Ana baba tutumu ve benlik gelişimiİnsan ilişkileri icinde en uzun omurlu ve en onemli etkileri olanı hic kuşkusuz ana-baba ile cocuklar arasında olan ilişkilerdir. Aslında bir cocuğun yetişmesinden, başarı ya da başarısızlıklarından yalnızca veya yuzde yuz ana-babayı sorumlu tutmak doğru değildir. Cunku cocuk, yalnızca ana-babasının, aile eğitiminin etkisi altında kalmış olsaydı, bir ailedeki tum cocukların, bircok ozellikleri yonunden birbirlerinin aynı olmaları gerekirdi. Her cocuk ailenin bir parcasıdır, fakat onun yetişmesi ve gelişmesinde okulun ve en geniş anlamda toplumunda sorumlulukları, katkıları vardır. Aile de, cocukların yetişmesi sırasında onlara rehberlik ve yardımda bulunan kurumlardan birisidir. Fakat en onemlisidir. Bununla birlikte ana-babaları tarafından gercekten secilip sayıldıklarına inanan cocuklar, davranışlarında daha bağımsız ve kendilerine daha cok guvenen insanlar durumuna gelmektedirler.
Anne-baba tutumlarının cocuğun benlik saygısı uzerinde de etkisi vardır.
Benlik, sosyalleşme ve olgunlaşma yoluyla edinilen, sembolik iletişim kurma ve benlik farkındalığında bulunma gibi nitelikleri olan sosyal bir varlıktır. (Onur, 1997)
Sembol kullanma ve benlik farkındalığı ile ilgili bilişsel surecler kendi davranışlarımızı duzenleme ve başkalarının davranışlarına ilişkin beklentiler geliştirmede kullandığımız planlı ve eşgudumlu etkinlikler icin gereklidir. (Cuceloğlu,1994)
Ana-baba tutumları acısından bakıldığında, genel olarak otoriter ebeveyne sahip olan cocukların daima mutsuz, yaşıtlarıyla olan ilişkisinde kaygılı ve guvensiz oldukları bulunmuştur. Ayrıca bu cocukların gunluk faaliyetlerinde cekingen, isteksiz, kendini iyi ifade edemeyen saldırganlık eğilimlerinin yuksek, benlik saygısının ise duşuk olduğu gorulmuştur. Otoriter ve izin verici anne-baba tutumları birbirinden farklı gorunmesine rağmen, her iki aileden gelen cocukların benlik kontrolu diğer gruplardan gelenlere oranla daha duşuktur.
Anne-babaların tutum ve davranışlarını oluşturan nedenler incelendiğinde tum tavır alışlarda olduğu gibi ana-babaların cocuklarına karşı takındıkları tavrın da bir oğrenme urunu olduğu gorulur.
Anne-babaların cocuklarına karşı tavırlarını etkileyen başlıca faktorler şoyle sıralanabilir.
1- Anne-babaların zihinlerinde,bir cocuk istedikleri konusunda, daha cocuk doğmadan once hayali bir cocuk kavramı oluşur. Dunyaya gelen cocuk, anne-babasının beklentilerine uygun olmadığı takdirde oluşan kırıklık sonucu, anne ve babada reddetme tavrı oluşur.
2- Toplumun kulturel değerleri cocuklarını yetiştirme konusunda anne ve babaların tutumlarını etkiler.
3- Ustlendikleri ebeveyn rolunden haz duyan ve gorevini gereğince yaptıklarına inanan anne ve babaların, cocuklarına karşı takındığı tavırlar, cocuklarını nasıl yetiştireceklerini bilemeyen guvensiz ve kendini yetersiz hisseden anne babaya oranla daha başarılı ve olumludur.
4- Cocukların sayı, cinsiyet ve kişilik ozelliklerinden memnun olan anne-babalar memnun olmayanlara oranla daha uygun tavırlara sahiptirler. ( Yavuzer, 1984)
Butun bunların dışında anne ve babanın kendi cocukluk yıllarındaki deneyimleri, şimdiki tutumlarında etkili olabilir. Cocukluk yıllarında kendi ana babasıyla sağlıklı bir iletişim kuramayan, yeterli saygı gostermeyen ve gosterilmeyen bir baba ya da genc kızlık yıllarında aşırı baskı altında buyumuş bir annenin tutumları, bu kotu deneyimler nedeniyle olumsuz olabilir. (Yavuzer, 1984).
Bununla birlikte cocuk keskin bir gozlemcidir. Ana babasının kendisiyle, birbirleriyle kardeşleriyle ilişkisini surekli gozler ve değerlendirir. Sonuclar cıkarır ve tepki gosterir. Bu nedenle aile icindeki ilişkilerin temelini, ana babanın birbirine karşı tutumunu oluşturur. Onların sevgi ve anlayışla surdurdukleri karı koca ilişkisi, evin genel havasını belirler. Uyumlu ve sıcak ilişkiler, ana babadan cocuklara doğru yayılır.

[h=2]Bursa Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]