

Sonuna kadar okuyun pişman olmazsınız..
CenÂb-ı Hak buyuruyor:
“Rabbinize alcak gonulluce ve icin icin dua edin.” (A’rÂf, 55)
Rasûlullah (sav) buyuruyor:
"Kime dua kapısı acılmış ise ona rahmet kapıları acılmış demektir. Allah'a taleb edilen (dunyevî şeylerden) Allah'ın en cok sevdiği afiyettir. Dua, inen ve henuz inmeyen her ceşit (musibet) icin faydalıdır. Kazayı sadece dua geri cevirir. Oyle ise sizlere dua etmek gerekir." [Tirmizî, DaavÂt 112]
İbrahim Ethem tacı tahtı terk ediyor. Seneler sonra seyr-u sulûkunu tamamladıktan sonra Belh şehrine tekrar geliyor. Kendi yaptırdığı camide yatsı namazı kılıyor. Dışarıda sulu kar, yağmur, soğuk... "Şurada kıvrılayım da sabah olunca giderim" diye duşunuyor.
Kayyum geliyor, camide saklandığı yerden buluyor, cıkarıyor. "Ne yapıyorsun" diyor. "Musaade et, şurada yatayım. Sabah namazından sonra Belh'e gireceğim" diyor. Kayyum bacağından tutuyor onu "İbrahim Ethem, senin gibi culsuzlar icin yaptırmadı bu camiyi" diyor ve bacağından surukleye surukleye, kafasını merdivenlere vura vura atıyor onu dışarıya.
İbrahim Ethem "Ben bu camiyi yaptırdım" diyemiyor. Caresiz, şehre gidiyor. Her taraf kapalı, sadece bir yer acık. Bir fırın. Kapıyı calıyor ve sabaha kadar oturma musaadesi istiyor. Orada calışan işci, "Gec otur" diyor. Aradan bir-iki saat geciyor. Sabah ezanı okunmaya başlıyor. Okunduktan sonra işci donuyor "Hoşgeldiniz, nereden gelip nereye gidiyorsunuz, isminiz ne" diyor. İbrahim Ethem de "Ben iki saattir burada oturuyorum, şimdi mi geldi aklına sormak" diyor.
Fırıncı diyor ki: "Ben bu fırında işciyim. İki cocuğum var, iki de yetime bakıyorum. Ben onlara şimdiye kadar haram lokma yedirmedim. Senin geldiğin vakit benim mesai saatim dahilindeydi. Ezan okundu, mesaim bitti. Seninle istediğin kadar konuşabiliriz, şimdi kazancıma haram karışmaz."
İbrahim Ethem "Sen ne guzel adammışsın. Sen Allah'tan bir şey isteyip de olmadığı vaki oldu mu?" diye soruyor. "Ben Allah'tan ne istediysem verdi. Fakat Allah'tan bir şey istedim. Onu bana vermedi. Allah'a yalvardım, bana İbrahim Ethem'i goster diye, bana onu gostermedi" diyor.
"O Allah, oyle bir Allah ki,” diyor İbrahim Ethem, “İbrahim Ethem'i bacağından surukleye surukleye, kafasına vura vura getirir sana gosterir ve senin gozunun onunde ruhunu teslim ettirir" diyor ve Allah diyerek ruhunu teslim ediyor. [Altınoluk Dergisi Roportaj, 2000-Mayis, Sayı:171, Sayfa:012]