DUNYA tabiatında pek cok bitki ve meyvenin insana nasıl hizmet ettiğini biliyoruz. Buna cok carpıcı bir ornek vermek istersek elimize bir ceviz almalı ve onu dikkatle incelemeliyiz.
Henuz ağacından yeni kopartılmış taze bir cevizin en dışında, yeşil ve ince bir kabuk bulunur. Bu yeşil kabuğun hemen altında cok sert bir başka kabuk vardır. Kabuğu kırdığınızda ise meyvenin asıl kısmını cepecevre kuşatan ince bir zar ile karşılaşırsınız. Onun altında ise tartışmasız bir şekilde insan beynine benzeyen meyvesi vardır.
Ceviz dışındaki yeşil kabuğu ile kafa derisine, sert kabuğu ile kafatasına, icindeki ince zar ile beyin zarına, asıl meyvesi ile de beyne benzeyen harika bir gıdadır.
Tıpkı beyin gibi iki yarım kure şeklinde yaratılan cevizin beyin ile olan ilişkisi bundan ibaret değildir.
Ceviz, hem gorunuşuyle, hem de kimyasal yapısıyla, adeta “Ben beyin icin yaratıldım!” demektedir.
Meyveler arasında iceriğinde Gumuş iyonu taşıyan sadece cevizdir. Bu gumuş iyonuna insan bedeninde ihtiyac duyan tek organ da beyindir.
Boyle bir hikmeti gormezlikten gelenlere ya da butun bunların tesaduf eseri oluşmuş olduğunu soyleyenlere, bırakın bilim adamı demeyi akıl sahibi bir insan demek bile fazladır.