Arkadaşlar bu durum bende uzun zamandır var ama şu zamana kadar beni bu kadar cok rahatsız ettiğini farkedememiştim. Elimden geldiğince anlatmaya calışacağım. Ben ortaokulda cok sosyal biriydim, hic değişmeyecek(hala da goruştuğum) arkadaşlarım vardı, cok sevilirdim, kendimi onların yanında cok guvende hissederdim.En iyi yıllarımdı o yıllar. Bu donemde babam arkadaşlarımla sinemaya vs gitmeye izin vermezdi, bu yuzden cok fazla kavga ettiğimi hatırlıyorum onunla ama yine de mutluydum. Bu arada babam cok evhamlıdır. Dışarıdaki kotuluklerden aşırı derecede korkar. İlerleyen bolumlerde oralara geleceğim. Lise birinci sınıfta yine orta okuldaki gibi bir arkadaş ortamım olur, herkes birbirini sever, her şeyi birlikte yapar, saygı, sevgi ortamında guzel yıllarım olur sanmıştım. Ama bir turlu olmadı. Ya bende bir eksiklik vardı, ya da karşımdakilerde... Sınıf ortamında cok tartışmalar oldu, cok kavgalar oldu ve ilk yılım aşırı derecede stres ile gecti. Hatta her gece ağladığımı , okuldan bıktığımı hatırlıyorum, baya etkilenmiş olmalıyım. Sonraki yıllarda bir turlu ortaokuldaki gibi , istediğim bir ortam olmadı. Bir tek yakın arkadaşım vardı, herkes kendi menfaatindeydi. İnsanlardan kazık yedikce, onyargılı davranmaya başladım ve uzaklaştım. Tabii bu lise yıllarım boyunca erkek arkadaşlarım da oldu, uzun ilişkim de oldu iki tane, yani sosyal acıdan pek bir eksikliğim yoktu.Yalnızca ortamdaki insanları sevmiyordum, sevemiyordum. Hep şoyle butun sınıfın birlik olduğu bir lise hayatını gıpta etmişimdir. Bu arada babam daha fazla ozgurluk tanımıştı bana , en azından arkadaşlarımla birlikte gezebiliyor, vakit gecirebiliyor, erkek arkadaşım olduğunda onunla dışarı cıkabiliyordum. Ama hep bir baskı vardı uzerimde. Hayatım boyunca evden cıkarken hep telefonumun sesi acık mı değil mi diye caldırdı babam... Gece uykumun en guzel yerinde 'iyi misin? nefes alabiliyor musun' diye uyandırdı(hep aşırı evhamdan). Telefonumu akşamdan hep şarja taktırdı. Oyle ki ben bunda cok ciddiyim, hayatım boyunca kesintisiz butun bir gece uyuduğumu bilmem. Şoyle ağır bir uykuya hasretim, ne garip. Babam lise bitene kadar okula kendi bırakıp, kendi aldı. Aksi icin savaşamıyordum artık, cunku yorulmuştum. Bu arada ailenin tek cocuğuyum. Bu yıl universiteye başladım. Başlarda kendime soz verdim. Herkes ile arkadaş olacağım, bir grubun icinde bulunmayacağım diye. Beklediğim gibi de oldu, ilk iki hafta herkes ile kaynaştım ve arkadaş oldum, seviliyordum. Sıcakkanlı bir yapım vardır zaten. Ucuncu haftada bir şeyler değişmeye başladı. Yine insanların en ufak hareketleri batmaya başladı. Şimdi gelelim asıl sorunuma. Ben yuzbinlerce kişinin onune cıksam dahi bir sunumu, bir konuşmayı rahatlıkla başarabilirim.O konularda hic bir guvensizliğim yoktur. Ama insanlarla birebir konuşurken gozlerimi gozlerine dikemiyorum, kacırıyorum. Fikirlerimi birebir ifade edemiyorum, bir yerde takılıyorum, kendimi dinlemeye başlıyorum. Her sabah okula giderken(bu arada kendim gidip kendim geliyorum artık, babam tamamen bırakmış durumda) kalp carpıntılarım, karın kasılmalarım-ağrılarım, baş donmelerim oluyor, yani heyecanlanıyorum anlamsız bir şekilde. Bir arkadaşımla birlikte okula girmek istiyorum, kendi başıma o kapıdan girmek istemiyorum, cunku dediğim gibi heyecan yaşıyorum. Kalabalık insanların arasında tek başıma kaldığımda elimi kolumu nereye koyacağımı bilemiyorum. Bana garip bir şekilde bakıyorlarmış gibi geliyor. Ve en kotusu de arkadaşlarım tarafından dinlenmediğimi ve onemsenmediğimi duşunuyorum. Şoyle ki birisi bir yere birlikte gidelim dense hemen gidiliyor ama ben dediğimde herkesin bir işi, herkesin bir uğraşı cıkıyor. Bir turlu kafa dengi, işte tam bu diyebileceğim birini bulamıyorum. Bu tarz şeylere ornek vermem gerekirse; bugun arkadaşıma eve kadar yuruyelim mi? dedim.(evlerimiz cok yakın) o da 'olur ama ben muzik dinliyorum yolda, haberin olsun' dedi. Cok icerledim, kafama taktım. Onun dışında arkadaşım bir ortamda şakayla bana takıldığında hemen art niyet arıyorum, alınıyorum, kırılıyorum. Cok kırılgan oldum. Hic bir ortamda tam olarak kendimi bulamıyorum. Konuşuyorum, guluyorum ama ne icten konuşuyorum, ne de icten bir kahkaha savuruyorum. Hepsi anı değerlendirmek adına yapılan şeyler. Kapalıcarşı'da odevim var, bugun universitedeki arkadaşlarıma ayarlayıp, birlikte şu gun gidelim mi diye sordum. Yine 'bilmiyorum' cevapları aldım. Ben de ilkokuldan arkadaşlarımla birlikte gideceğim, hem hasret gidermiş olacak, hem de odevimi yapacağız. Ama şimdi de duşunuyorum, ben onlardan bağımsız gidiyorum diye onlar birlikte gidip yakınlaşırlar ve benden soğurlar mı acaba? Hep bu tarz şeyler beynimi kemiriyor. Sosyal fobimi oluştu bende acaba. Orta okuldan bugunume baktığımda o gunlerimi o kadar cok ozluyorum ki... Kendimi tanıyamıyorum, cok değiştim.