Cumle Telkini
Toplum karşısında soz soylemekten korku ve endişe duymanın devamlılığını sağlayan en onemli faktor inanc sistemidir. Aldığımız her bilgi yaşadığımız her tecrube inanc sistemimizi etkiler ve yeniden şekillendirir. Bu bolumde bu inancların başlıcalarını aktarıyoruz.
-Ben yeterince yetenekli değilim
-Bu işi başaran insanlar benden cok ustun
-Şimdiye kadar hep başarısız oldum
-Başkaları varken bu işi yapmak bana duşmez
Bu temel inanclar sizde az veya cok bulunabilir. Herkes icin bunlar kesinlikle asılsız inanclardır. Ancak ne yazık ki insanların coğunluğu bu asılsız inancları edindiklerinden hayatları hep sonuk gecmeye mahkum edilmiştir. Dikkat edelim: İnanclar her zaman kendilerini doğrularlar. Neye inanıyorsak maddi manevi tum gucler bizi doğrulamak icin calışırlar. Şimdi yukarıdaki inancların neden doğru olmadığını anlatacağız. Lutfen bu acıklamaları tekrar tekrar okuyunuz. Bu acıklamaları ezberleseniz bile fırsat buldukca okumaya devam ediniz. Burada amaclanan sadece oğrenmeniz değildir. Temel amac doğru inancın alt bilincinize kilitlenmesinin sağlanmasıdır. Zira inanclarınız kendinize defalarca soylediğiniz sozlerdir. Şimdi doğru sozleri kendinize soyleyerek doğru inancları yerleştirmeniz gerekmektedir. Bu acıklamaları yeterince okur ve anlatılanları fırsat buldukca duşunmeye devam ederseniz bir ay icinde yeni inanclarınız alt şuurunuza kaydolacaktır. Daha hızlı değişmek istiyorsanız tele-terapi kasetlerinde anlatılan sistemi her gun kullanmalısınız.

Cumle telkin sistemine gore alt şuurumuzu hızla yapılandıracak yeni cumle emirleri vereceğiz. Alt şuurumuzdaki kalıplar zaten bu tur cumle emirlerinden oluşmuştu. Emirlerin guclu bir şekilde yerleşmesi icin belli ozelikler taşıması gerekir. Bu ozellikleri sıralayalım:

1.Derin Gevşeme: Tum kas sistemlerinizi gevşetmelisiniz. Seminer ortamında sunucunuz derin gevşemeyi size gosterecektir. Ne kadar derin gevşeyebilirseniz emirleriniz o kadar derin ve kalıcı yerleşir.

2.Cumle Yapısı: Cumle yapısı yeterince basit olmalıdır. Kısa cumleler kurmalısınız. Cumle sadece şimdiki zaman kipinde olmalıdır. Alt şuur gecmiş veya gelecek zaman kipinde soylenen sozleri gecmiş veya gelecek zaman icin dikkate alır. Gecmiş hep gecmiştir ve gelecek de hep gelecektir. Alt şuur olumsuz emirleri anlamaz veya tersinden anlar Sadece olumlu emirleri anlar.

