Astım risk faktorlerini belirlemeye yonelik ISAAC faz 2 calışma grubunun1995-2005 arası 20 ulke 29 merkezden 50.000 ustu cocukla gercekleştirilen calışmasında; taze sebze meyve ve balık ağırlıklı beslenmenin duşuk astım prevalansı ile ilgili olduğu vurgulandı.
Son yarım yuzyılda başta astım olmak uzere alerjik hastalarda epidemi olarak adlandırılabilecek artışlar olmuştur. Bu artışlar ozellikle sanayileşmiş batı ulkelerinde yoğunlaşmıştır.
Risk faktorlerine yonelik calışmalarda, taze sebze, meyve ve balık gibi antioksidan gıdaların hazır ve cabuk besinlerle yer değiştirmesinin bu artışta rolu olabileceği ilk kez Seaton ve ark. Tarafından İngiltere’den verilerle hipoteze edilmiş gunumuze kadar da binlerce araştırmanın konusu olmuştur.
Normalde besinlerin enerjiye donuşturulmesinde ve diğer hucresel faaliyetlerinde kullanılan oksijenin elektron kaybederek oluşturduğu reaktif molekuller serbest oksijen radikalleri olarak isimlendirilir. Eksik elektronlarını normal doku ve hucrelerden sağlamaya calışan bu molekuller hucre zarına hucre protein yapısına ve DNA’ya zarar vererek inflamasyon ve hucre olumune yol acarlar. Oksidatif stres olarak adlandırılan bu surec, hucrelerde bulunan antioksidan enzimler; superoksitdismutaz (SOD), Katalaz, Glutation Stransferaz ve dışarıdan alınan antioksidan besinlerle dengelenmeye calışılır. Astımlı hastaların ise antioksidan savunma kapasiteleri yeterli olmayıp eksojen antioksidanlara artmış ihtiyacları vardır. Diyetle alınan antioksidanlar Vitamin C, E, Karotenoidler ve Flavinoidlerdir.
Bunlardan C vitamini suda eriyen bir vitamin olup akciğer ekstraselulerinde en cok bulunan antioksidandır. Serbest radikallerin makrofajdan sekresyonunu baskılar ve ekstraseluler radikalleri toplar. Narenciye, kivi lahana,yeşil sebzeler onemli C vitamini kaynağıdır. Epidemiyolojik calışmalarda akciğer fonksiyonları uzerine koruyucu etkileri raporlanmıştır. Vit E’nin ise alfa ve gama tokoferol başta olmak uzere 8 bileşeni vardır, lipid solubl olan alfatokoferol lipid peroksidasyonu esnasında ortaya cıkan membran hasarını onler. Genellikle tohum yağlarda (zeytinyağı, aycicekyağı vb) ve yeşil sebzelerde bulunur. Kanola ve soya yağında bulunan gama tokoferol ise inflamatuvar etkiye sahiptir. Karotenoidlerde Likopen kırmızı, beta karoten ise vitamin A ya donuşen pigmenttir. Havuc ve domateste bolca bulunan bu karotenoidler hucre membranında birikerek superoksid anyonları temizler ayrıca peroksil free radikaller ile reaksiyona girip lipidsolubl antioksidan olarak hizmet ederler. Flavonlar, ksantinoksidaz, siklooksijenaz ve lipoksijenaz enzimlerini inhibe ederek antioksidan etki gosterir. Kuşkonmaz, brokoli, ıspanak, narenciye onemli flavonoid kaynaklardır. Polifenoller adacayı, yeşilcay ve değişik sebze ve meyvalarda bulunan antioksidanlardır.
Astım risk faktorlerini belirlemeye yonelik ISAAC faz 2 calışma grubunun1995-2005 arası 20 ulke 29 merkezden 50.000 ustu cocukla gercekleştirilen calışmasında taze sebze meyve ve balık ağırlıklı Akdeniz diyeti tarzı beslenmenin duşuk astım prevalansı ile ilgili olduğu işaret edilmiştir. Takiben yapılan calışmalarda bu etkinin olmadığı hatta antioksidanların alerjik hastalıkların artışına nede olabileceği şekelinde de yayınlar vardır. Bu konuda sağlıklı bir karar verebilmek icin tum bu calışmaların metaanalizlerine bakıldığında iki calışma dikkati cekiyor, orneğin 2009 da Allen ver ark. 2624 calışmadan metodolojisi uygun 37 calışmayı seciyorlar. 1985-2007 arası farklı ulkelerden yapılan calışmalardan vaka kontrol kesitsel ve 2 kohort calışma alınıyor. Cocuk ve erişkinleri kapsayan bu calışmada diyetle duşuk A ve C vitamini alınması yuksek astım ve wheezy ile birlikte bulunuyor. Sadece pediatrik yaş grubuna ait benzer bir metaanalizde Saadeh ve ark. 1992-2012 arası 30 u kohort 101 calışmayı değerlendirdiklerinde hamilelikteki maternal ve cocukluktaki antioksidan zengin diyetin sağlıklı olarak duşunulduğunu ve allerjik hastalıklardan koruyabildiğini goruyorlar. Calışılan metodların riski belirleme acısından bazı handikapları vardır. Diyet calışmalarında, fazla sayıdaki sorular, cevapların ebeveynlerden alınması, kişisel yeme alışkanlıklarındaki farklılıklar karşılaşılan zorluklardır. Astım ve alerjik hastalıkların orijini fotal yaşam ve erken cocukluk donemi olduğu icin bunu gozeten prospektif longitudinal calışmalar muhtemelen en iyi sonucları verecektir ama bu şekilde calışmalar henuz yeterli sayıda değildir. Ayrıca gunluk gerekli dozun ustunde gıda takviyesi olarak kullanılan antioksidanların kanser profilaksi calışmalarında mortalite artışları ile birlikte olması ve bazı hayvan deneylerinde antioksidan alanlarda yaşam suresinin kısalması bu konudaki oneriler konusunda dikkatli olunması gerektiğini gostermektedir.
Sonucta elimizdeki verilerle,
* Duşuk diyet antioksidan iceriği ile yuksek astım prevalansının desteklendiğini,
* Alerjik cocuğun beslenmesinde taze sebze meyve gibi antioksidanlardan zengin bir diyetin astım insidensi ve morbiditesini azaltmak icin onerilebileceğini soyleyebiliriz.
* Diyetteki antioksidanların belirgin eksik olduğu veya uygun diyete ulaşmanın zor olduğu veya cevrel oksidanların yoğun olduğu durumlarda da diyet dışı gıda takviyesi, vitamin vb desteğin potansiyel yarar veya zararları gozetilmelidir.
* Ulkemizin geleneksel beslenme kalıpları bu oneriler karşılayacak kapasiteye sahip gorunmektedir.

[h=2]Ankara Cocuk Doktorları uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]