Uykuya nicin ihtiyac duyuyoruz, uyku duzensizlikleri hangi hastalıklara işaret, uykunun donemleri nelerdir, psikologlar ruyalar hakkında ne soyluyor, meditasyonda ne olup bitiyor???


Evrime goz atacak olursak.
. Uyku ilk olarak, gunumuzden yaklaşık 3 milyon yıl once bazı organizmalarda gorulmeye başlanmış. İnsan turundeki biyolojik saatleri duzenleyen mekanizmaların gecmişiyse 500 milyon yıl oncesine dayanıyor.
. Her ne kadar bireylerin uykuya duydukları ihtiyac ceşitlilik gosteriyor olsa da normal bir insanın uykuda gecirdiği sure 6.5 saat ile 8.5 saat arasında bir değer oluyor.

ANCAK
. Cocuklar gunun 2/3'unu (16 saat) uykuda geciriyorken yaşlandıkca bu sure gunun 1/4'une (6 saat) kadar duşebiliyor.
. Nedeni henuz anlaşılamamış olsa da insanların uyuma sureleri ile olum yaşları arasında bir ilişki bulunuyor. Araştırmalar, uykuları anormal seviyelerde uzun ya da kısa olan kişilerin normal olanlara gore erken olmeye daha yatkın olduklarını gosteriyor.

Dongusel Ritimler
. Gun ışığı ve karanlığın gunluk devrimi cercevesinde evrimleşen dongusel biyolojik işleyişlere dongusel ritim deniliyor.

Nasıl yani???
. Sozunu ettiğimiz bu dongusel ritimler dikkat ve uyarılmışlık seviyelerimizle ilişkili. Orneğin, kimimiz dikkatini gece daha iyi toplayabiliyorken kimimiz gun ışığında daha etkili calışabiliyor. Neden dersiniz? Yanıt sizi cok da şaşırtmayacak. Uzmanların yaptığı araştırmalarda, icsel saatlerimizi kontrol eden bir takım sorumlu genler bulunmuş.
"Melatonin"in rolu ne?

. Dongusel ritimlerin beynimizdeki sorumlu merkezi hipotalamus. Goruntunun gozumuze duştuğu bolge olan retinadan beynimize ulaşan ve yalnızca gun ışığı gibi kuvvetli ışıklara yanıt veren ozel bir sinir yolu bulunuyor. Karanlıkta ise, beynimizin ortasında bulunan pineal bezi adına melatonin denilen bir hormon salgılıyor. Bu hormon hem uykuyu hem de cinsel uyarılmışlık seviyesini etkiliyor.
. Gece nobeti gerektiren işler, dongusel ritimlerde aksaklığa neden olduğundan kişide sağlık problemlerini tetikleyebiliyor. Her ne kadar kimileri bu aksaklıktan diğerleri kadar etkilenmiyor olsalar da huzursuzluk ya da calışma veriminde duşuş gosteren kişilerde melatonin tedavisine gidilebiliyor.

Uykuya nicin ihtiyac duyuyoruz?

. Bu sorunun yanıtına dair tartışmalar hala suruyor. Ancak uykunun one surulen işlevlerini şoyle listeleyebiliriz:
1.) Vucudumuzdaki biyolojik işleyişleri yavaşlatarak enerji korumak.
2.) Beden ve zihnimizi yenilemek, buyumek.
3.) Gun icinde oğrenilenlerle belleği guclendirmek.
4.) Bilincaltımızdaki korku ve bastırılmış gudulerle yuzleşmek (Freudyen yaklaşım).
. Yalnızca bir gece uykusuz kalmış olmak bile ertesi gece uykuya hemencecik dalmamıza neden olabiliyor. Bunun nedeninin, uyanık gecen her saat beynimizin thalamus ve serebrum bolgelerinde sayısı artan adenozin isimli norotransmitter olduğu duşunuluyor. Bu kimyasal beyinde uyarılmışlık yaratan sistemleri bastırıyor ve uzun sure uyanık kalan bedenin uykuya dalmasını tetikliyor.

Uykunun evreleri



EEG makinesi
. Uyku birbirini takip eden bir takım evrelerden oluşuyor. Bu evreler sırasında kişinin yaydığı beyin dalgaları EEG adı verilen makineler sayesinde olculebiliyor. Kişi uykuya daldığı andan itibaren uykusu giderek ağırlaştıkca, beyin dalgaları da yavaşlayıp daha ritmik bir durum almaya başlıyor.
. Uyanıkken beynimiz alfa dalgaları yayıyor.
. Uykunun Erken Evreleri:
Evre 1: Bu evre yalnızca birkac dakika suruyor ve bu sure icerisinde teta dalgaları gozlemleniyor. Goz hareketleri yavaşlıyor, kaslar gevşiyor, kan basıncı duşuyor ve kişi uykuya dalıveriyor.
Evre 2: Bu evrede tetaya gore daha yavaş ve geniş dalgalar olan K kompleksleri gozlemleniyor. Alfa aktivitesi sona eriyor.
Evre 3: Yavaş, geniş ve ritmik delta dalgaları gozlemleniyor. Delta dalgaları kaydedilen beyin aktivitesinin yarısını gectiğinde kişi Evre 4'e giriyor. Kaslar gevşiyor, solunum yavaşlıyor, vucut ısısı duşuyor.



