikayetleri ile seyredebilir.
Catlak şeklindeki yara 4-5 haftadan fazla devam ederse, catlak hattı onunde hemoroide (basur) benzer bir deri uzantısı oluşur; buna hipertrofik papilla veya bekci bir meme denir. Catlak daha da derinleşir ise ağrı ve kaşıntı artar, yani artık kronik (muzmin) anal fissur oluşur. Ağrı saatlerce, hatta gun boyu devam edebilir. Kanama seyrektir. Bazen her tuvalete cıkışta kanama olabilir ve kağıda bulaşır tarzdadır; hemoroidlerdeki gibi puskurur tarzda değildir.
Anal fissurun tıbbi tedavisinde kabızlıktan korunma cok onemlidir. Bunun icin bol meyve, sebze tuketilmelidir. Kadınlardaki anal fissur, genellikle doğum travması veya doğumdan sonraki ilk gunlerde oluşan kabızlıkla ilgilidir. Anal fissur bir şekilde oluşmuşsa diyet, dışkı yumuşatıcı ilaclar, kısa sureli topikal kremler, sıcak su oturma banyoları 3 hafta kadar devam edilmeli, ağrı varsa ağrı kesiciler verilmelidir.
Akut (erken) fissurlerde ilac tedavisinin başarı şansı, dikkatli bir uygulama ile % 80 'dir. Ancak fissur kronikleşmiş ise, yani catlak derin ve zemini cok sert ve bekci meme gelişmiş ise bu tur tıbbi tedavi % 50 başarısız kalacaktır. Kronikleşmiş anal fissurde tedavi, tıbbi veya cerrahi yolla anal spazmın giderilmesi esasına dayanır. Tıbbi tedavi ile gecici rahatlama sağlansa da, esas tedavi cerrahi mudahale ile sağlanabilmektedir.
Cerrahi tedavideanal dilatasyon, fissurektomi velateral internal sfinkterotomi kullanılmaktadır. Gunumuzde bu metodlardan en sık lateral internal sfinkterotomi denilen metod tercih edilmektedir. Bu ameliyatta lokal veya genel anestezi altında acık veya kapalı olarak ic sfinkter kesilir. Her iki yontemdede anal basınc yeterli ve eşit miktarlarda duşer. Ameliyattan sonra catlakların %97 ile %100'u tamamen iyileşmektedir. Hastaların %90'ından fazlası 48 saat icersinde ağrıdan kurtulurlar.
Ayrıca anal fissur tedavisinde lokal olarak kullanılan Glyceryl Trinitrate (GTN) merhemleri anal kanaldaki basıncı azaltarak etkili olmakta, etkisinin cabuk geri donmesi, ilacın olumlu etkisinin hızlı bir şekilde ortaya cıkması, boyle bir tedavi ile fissur vakalarının bir kısmında cerrahi tedaviye gerek kalmaması, başarısızlık olmasının hastada herhangi bir zarar meydana getirmemesi ve yan etkilerinin son derece az, onemsiz olması nedeniyle gunumuzde tercih edilmeye başlayan tedavi yontemleri olmaya başlamıştır.
Gunumuzde yeni bir uygulama ile komplike olmamış anal fissur hastalarına cerrahi tedaviye alternatif olarak Botulinum toksini (Botox) injeksiyonu yapılmaktadır. İşlem anestezi gerektirmeden poliklinik şartlarında uygulanmakta ve işlemden hemen sonra hastalar evlerine gonderilmektedir. Bu yontem, herhangi bir anestezi gerektirmemesi, ağrısız olması ve ameliyata gore uygun maliyeti ile alternatif bir secenek olarak gorulebilir.

[h=2]İstanbul Genel Cerrahi uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]