

ALLAH'IM...
Ben uşuyorum Sen Dost’un gozleriyle ısıt beni.
Ben kanıyorum Sen dokunuşu merhamet olanlarla sar beni.
en korkuyorum Sen kalbime verdiğin îmanla koru beni.
Ben ağlıyorum Sen ulfetinle avut beni.
Ben savruluyorum bilinmezlere hazan yaprağı gibi… Sen tut beni.
Ben kayıyorum sırattan Sen bırakma beni.
Bende kimsenin uğramadığı izbe koşeler var karanlığın bile girmekten urktuğu…
Bende acılıp kapanmayan yaralar rûhumu doven hırcın dalgalar var sonra…
Donuşu olmayan yollar uzaklığım kadar uzayan; dinmeyen gozyaşları var icime kanayan…
Kucuk bir kız cocuğu var yetim bayramlar yaşayan… Âhlar var geceleri uyku tutturmayan…
Soğuk kışlar var bir bakış olup gozumde donan… Yakan ateşler var ofkem olup carpan…
Bende derin bir muhabbetin yok; ulvî kılan mumin yapan arıtan coğaltan merhamet olup yetim başlar okşayan şefkat olup mÂtemlerin civarında dolaşan fakir sofralarda zengin kılan comertlik olup mahrumlara dağıtılan cesÂret olup İslÂm’a engelleri yıkan.
Bende derin bir muhabbetin yok; beni unutturup bana sadece Sen’i hatırlatan gunduz olup yuzler aydınlatan gece olup hataları orten kilit olup hayırlara acılan merhamet olup hasta ruhuma dokunan…
Bende derin bir muhabbetin; uzaklığıma rağmen bana şah damarımdan daha yakın olan…
Bende derin bir muhabbetin yok; edep edip başkalarını ozlemekten Sen’i ozlettiren…
Vef olup; hatırladıklarımı Seninle rÂbıtalı kılan…
Bende derin bir muhabbetin yok; ruzgÂr olup collerde iz iz Nebî’yi arayan peyk olup bir Kutb’un etrafında donen...
Bir derin muhabbetin yok bende; beni Sen’den kılan.
Sen varsan neyim yoktur ki;
Sen yoksan gonlumde neyim vardır ki...
....