Dunyada ve ulkemizde uzerinde en cok durulan hasta ve yakınlarının kafalarının karışmasına, zaman zaman da yaşamları icin en onemli tedavilerini aksatmalarına neden olabilecek bir konudur. Kanser hastası, kanser tanısı konduktan sonra hekimden bir daha kansere yakalanmaması veya acilen iyileşmesi, savunma sisteminin guclenmesi icin bir beslenme listesi bekler ve boyle bir liste verilmeyince de hayal kırıklığına uğrarlar. Alternatif tıp urunu pazarlayan bazı ozel kuruluşlar ve bireylerin hasta ve ailesinde oluşturduğu yanlış bilgi yonlendirmeleri altında; hastalar doktorlardan bazı bitkiler onermesini, yiyecekleri gıdaları tek tek oranlarına kadar yazmasını bekler. Gunumuze değin yapılan calışmalar gostermiştir ki, kanser tanısından sonra beslenme icin yapılacak ozel takviyeler ancak hastanın iştahının azalması, yeterli beslenememesi, kilo kaybetmesi durumunda gecerlidir. Bunun dışında tum bireylere onerilen “sebze ve meyve ağırlıklı, kırmızı etten fakir beyaz et oranını artıran beslenme modeli” genel durumu iyi olan ve beslenebilen bircok kanser hastası icin yeterlidir. Ancak yukarda belirttiğimiz hallerde, hastanın tedaviye veya hastalığa bağlı devam eden kilo kaybı, ağızdan gıda alamama, ağız yaraları, uzun suren isal, uzun suren bulantı, kusma, vitamin eksikliği gibi durumlarında ozel beslenme ekiplerince damardan veya ağız yolu ile ozel gıdalar ve vitamin ile destekleri yapılmalıdır.
Akciğer kanserli hastalar, ozellikle tedavileri sırasında aşırı yemekten ve tuzlu gıdalardan kacınmalı ve tedavi oncesi alerjik yan etkiyi azaltmak amacı ile kullanılan kortizonun iştahı artırıcı, kilo ve odem yapıcı etkilerine karşı dikkatli olmalıdırlar. Bu donemde halsiz ve gucsuz kalmama adına tuketilen bal, pekmez gibi yuksek kalorili gıdalar, hastalarda istenmeyen ve sonradan verilmesi son derece guc aşırı kilo alımlarına neden olabilmektedir.
Gectiğimiz yirmi yılda populer olan vitaminlerin kullanımı, antioksidan ozellikleri ile “bizleri genc tutacak, cildimizi puruzsuz kılacak, kanser tedavileri sırasında yan etkilerden koruyacak” varsayımı ile yoğun bir kullanım alanı bulmuştur. Ne var ki son 10 yılda yapılan kapsamlı calışmaların sonucunda, gereksiz ve doktor onerisi dışında kullanılan vitaminlerin vucudumuza yarardan cok zarar verdiği, hatta bazı kanser turlerinin artışına bile neden olduğu saptanmıştır. Bunun uzerine dunyada ve ulkemizde alternatif tıp pazarı ve pazarlayıcıları hedeflerini bitkisel urunlere cevirdi. Ancak, doğal gibi gorunen bu urunlerin de ozellikle kemoterapi ve diğer tıbbi tedaviler ile istenmeyen etkileşimleri bir cok hastayı ve tedavi sorumluluğunu alan doktoru zor durumda bırakmıştır. Son derece yetersiz veriler ile yararlı olduğu savunulan bitki ve bitkisel urun kullanımının gunumuzde hastalara zarar verebileceği ve doktorun haberi olmaksızın asla uygulanmaması gerektiği kabul gormuştur.
Gerek akciğer kanseri olsun gerekse diğer tum kanserlerin tedavisinde bulantı kusma icin 0.5-1mg ağızdan hap şeklinde Zencefil kullanımının kanıtlanmış yararı vardır ve onkoloji literaturune bilimsel kanıt olarak girmeyi başarmış bitkisel bir urundur.

[h=2]Antalya Dahiliye uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]