Alkolizm ve Bireyselleşme Sorunları
Alkol, beyin, sinir sistemi,sindirim sistemi, karaciğer, kemik iliği gibi hayati merkezler başta olmak uzere butun vucudu etkileyen bir maddedir. Etkinin şiddeti alınan alkolun miktarına ve sıklığına bağlı olduğu kadar kişinin duyarlılığına gore de değişir. Alkolun neden olduğu toplumsal,ruhsal,adli vb.kotu sonuclar bu satırlara sığmayacak kadar fazladır.

Alkolizm,muzmin(kronik),tekrarlayıcı bir hastalıktır.Bu hastalık ilerleyicidir;yani gittikce kotuleşebilir.Şiddetli alkoliz;şeker hastalığı ya da yuksek tansiyon gibi kronik hastalıklarda olduğu gibi surekli takibi gerektirir.Aralarda kriz durumu yaşanabilir.
Alkoliklerde alkole karşı fiziksel duyarlılığın yanı sıra butun istenmeyen sonuclarına rağmen irade gucu ile yenilemeyen icme ile ilgili zihinsel bir takıntı vardır.Yani bu kişiler alkole bağlı olarak yaşadıkları kotu sonuclardan ders almazlar.Ve hatta başlarına gelenlerin gercek nedenlerinin alkol olduğunu inkar ederek teselliyi yine alkolde ararlar.
Alkol kullanımı ile ilgili sorunların her gecen gun artması ve bu kullanımla ilişkili bozuklukların tedavisinin de sistematik olarak yapılmasının gerekliliğini doğurmuştur.Birleşik devletlerde alkol kullanımının toplum sağlığı acısından kalp hastalıkları ve kanserden sonra ucuncu sırada yeralması sorunun onemi acısından iyi bir veri teşkil etmektedir.Ulkemizdeki alkol alış oranı da gozle gorulur bir şekilde artış gostermiştir.Ne var ki alkol alış yaşı cok aşağılara inmiştir.Cevremdeki genclerin alkol alımlarındaki artışla birlikte ortaya cıkan sosyal aktivite bozuklukları,medyanın etkisi,hızlı toplumsal değişme,bireyselleşme sorunları benim bu konuyla ilgili makale yazmama sebep oldu.

Alkol kullanımında bireyselleşme sorunlarını araştırmamın sebebi bircok insanın alkole arkadaş edinme ,sosyalleşme sebebi ile başlaması ve bu unsurun cok fazla goz onune alınıp irdelenmemesindendir.Genelden ozele gidip bu tablonun net bir şekilde gorulmesini hedefliyorum.

Alkol Kullanımı ve Alkolizm:
İnsanlık tarihi kadar eski olan alkol kullanımı cağlar boyunca değişik bakış acılarıyla ele alınmıştır.Toresel, bir anlamda sosyakulturel acıdan ;alkol kullanımı kişinin kendi isteği ve iradesiyle medikal anlamda ise;kullanımın hastalıkla ilgili olduğu kabul edilmiştir.Alkol kullanımının sebep ve sonuclarının kullanan kişinin yanında aile ve toplumu da psikolojik,sosyal,ekonomik acılardan onemli boyutta etkilemesi sorunu "biyopsikososyal" bir model icinde ele alma gereğini doğurmuştur.Olumsuz sonuclar hem sadece o icme donemlerinde,hem de uzun sureli iciciliğin getirdiği sorunlar ağlamında kişiyi etkilemektedir.Trafik kazalarına,şiddete,suc işlemeye,iş kayıplarına ve olumlere yol acmaktadır.Bu olayların sonuclarını sadece kişi değil,butun aile bireyleri ve yakınları cekmektedir.

ABD'de alkolu kotuye kullanım ve bağımlılığın bedeli 1983 te 116.9,1988 de 85.9 milyar dolar olarak tahmin edilmiş.Bunun %61i kaybı ve azalan uretkenliğe bağlanırken, sadece %13u sağlık harcamalarına bağlanmıştır.(Harwood,1985,Rice,1990)
Alkol kullanımı ilk ilişkili tanımlamaları tarih boyunca değişmesinin yanında tedavi ,caba ve programlarına da paralel değişiklikler gozlemlenmiştir.Birleşik devletlerde temeli 1950lerde atılan en yaygın alkol tedavi modeli olarak,Minnesetto modeli kabul edilmektedir.Birleşik devletlerde 1970lerin sonu ve 1980lerin başında tedavi hizmetleri devlet sektorunden yavaş yavaş ozel sektor organizasyonlarının eline gecmiştir.Ulkemizde ise 1980lerin başında devlet sektoru yeni yeni devlet sektoru bu organizasyonları kurmaya başlamıştır.İlk "Alkol Tedavi Klinikleri" universite bunyelerinde kurulmuş,bunu 1983 yılında Bkırkoy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi bunyesinde kurulan Amatem izlemiştir.

