Aniden ortaya cıkan ve tekrarlayan, insanı dehşet icinde bırakan yoğun sıkıntı ya da korku nobetlerine “panik atak” adı verilir. Hicbir neden yokken birdenbire başlayan goğus ağrısı, goğuste sıkışma, carpıntı, nefes alamama, terleme, titreme, uşume ya da urperme, bazen de bulantı ya da karın ağrısı, baş donmesi, dengesizlik; duşecek ya da bayılacakmış gibi olma, uyuşma ya da karıncalanma gibi belirtiler, kişiyi dehşet icinde bırakır. Giderek şiddeti artar ve genellikle 30 dk icerisinde kendisini sınırlar. Kişi o an kalp krizi gecirdiğini ya da felc gecirmekte olduğunu zannederek yoğun bir olum korkusu yaşar. Bazen de başında bir tuhaflık, sersemlik, kendisini ya da cevresini bir garip ya da değişik hissetme gibi duyguların ortaya cıkmasıyla, kontrolunu kaybetme ya da cıldıracak gibi olma duşuncesi olabilir. Hasta buyuk bir korku ve endişe ile yakınları tarafından en yakın doktor ya da acil servise goturulur. Orada yapılan muayene, kan tahlili, EKG, Beyin, MR ve diğer incelemelerde hicbir şey bulunamaz. Doktorlar genellikle bu durumun stresten olduğunu soyler. Panik atakları yaşayan kişi tekrar atak yaşayacağı kaygısı yaşar ve bu duşunce onu surekli uzuntu duymaya sevk eder. Atak yaşamamak icin kendince onlem almaya calışır. İşe gitmeme, spor yapmama, bazı yiyecekleri yememe, yanında ilac, su ya da alkol bulundurma gibi kendince onlem alır. Hastaların yarısından coğunda agorafobi dediğimiz yalnız başına evde kalamama, sokağa cıkamama, otobuse tramvaya binememe, alışveriş merkezi ya da kalabalığa gidememe gibi korkular da başlayabilir. Panik bozukluğun tedavisi vardır ve psikiyatrik bozukluklar icerisinde tedaviye en iyi yanıt veren gruptur. Bugun icin etkinliği bilimsel araştırmalarla kanıtlanmış iki turlu tedavisi vardır; biri ilac tedavisi, diğeri Bilişsel Davranışcı Terapidir. Her iki tedavinin kullanıldığı hastalarda daha iyi sonuclar alınmaktadır.

[h=2]Antalya Psikiyatri uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]