3. Gelişme Surekliliği: Cumle yapısı gelişmenin surekliliğini ve tekamulu icermelidir. Her hangi bir olayın tekrarına bağlı olarak daha iyi olma durumu ifade edilmelidir. Buna gore aşağıdaki telkin cumlelerini eleştirelim:
--Ben başarılı olmak isteyen bir insan olarak her gun gelişiyor mukemmelleşmeye adım adım ve suratle ilerliyorum. (Cumle cok uzun emir kayboluyor.)
--Sigara icmiyorum. (Zaman kipi doğru ama cumle olumsuz.)
--Cok ders calışacağım. (Gelişme bağı yok. Gelecek zaman hatası var. Asırlar gecse de alt şuur emri hep geleceğe atar.)
--Her gun ve her nefeste daha cok gulumsuyorum. (Uzunluk yeterli. Şimdiki zaman doğru kullanılmış. Gelişme her gune ve her nefese bağlanmış. İşte en iyi cumle telkin bicimi budur. “Her sabah daha dinc uyanıyorum.” deyin.
Telkin oluştururken yıkmak istediğiniz olumsuzluklar hakkında zorluklarla karşılaşabilirsiniz. Eskilerini nasıl kaldıracaksınız?
Ofkeleniyorum--------------------- Ofkelenmiyorum.
Sigara iciyorum--------------------- Sigara icmiyorum.
Cozum kelimelerin olumsuzlanarak kullanılması değildir. bunun yerine olumlu karşıt anlamlı kelimeleri secmek zorundasınız.
Ofkelenmemek istiyorsunuz----------------- Daha sakin oluyorum.
Sigara icmemek istiyorsunuz---------------- Sigara icmeyi bırakıyorum.
Bu bolumde once genel başarımızı engelleyen hatalı inancları yok etmemiz gerekir. Ardından doğru inancların fikir temellerini oluşturacağız. bu fikir temellerinin alt şuurumuza kodlanması icin alıştırmalar yapacağız.

YIKICI İNANCLAR
Ben Yeterince Yetenekli Değilim
Size de Edison veya Einstein gibi gunu 24 saat olan bir omur emanet edildi. Siz de kafatasınızın icinde butun diğer insanlar gibi olunceye kadar eşit sayıda milyarlarca sinir hucresinden oluşturulan harika bir beyin mekanizması taşıyorsunuz. Siz de herkes gibi sadece sut emme yeteneği gelişmiş olarak dunyaya gonderildiniz ve bunun dışındaki her şeyi dunyada oğrendiniz. Oyle buyuk bir potansiyele sahipsiniz ki milyonlarca iş yapsanız bile beyin kapasitenizin hala yaklaşık binde bir-ikisini kullanıyorsunuz. Kimse sizden ustun yeteneklerle yaratılmadı. Siz de kimseden ustun yeteneklerle yaratılmadınız. Oyleyse neden bazı insanlar zirvelere tırmanıyorlar? Neden sempati karizma zenginlik şohret gibi değerler yalnızca bazı insanların elinde kalıyor? Fizikci iseniz neden bir Einstein veya Abdusselam değilsiniz? Edebiyatcı iseniz tarihin gerilerinde hala parlak kalan Shakeasper’in otesine neden gecmiyorsunuz?
İnsanı potansiyel ustunluğune kavuşturan tek vasıta “bilgi” ve bilgiye dayalı “eğitim”dir. Kendinizi incelediğinizde bilgiye dayalı olmayan hic bir becerinizi bulamayacaksınız. Okuma-yazması olmayan Hz. Peygamber’e(asm) Kur’an’da gecen ilk emrin “oku” yani “oğren” olması şaşırtıcı gelmiyor mu? Bugun biz bilgilerimizin % 80’ini okuma yoluyla elde ediyoruz.

Siz sel yığınlarında kendinizi surukleyen bir sıradanlığa layık olamayacak kadar ustunsunuz. Hayallerinizde yaşayan “buyuk size” ulaşmak sizin elinizdedir. Kimse gunluk 24 saatine bir dakika ekleyemez. Ama siz bir gununuze 10 gunluk işi sığdırabilirsiniz. Bu gune kadar kişisel yeteneklerinize ne kadar yatırım yaptınız?
Zihninizden yukselen ceşitli itiraz sesleri duyuluyor; iddialarımızı kucumsuyor musunuz? O zaman aşağıdaki acıklamalara ne diyeceksiniz?