Alkolizm deyince bircok insanın zihninde ,parklarda ispirto şişesine sarılıp sızan ağır alkol bağımlıları canlanır.Oysa alkolizm,bireyin beden ve ruh sağlığını,aile,sosyal ve iş uyumunu bozacak derecede sık ve fazla alkol alma isteğini durduramama şeklinde ortaya cıkan bir bozukluktur.

Alkol Kullanma Bicimleri:
Alkol kullanma cok farklı bicimler sergileyebilmektedir.Alkol kullanan her insanda sosyal sorun,sağlık sorunuve buna benzer başka sorunlar oluşmayabilir.Bu kişiler daha cok sosyal icicilerdir.Alkolun bu sorunlarıyla karşılaşmadıkları demek alkolun risklerini kabullenmedikleri anlamına gelmez.Tıbbi sorun yaşayan ,ama alkole bağlı olmayanlar ,alkolu kotuye kullananlar da sosyal iciciler olarak adlandırılır.
Gunde 1-2 kadeh icki almanın kalp hastalığı riskini azaltabileceğine işaret eden bilimsel araştırmalar bulunmasına rağmen bazıları icin alkol kullanımı kontrol edilemeyen bir saplantıya donuşur.Alkolu az miktarda problemsiz olarak kullanan pek cok insan olduğu gibi bu nedenle zaman zaman bazı derde giren kişilerve yelpazenin en ucunda alkolsuzyaşayamaz hale gelen ve bu yuzden hayatı felc olmuş insanlar vardır.
Alkol kullanımının tıbbi olarak kabul edilen normal sınırı erkekler icin (2), kadınlar icin (1) ickidir.Birim olarak bir icki,bir kutu ya da şişe biraya,bir bardak şaraba ya da 45ml'lik bir "tek"sert ickiye(votka,viski vb.) eşittir.Bu şekilde hesaplandığında alınan ickinin turunun hic bir onemi yoktur.Yani uc bira icmekle uc duble votka icmek aynı miktarda alkol alımına sebep olur ve etkisi aynıdır.

Din ve toreleri ile alkolu onaylamayan toplum kesimlerinde alkolizm oranı daha duşuktur.Alkolun kolay elde edilebirliği ile fazla alkol kullanımı arasında da bir bağ vardır.(Atabek,E;1983)

Alkol kullanımının problem haline donuşmesi icin kişinin surekli alkol alıyor olması da gerekmez.Kişi zaman zaman kullansa da alkol almaya bağlı olarak aşağıdaki problemlerden birini dahi tekrar tekrar yaşıyorsa profesyonel yardımı gerektirecek duzeyde alkol kullanma problemi var demektir.

1) İşte,okulda ya da evde ustune duşen gorevleri tekrarlayıcı bir şekilde aksatma

2)Fiziksel olarak tehlikeli durumlarda yineleyici bicimde alkol kullanımı

3)Alkol ile ilişkili ortaya cıkan yasal sorunlar

4)Alkolun neden olduğu ya da alevlendirdiği surekli ya da tekrarlayıcı insanlararası sorunlar(alkollluyken eşle tartışmalara girmek ya da kavga etmek v.b.)

Toplum alkol kullanımını kontrol edemeyen kişilerin ruhen zayıf hatta dengesiz olduğunu duşunur.Bircok "alkolik" de kendini boyle gorur.Ancak alkolizmin bir hastalık olarak gorulmesinden asıl kasıt kişinin alkol karşısında iradesini ve secim gucunu kaybetmesidir.Alkol kullanma karşısında gucsuzluğunu kabul etme ve bu konuda yardım arama iyiye doğru değişimin ilk adımıdır.Milyonlarca insanın bu ilk adımla başlanan yolda alkolun sosyal hayatlarına verdiği zararın ustesinden gelmiştir.

