sema nasıl yapılır sema nedir nasıl yapılır şema nedir şema nicin mevlana
Mevlevîlik deyince ilk akla gelen semÂ’, lugatte işitmek mÂnÂsındadır. Terim olarak, mûsikî nağmelerin dinlerken vecde gelip hareket etmek, kendinden gecip donmektir.

Mevlevîlik deyince ilk akla gelen semÂ’, lugatte işitmek mÂnÂsındadır. Terim olarak, mûsikî nağmelerin dinlerken vecde gelip hareket etmek, kendinden gecip donmektir. Hz.MevlÂn zamanında belli bir nizÂma bağlı kalmaksızın dînî ve tasavvûfî bir coşkunluk vesîlesiyle icr edilen sema’, sonradan Sultan Veled ve Ulu Ârif Celebi zamanından başlayarak Pîr Âdil Celebi zamanına kadar tam bir disiplin icine alınmış, sıkı bir nizÂma bağlanmış; icrÂsı oğrenilir ve oğretilir olmuştur Boylece XV.yuzyılda son şeklini alan Sema’ Toreni’ ne daha sonra sadece XVII.yuzyılda NÂ’t- ı Şerîf eklenmiştir.



Sema’, sembolik olarak, kÂinatın oluşumunu, insanın Âlemde dirilişini, Yuce Yaratıcı’ya olan aşk ile harekete gecişini ve kulluğunu idrak edip “İnsan- ı KÂmil” e doğru yonelişini ifÂde eder.



Mutrıb ve semÂzenlerin şeyh postunu selÂmlayıp, semÂhÂnede yerlerini almalarından sonra şeyh efendi semÂhÂneye girer, mutrıb ve semÂzenleri selÂmlayıp posta oturur.



Mutrıbdaki saz grubu asıl olarak neylerden oluşur. Bulunduğu takdirde bu heyete rebab, kanun, tanbur gibi diğer sazlar da ilÂve edilir. Neyzenlerin başında bir neyzenbaşı, Âyinhanların başında da kudumzenbaşı vardır. Butun mukaabeleyi kudumzenbaşı yonetir. Âyinhanlar iki veye uc kudumle usûl vurarak eseri okurlar. Ayrıca Âyinhanlardan biri halîle (zil) ile, bir diğeri de zilsiz def (bendir) ile usûle iştirak eder.




Sema’ Toreni, “NÂ’t-ı Şerîf’le başlar. NÂ’t-ı Şerîf kÂinatın yaratılmasına vesîle olan, yaratılmışların en yucesi Hz.Muhammed’i oven, Hz.MevlÂnÂ’nın bir şiiridir. XVII.yuzyılda bestekÂrlarından “Itrî” adıyla tanınan BuhûrîzÂde Mustafa Efendi’nin Rast makamından bestelediği
bu na’t-i, na’t-hÂn ayakta ve sazsız okur

Na’t’i, kudum darbları izler. Bu Yuce Yaratıcı’nın kÂinata “ol” emridir. İslÂm inanışına gore Allah, insanın once cansız bedenini yaratmış, sonra ona kendi ruhundan ufleyerek diriltmiştir.

Na`’t’den sonra yapılan ney taksimi işte bu ilÂhî nefesi temsîl eder.



Taksimden sonra peşrevin başlaması ile şeyh efendi ve semÂzenler, sema’ meydanında sağdan sola doğru dÂrevî bir yuruyuşe başlarlar. SemÂ’ meydanını uc kez dolaşmaktan ibÂret olan bu yuruyuşe “Devr-i Veledî” denir.



SemÂhÂnenin giriş kapısı ile tam karşıdaki kırmızı post arasında var olduğu kabul edilen bir cizgi, semÂhÂneyi iki yarım daireye boler. “Hatt-ı istiv” denilen bu cizgi, mevlevîlerce kutsal sayılır ve asl uzerine basılmaz

Dorduncu bolum, Sultan Veled devridir. Bu, Semazenlerin birbirine uc kere selam vererek, bir peşrevle dairevi yuruyuşudur. Şekilde gizli ruhun ruha selamıdır...SemÂ’ meydanının sağ tarafından post hizasına gelen semÂzen, Hatt-ı İstivÂ’ya basmadan ve posta sırt cevirmeden donerek karşıya gecer. Boylece arkasından gelen semÂzenle karşı karşıya gelir. Bir an goz goze gelen iki derviş, aynı anda one doğru eğilerek birbirlerine baş keserler. Buna “MukÂbele” denir.

Postun tam karşısında Hatt-ı İstivÂ’nın sema’ meydanını kestiği noktaya gelen derviş burada da baş keser ve Hatt-ı İstivÂ’ya basmadan yuruyuşune devam eder.



Ucuncu devrin sonunda şeyh efendinin posttaki yerini almasıyla Devr-i Veledî tamamlanır. Bu devirler, şeyh denilen mÂnevî terbiyecinin rehberliğinde Mutlak Hakîkat’i “İlm-el Yakîn” olarak bilişi, “Ayn-el Yakîn” olarak goruşu, “Hakk-al Yakîn” olarak da O’na erişi sembolize eder.



Kudumzenbaşının Devr-i Veledî’nin bittiğini îkÂz eden vuruşları ile neyzenbaşı kısa bir taksim yapar ve Âyin calınmaya başlar.



Semazen ustundeki siyah hırkayı cıkararak, sembolik olarak, hakikate doğar kollarını bağlayarak bir rakkamını temsil eder. Boylece Allah`ın birliğine şehadet eder



SemÂzenler tek tek şeyh efendinin elini operek izin alır ve sema’a başlarlar.



Sema’, her birine “selÂm” adı verilen dort bolumden oluşur ve semÂzenbaşı tarafından idÂre edilir. SemÂzenbaşı, semÂzenlerin donuşlerini kontrol ederek intizÂmı temin eder.



I.SelÂm, insanın kendi kulluğunu idrÂk etmesidir


II.SelÂm, Allah’ın buyukluğu ve kudreti karşısında hayranlık duymayı ifÂde eder.



III.SelÂm bu hayranlık duygusunun aşka donuşmesidir.



IV.SelÂm ise insanın yaratılıştaki vazîfesine yani kulluğa donuşudur. Cunku İslÂm’ da en yuce makam, kulluktur.

IV.SelÂm’ın başlaması ile “postnişîn” yani şeyh efendi de hırkasını cıkarmadan ve kollarını acmadan sema’ a girer. Postundan sema’ meydanının ortasına kadar donerek gelir ve yine donerek postuna gider. Buna “Post SemÂ’ı” denir.



Bu arada IV.SelÂm bitmiş, Son Peşrev ve Son YuruksemÂî calınmış, son taksim yapılmaktadır
Şeyhin posttaki yerini almasıyla Son Taksim de sona erer ve Kur’an-ı Kerîm’den bir bolum yani “Aşr-ı Şerîf” okunur. Son dualar, Allah’ın adı olan “Hû” nidÂları ile son selamlaşmalarla SemÂ’ Toreni sona erer.


Şeyh Efendi’den sonra semÂzenler ve mutrıp da şeyhttps://www.meleklermekani.com/vbimghost.php?do=displayimg&imgid=40069h postunu selÂmlayıp semÂhÂneyi terkederler




.​