REM Donemi: Hızlı goz hareketleriyle tanımlanan bu donemde kişinin gozleri goz kapağının altından surekli titriyor. REM donemi başlı başına farklı bir donem olduğundan ilk 4 evre REM dışı evreler olarak da anılıyor.

. REM doneminde ne olup bitiyor?
Otonom sistem faaliyetleri artıyor: Nabız ve kan basıncı yukseliyor, soluk alıp verme hızlanıyor, hem kadın hem erkeklerde birkac dakika boyunca cinsel uyarılmışlık durumu gozlemleniyor.
Beyin dalgaları uyanıkken yaydığımız dalgalarla benzerlik gosteriyor: Bu da vucudumuz uykuda olsa bile beynimizin oldukca aktif olduğunu gosteriyor.
Ruya goruyoruz: Gorduğumuz ruyaların bircoğu REM donemi ruyaları.

. Ruyalarımız neden bilim kurgu tadında oluyor?
Coğumuz ruyalarımızda garip yaratıklar, gunluk hayatta rastlamayacağımız turden ilginc hikayeler goruruz. Bunun nedeni, beynimizin mantıksal işleyiş ve kavramadan sorumlu tutulan frontal bolgesinin ruya goruyor olduğumuz sırada aktif olmaması. Ruyalarımızda yine oldukca duygusal hissetmemizin nedeni ise aktivite duzeyi oldukca yuksek olarak saptanan amigdala bolgesiyle bağdaştırılıyor.

Ruyalar hakkında.

. Psikodinamik Goruş: Freud ruyaların, bilincaltımızdaki duşunce, his ve isteklerin su yuzune cıkabildiği bir pencere olduklarını duşunuyor. Cocukluğumuza kadar uzanan ve bilincaltımıza ittiğimiz, bastırdığımız ve kokeninde cinsel arzularla ofke barındıran bu his ve isteklerle ruyalarımız yoluyla yuzleşebiliyoruz. Freud ruyaları ikiye ayırıyor:
1.) Gizil anlamlı ruyalar: Bu ruyalar sembolik anlamlar taşıyor ki Freud'a gore psikolojik yorumların bu ruyalar uzerinden yapılması gerekiyor.
2.) Gorunur icerikli ruyalar: Bu ruyalarsa gunluk hayatımızda duyduğumuz, yaşadığımız olaylarla bağlantılı olarak gorduğumuz ruyaları oluşturuyor.

Psikodinamik goruşe gore, uyandığımız zaman ruyalarımızı unutuyor olmamızın nedeni bu ruyaların bizde kaygı uyandıran niteliklere sahip olması, haliyle uyanıkken onları bastırma eğiliminde oluyoruz.

. Bilişsel Goruş: Bilişsel goruş, ruyaların uyanıkken aklımızı kurcalayan kaygı ve duşunceleri iceren zihinsel işleyişlerin bir sonucu olduğunu duşunuyor.Diğer bir deyişle, ruyaların yalnızca bir duşunce bicimi olduğunu savunuyor. Oyle ki, ruyaların bazen gun icinde cozumunu bulamadığımız kimi soru ve sorunlara cozumler uretebileceğimiz donemler olduğunu one suruyor.

Bilişsel goruşe gore ruyalar zihinsel gelişimle ilişki icerisinde.Yetişkinlerin ruyaları, cocuklarınkilere oranla daha karmaşık oluyor.

. Biyolojik Goruş: Biyolojik goruşe gore uyku, belleğin guclendirilmesinde cok onemli. Oğrenilen yeni bilgiler uyku sırasında yeniden işlenip yorumlanıyor. Bu goruşe gore, REM dışı uyku sırasında bu yeni bilgiler yeniden gozden gecirilirken, REM sırasında da eski bellek silinerek yeniden yapılandırılıyor.

Meditasyon

. Meditasyon yapan kişiler derin bir sukunet icine giriyorlar ve gunluk hayattaki bilincli duşunce akışlarını değiştirebiliyorlar. Basit bir uyarana odaklanarak -ki bu genellikle nefes sesi gibi gozden ırak bir uyarıcı oluyor- normal bilincli duşunce akışlarına engel oluyorlar.
. Meditasyon yoluyla kişi beyin dalgalarını değiştirebiliyor, kimi zaman uyku durumunda yaydığı dalgaları yayıyor. İşte bu yuzden de fiziksel koşulları normal bir insanı oldukca zorlayabilecek yuksekliklerde bile, soğuk havaya rağmen saatlerce meditasyon yapabiliyor.