Alkolizm Tipleri:

A)Gamma Tipi Alkolizm:
Aşırı miktarda alkolun aralıksız bicimde alındığı epizotların yaşandığı,ama aralarda alkol alımının olmadığı donemlerin olduğu alkolizm tipidir.Orneğin;kişi gunler boyunca sızıncaya kadar alkol alır ve ayılı ayılmaz icmeye devam eder.Sağlık durumu nedeniyle icemez hale gelince bir kac gun hasta yatar.1-2 hafta alkol alamaz,ama sonra her şeye yeniden başlar.Bu kişlerde temel problem alkol aldıkları zaman ortaya cıkan kontrol kaybıdır.Sarhoşluk anında yaptığı şeyleri coğunlukla hatırlamaz.Yasal ve sosyal problemler ortaya cıkar.Kişi suc işleyebilir,sosyal cevresiyle problemler ortaya cıkar.

b)Fransız Tipi Alkolizm:

Kişi surekli olarak fazla ama esiri olmayan miktarda alkol alır,alkol kullanımı bir hayat tarzı haline gelmiştir.Herhangi bir nedenle alkol almayı bırakırsa alkol yoksunluğuna girebilir.Uzun vadede sağlık problemleri ortaya cıkar.

c)Tip A-B ya da 1-2:

Bu tip alkolizm cok erken yaşlarda başlar. Genellikle bu kişilerin ailelerinde de alkolizm oykusu vardır ve alkolizm antisosyal kişilik bozukluğuile birlikte de sıkca gorulur.Cok kotu ve sinsi bir ilerleyişi vardır.

d)Daha İyi Gidişli Alkolizm Tipi:

Bu tip alkolizm daha gecyaşta başlar.Aile oykusu yoktur.Genellikle alkolizme depresyon eşlik eder.Hastanın tedavisi daha kolaydır.(Karamustafaoğlu,O,1981)

Alkol Alımına Bağlı Bozukluklar:

a) Depresyon:

Alkol beyin fonksiyonlarını değiştiren ,bağımlılık yapma potansiyeli yuksek bir maddedir.Alkol etkisi altındaki bir kişinin ruhsal durumunun ongorusunu yapmak oldukca zordur.

Alkolun bedendeki dağılımı,emilimi,atılım gibi ozelliklerinin beyindeki aktivitesinin belirsizliğinden kaynaklanmaktadır.Etkilerinin ongorusu belirsiz olan bir maddenin kontrolunun sağlanası imkansızdır.Bu belirsizliklerin yanında cok gozlenen ve kabul edilen gerceklerden biri alkolun ruh ve beden sağlığını olumsuz etkilediğidir.
Bugun alkolun ruh sağlığına olumsuz etkilerinden en cok bilineni depresyon dediğimiz klinik durumdur.Depresyon;umutsuzluk,keder,kararsızlık,ko nsantrasyon bozukluğu ,sıkıntı,sucluluk duyguları,isteksizlik,hız kaybı,uykusuzlukla,bazen de bedensel şikayetlerle seyreden ruhsal bir hastalıktır.

Depresyon toplumda cok sık gorulur.Bazen tedavi edilmediğinde intihar davranışı ile sonuclanan bu hastalığın ,alkol kullanıyla ilgili değişik duzeylerde ilişkisi vardır.
Alkol kullanımı depresyona sebep olur.Alkol bağımlıları bağımlı olmayanlara gore depresyona yakalanma acısından oldukca fazla riske sahiptir.Alkol bağımlılarının %80 kadarında depresyon tablosu gorulebilir.Bu oran,,genel toplum oranlarının neredeyse dort katıdır.

Alkol bağımlılarındaki depresyon hastalığı genellikle alkolu bıraktıktan sonra fark edilmektedir.Alkol kullanımının devam ettiği donemlerde ,alkolu kullanan kişi bu belirtileri ( sıkıntı,isteksizlik,huzursuzluk v.s ) alkolu fazla kullanmaya bağlanmakta,ceversindeki kişiler de alkolun gizlediği bu hastalığı fark edemememektedir.Boylece kişide yavaş yavaş bireyselleşme sorunları gozlemlenir.

b) Kişilik Bozuklukları:

1) Alkolu Bırakma Sendromu: Uzun sureli ve duzenli alkol alan kişiler alkolu bırakınca değişik derecelerde bırakma belirtileri gosterirler.Bu belirtiler kısaca şunlardır:Grand-mal epilepsi nobetleri,terleme,kusma,halsizlik,bulantı,uyku bozukluğu,korkulu duşler kısa sureli gorme-işitme ve dokunma hallisunasyonları

2) Delirium Tremens: Kronik alkolizmde alkolu bırakmaya bağlı olarak ortaya cıkan akut beyin sendromudur.Bu bireylerde zamana ve mekana karşı oryantasyon bozulmuştur.

3) Alkol Hallusunozisi: Uzun sure ve aşırı miktarda alkol alan bireylerde alkol bırakıldıktan sonra ortaya cıkan canlı,surekli gorme ve işitme varsanıları.