-Bu İşi Başaran İnsanlar Benden Cok Ustun
Kendinizi yanıltıyorsunuz. bir vakitler Anthony Robbins de boyle duşunduğunu soyluyor. 20 yaşlarında iken bir otelde hizmetli olarak calışıyordu. Fakir ve eğitimsizdi. Cektiği ızdırap canına tak ettiğinde tum hayatını kokten değiştirmeye karar verdi. Once bir hızlı okuma kursuna gitti ve ardından birkac yıl icinde 700 kitap okudu.
Bugun aynı adam Amerika Birleşik Devletlerinin her yıl milyonlarca dolar kazanan adamı ve neredeyse tum dunyada tanınıyor. yıllarını eğitime harcayan profesorler bile once hafife aldıkları bu yuksek eğitimi olmayan adamdan ders almaya ve kitaplarını tavsiye etmeye başladılar. Onun hayatını sadece on yıl icinde boylesine değiştiren neydi? O sadece başarmak icin yola cıktı ve kader onu başarıya ulaştırdı. Onun kavradığı gerceği biz de kavramalıyız.

Şunları bilmeliyiz. İnsanın sinir sisteminde milyarlarca noron vardır. Noronlardan oluşan beynimiz saniyede 30 milyar bitlik bilgi işleyebilmektedir. Herhangi bir normal beyinde oluşturulabilecek potansiyel orgu veya bağlantı sayısı 1 rakamını izleyen 10 milyon kilometre sıfırla ifade edilebiliyor. Kafamızdaki her bir noronun bir milyon bitlik enformasyon depolama kapasitesi vardır. Bu korkunc potansiyel sağlıklı olan herkeste vardır ve biz insanlar potansiyelimizin ortalama olarak % 1’ini kullanıyoruz. Geri kalan buyuk kapasite ise kullanmamız icin bizi bekliyor.

200 civarındaki buluşun sahibi Edison başarının % 99’unu calışmaya %1’ini de zekaya bağlamaktadır. Bu zekanın onemsiz olduğu anl..... gelmez. bunun anlamı zekanın tek gelişme yolunun calışma olduğunu gosterir.

Evet sonucta bu işi başaranlar sizden ustundur. Ama bu ustunlukleri sizden ustun doğmalarından kaynaklanmaz. Sadece calışarak ustun hale gelmişlerdir. Tarihe ustun olarak gecen herkes sadece ve yalnızca amansızca calışarak ustunleşmişler; yani kullandıkları beyin kapasitelerini arttırmışlardır. Diğerlerinden hic farkınız olmadığı halde kendinizi ustun olmamaya mahkum ederseniz oluşturduğunuz bu inanc kalıbı tum hayatınız boyunca sizin ustun olmanızı engelleyecektir.

-Şimdiye Kadar Hep Başarısız Oldum
Edison da elektriği bulmak icin yıllarca beklemek ve binlerce deney yapmak zorunda kalmıştı. Bir ABD başkanı sonunda başkan olabilmek icin yıllarca bir cok secime girmek ve kaybetmek zorunda kalmıştı. Hayat her zaman sabırla hedefleri uzerinde durmaya devam edenleri hedefe ulaştırmıştır.

Dağarcığınızdan “başarısızlık” kelimesini kaldırmak zorundasınız. Boyle bir olgu yoktur; teşebbuse devam eden insan icin başarısızlık yoktur. Sadece her defasında başarıya bir adım daha yaklaşmak vardır. Başarısızlık denilen her şey sizi başarıya goturmeyen bir yolun keşfidir. Her başarısızlık zannedilen olay bizin icin paha bicilmez derslerle doludur. Eğer yaptıklarınızın sonucunu kontrol etmemişseniz “başarısızlığınıza” hukmedecek ve calışmaktan vazgececeksiniz. Elinizde bir pusula yoksa tek başarı yolunuz deneme-yanılmadır. Oysa şimdi elinizde başarıya ulaşanların oluşturduğu pusulalar vardır.

“Başarısızlık” kelimenizi kaldırmakla kalmamalı ve bu kelimeye yuklediğiniz tecrubelerinizin anlamlarını da “başarıya bir adım daya yaklaştım” şeklinde değiştirmelisiniz. Bu değişikliği yaptığınızda aslında gerceğin ta kendisinin de bu olduğunu goreceksiniz.
Eğer bu kelimeyi unutamıyorsanız mutlaka kullanacaksanız başarısızlığı doğru tanımlayın. Gercekte tek başarısızlık vardır: Calışmaktan denemekten teşebbusten vazgecmek..
Alıntıdır...