ya rauf duası ya rauf anlamı esması el anlamı
Rauf : Cok şefkat ve merhamet gosteren, cok esirgeyen, kolaylık sağlayan

Cenab-ı Hak buyuruyor:
" O, onlara karşı cok şefkatli, pek merhametlidir." (1)


"Eğer Allah'ın uzerinizde fazlı ve rahmeti olmasaydı, azabınızı carcabuk verirdi. Gercekten Allah Rauf'dur, Rahim'dir." (2)

"Allah insanlara karşı şefkatli ve merhametlidir." (3)

"Muhakkak Rabbiniz Rauf'dur, Rahimdir" (4)

Rauf'un anlamı ilk anda "Rahim" kelimesinin anlamıyla aynı gibi gorunuyorsa da, Kuran-ı Kerim'de gectiği yerlerde Cenab-ı Hakk iki sıfatı da beraber zikrettiği durumlarda Rauf'u Rahim'den once buyurmuştur.
Raûf, kullarına kolaylık sağlayan demektir. Cunku Yuce Allah kullarına kaldıramayacakları ibadetler ve yukler yuklememiştir. Yaşlılık, hastalık ve zayıflık gibi hallerde onları bircok ibadetlerdn muaf tutmuştur.
Allah'ın yarattığı tum canlılar kusursuz, ustun bir yaratılış ve kompleks bir yapı sayesinde yaşamlarını surdurmektedir. Bu, O'nun merhametinin ve rahmetinin bir delilidir. Cunku hicbir canlı kendisi icin en uygun, en elverişli şekilde yaşamak icin guc sarfetmemiş, sadece Allah'ın ustun aklına teslim olmuştur. O, ihtiyac duyabileceği herşeyi zaten kendisine vermiştir.

Mesela butun canlıların kendilerini savunmak icin farklı yetenekleri vardır. Kimisi son derece korkutucu bir gorunume sahiptir, kimisi zehirli, kotu kokulu veya yakıcı gazlar puskurtur. Bazıları atik ve cabuktur; duşmanlarından hızla kacarlar, boyle olmayanlar ise farklı bir savunma şekli olarak dayanıklı zırhlarla kaplıdır. Bir kısmı bedenlerini duşmanlarından saklayabilecek şekilde bir goruntuye sahiptir, diğer bir bolumu de olu taklidi yaparak duşmanı kandırabilecek şekilde var edilmişlerdir. Şuphesiz canlılar butun bu niteliklere tesadufen ya da kendi istekleriyle ulaşmamışlardır.

Her musluman Allah'ın dışında mutlak şefkat sahibi kimse olmadığını bilmelidir.Allah'ın kullarına bol nimetler vermesi, onlar ceşitli tehlikelerden koruması- nefislerinin arzu ve isteklerinin peşinden koşmalarına mani olması, O'nun kullarına olan şefkat ve merhametindendir. Bazen bir musibet vererek onları tokezleterek doğru yola girmelerini sağlaması, O'nun şefkat ve merhametinin gereğidir. Bu bela ve musibetler dıştan boyle gorunebilir; ancak gercekte bunlar, kendileri icin şefkat ve merhamettir. (6)

Nefsinize Acıyınız: Allah'ın bu ismini bilen kimse, Allah'ın kendisine şefkat ve merhamet ettiği gibi o da, nefsine acımalı, ona gucunden fazla yuk yuklememeli ve yapısını aşan şeylerden sorumlu tutmamalıdır.
Nefse acımak demek, Allah'ın emirlerini yerine getirmek, yasaklarından ve tehlikelerinden onu korumak demektir. Nefsine acıyıp ona şefkat gosterdiğin gibi, başka insanlara da acımalı ve onlara da şefkat elini uzatmalısın. Boylece şefkatli bir kalbe sahip olur, her iki dunyada Allah'ın şefkat ve merhametinin seni kuşatmasını sağlamış olursun. (6)

Kaynaklar:
1) Tevbe, 117
2) Nur, 20
3) Bakara, 143
4) Bakara, 207
5) Nahl, 7
6) EsmÂ-ul Husna, Karınca Yayınları, Nisan 2004