4) Korsakof Psikozu(Alkol Amnestik Sendromu): Bireyde yakın ve orta gecmişe ilişkin bellek bozukluğudur.Bireyde yakın ve orta gecmişe ilişkin bellek bozukluğu varken,uzak bellekte bozulma gorulmez.

5) Alkol Bunaması (Alkolik Demans): Uzun sureli alkol kullanan bireylerde gorulen bunama;burada zaan ve mekana yonelik oryantasyon bozukluğu vardır.

6) Alkol Paranoyası: Kronik alkoliklerde gorulen ağır kıskanclık ve aldatılma duyguları ile ortaya cıkan bir psikozdur.

7) Karaciğer Sirozu: Aşırı alkol tuketimi sonucu karaciğer tukenerek işlevini yapamayacak duruma gelmesi ve sonucta bireyin yaşamını bitirmesidir.(Genctan,E,1977)

Alkol Alımı Ve Bireyselleşme Sorunları

Alkol alan bir kişide yavaş yavaş birey olmada sorunlar cıkar.Kişi eski ozelliklerini kaybeder,kişinin irade gucu ,yaşam tarzı,sosyal ilişkilerinde değişiklikler gozlenir.Fakat kişi bunların değişim gosterdiğini ısrarla reddeder.Ama zaman icinde artan problemler bu gerceği ortaya cıkarır.Bir cok kişi alkol karşısında aciz olduğunu ve yenik duştuğunu itiraf edene kadar korkunc deneyimler yaşar,maddi manevi buyuk kayıplara uğrar,insanlarla ilişkileri bozulur,calışma hayatları alt ust olur,ruhsal cokuntu yaşarlar.Oysa bu kadar ağır bedel odemeden ,alkol icmeyi kontrol edemediğini farkedip yardım arayışına girmek en iyisidir.

Alkolikler genellikle "dibe vurmadan" yani her şeylerini kaybetmeden alkolik olduklarını kabul etmezler ya da sırf cevrelerindekileri susturmak icin alkolik olduklarını soyler,ama bunu değiştirmek icin hic bir caba gostermezler.Bu yuzden tedaviye istekli değildirler.
Ailelerin alkolik hastayı destekleyen tavrı "onun dibe vurmasını" ya da dibe vurduğunu farketmesini engeller.Bir başka deyişle;alkolik parasız kalır ,annesi para verir,karakola duşer,babası kurtarır,hasta olur,eşi hastaneye goturur v.s. alklun olumsuz sonuclarıyla hasta değil,hep ailesi yuz yuze gelir.O ise alkolun verdiği sarhoşluğa sığınıp tum sorunları inkar eder ya da hep başkalarını suclar.Bu kadar derdi ceken aile de surekli olarak alkolu bırakması icin alkolik kişiye baskı yapar ve alkolik,bu baskıyı icmesinin nedeni olarak gosterir."Karımın dırdırından,ailemin baskısından dolayı iciyorum" bahanesini sık sık duyarız.Oysa bu dırdır ve baskı alkole karşıdır.İşte bu durumda bir kısır dongu yaşanmaktadır.Yani alkolun kotu sonuclarını sırtlanan aile,hastanın bunlarla yuzleşmesini aslında engellerken,yaptıkları baskıyla hastanın stresini daha da arttırırlar.Aileler,ozellikle eşler,alkolizmden kendileri sorumluymuşcasına bir sucluluk icinde,kendilerini paralama derecesinde bir kurtarma cabasına girebilirler.Eşler de ,buna bağlı depresyon sıkca gorulur.Kişi alkol kullandıkca guvensiz ve bağımlı bir kişilik sergileme boyutuna girerler.Kendini bir bebek gibi yakınlarının bakımına terkeder.

Sonuc olarak; alkol kullanımıyla birlikte alkolun olumsuz etkileri kişinin kişilik yapısını etkiler hale geliyorsa acilen mudahele etmek gerekmektedir.

sevgiyle kalın......
Pınar Ersoz

kaynaklar
Atabek,E,Alkol ve İnsan(1983,ist)
Genctan,E,Cağdaş İnsanda Normal Dışı Davranışlar(1977,ank)
Harwood,H,Social And Economic Costs Of Alchool Abuse And Alcohilism(1985)
Karamustafaoğlu,O,Alkolizmde Yeni Bir Etyolojik Model(1981,antalya)
Koknel,O,Bağımlılık(1998,ist)
Ward,L.C,The Measurement Of Derial And Rationalization İn Male Alcholic(1991)


[h=2]İzmir Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]