Aile terapisiAile Danışmanlığı,sorun cozme surecine tum aileyi katmayı amaclayan,iki veya daha fazla aile uyesi ile bir arada gercekleştirilen ve sorunu (catışmayı) cozumlerken doğrudan aile uyeleri arasındaki etkileşimlerin incelenmesini ve soruna katkısının değerlendirilmesini ongoren bir uygulama bicimidir.
Aile danışmanlığı 2. Dunya Savaşı 'ndan sonra hızlı bir gelişme gostermiştir. Aile dinamikleri hakkında ilk calışan kişi Freud olurken, ilk kez ayrıntılı inceleyen Alfred Adler'dir. 1950-1959 yılları arasında aile danışmanlığı alanında etkili olanliderlerden bazıları Nathan Ackerman, Gregory Bateson, Murray Bowen ve Cari Whitaker'dir. 1960-1969 yılları arasında aile danışmanlığında cok hızlı bir gelişme gorulurken bircok teori ve kavramlar ortaya cıkmıştır. Bu on yılda ozellikle Jay Haley, Salvador Mimıchin, Virginia Satir, Cari Whitaker, Murray Bowen ve Nathan Ackerman 'in etkili olmuştur. 1970-1979 yılları arasında iki buyuk dernek (The American Association For Marriage And Family Therapy ve American Family Therapy Association) kurulmuştur. 1974 'de ilk dergi cıkarılmaya başlamıştır. 1970’ lerin başında Avrupa 'da da ozellikle İngiltere ve İtalya'da aile danışmanlığı ile ilgili calışmalar hız kazanmaya başlamıştı. 1980'li yıllarda ozellikle bayan araştırmacılar calışmalarını Yoğunlaştırdığı gorulmektedir. Aile danışmanları; psikolojik danışma kuramlarını, sistem teorilerini ve klinik mudahale tekniklerini birleştirerek danışma merkezlerinde bireylere, ciftlere ve ailelere yardımcı olmaktadırlar (Ambrose, 1996)
Aile danışmanlığı kuramları, psikolojik danışma kuramlarına benzerlik gosterir ve onların tekniklerinden faydalanır. Ancak, bu tamamen aile danışması kuramlarının psikolojik danışma kuramlarının aynısı olduğu anlamına gelmemektedir.
Aile danışması ile diğer yaklaşımların birbirinden bağımsız ilkeleri, ilgi alanları ve gucleri vardır. Danışma kuramları bireyi merkez alır ve değişim icin bilincaltına ve transferansa odaklanır (Holmes, 1993).
Aile danışmanı, aile sistemine yer vermektedir. Psikolojik danışma kuramları tek bir bireye, hastalıklı birime veya gruba odaklanırken; yalnızca aile danışması aile sistemini bir "danışan" olarak gorur. Danışma surecine, birey değil aile katılır. Aile danışması, aile uyelerinin birbirleriyle nasıl etkileşim kurduğu ile ilgilenir, nicin oyle etkileşmede bulunduğuna bakmaz. Aile danışması aileyi etkileşimde bulunan bir sistem olarak ele alan bir danışmadır, bireylerle ilgilenmez (Foley, 1989).
Gunumuzde, aile danışmanlığında kullanılan kuramlar ceşitlilik gostermektedir. Geleneksel danışma kuramlarının uyarlaması biciminde olanların yanında, alanda yepyeni yaklaşımlar ortaya atılmakta ve uygulamaya konulmaktadır. Bu calışmada sozu edilecek olan danışma kuramları gunumuzde yaygın bir kullanım alanı bulan,denenmiş ve başarıları kanıtlanmış olan yaklaşımlardır.
PSİKOANALİTİK AİLE TERAPİSİ
Psikoanalitik aile danışmasının amacı aile uyelerini bilinc dışının sınırlamasından kurtarmak ve boylece aile uyelerinin birbirleriyle bir butun olarak etkileşimde bulunmalarına yardım etmektir. Gecmişlerine bağlı olan bireyler yerine şu anki gerceklerle ilgilenebilen bireyler olmalarına calışılır. Krizde olan ailenin acil problemleri anlayış ve destekleyici tarzda ele alınır. Kriz cozume ulaştıktan sonra danışmanlar aile ile uzun sureli danışma yapmak isterler. Ancak bu bircok aile tarafından kabul edilmeyebilir. Eğer danışmanlar amaclarını yalnızca ailenin acil problemlerini cozume ulaştırmak olarak algılarlarsa, diğer yaklaşımları benimseyen danışmanlardan hicbir farkları kalmaz.Psikoanalitik aile danışmanları savunmaları inceleme ve bastırılmış ihtiyacları ortaya cıkartma yerine savunmaları destekler ve iletişimi acıklamaya calışırlar. Diğer yaklaşımlarda ailenin davranışlarında değişim yapma (orneğin cocuğun okul fobisini giderme gibi) danışmanın amacı olarak gorulurken; psikoanalitik aile danışmasında bunlar yan urun olarak algılanır. Asılamac, altta yatan catışmaları cozmektir (Nicholsve Schwartz, 1998).
Psikoanalitik aile danışmasında, eşler arasında ve ebeveyn-cocuk arasında etkileşimin kapalı etkileşim olduğu vurgulanır. Psikoanalitik aile danışmasının amacı, aile uyelerini bilincdışının sınırlamasından kurtarmak ve boylece aile uyelerinin birbirleriyle bir butun olarak etkileşimde bulunmalarına yardım etmektir. Psikoanalitik danışmanlar, bireylerin bağımsızlık ve duygusal gelişimlerinin en iyi kendi ailesinde, duygusal bağları icerisinde calışma yaparak gelişebileceğine inanırlar. Psikoanalitik aile danışması, aileyi analitik bir yaklaşımla anlamaya calışır. İşlev bozukluğunun ilk cocukluk deneyimlerinden kaynaklandığı kabul edildiğinden, danışma sureci daha cok gecmişe yoneliktir.
YAPISAL AİLE TERAPİSİ
Aile danışmanlığı alanında 1970'lerde Salvador Minuchin tarafından geliştirilen yapısal aile danışmanlığı oldukca populer olmuştur. Yapısal aile danışmanlığı bir sistemin parcalarının nasıl etkileşime girdiği, dengesini nasıl sağladığı, donuş mekanizmasını nasıl işlediği, nasıl fonsiyonelsiz iletişim kalıplarını geliştirdiği uzerinde durmaktadır. Ozellikle transaksiyonel kalıplara cok fazla onem verilir. Cunku bu kalıplar ailenin yapısı, sınırlarının gecirgenliği, gruplaşma ve koalisyonların varlığı hakkında bilgi verir.
Yapısal aile danışmasında danışma sureci birkac adımda gercekleşir:
1. problem: Danışman oturumlarda goruşme yaparak ailenin problemlerini tesbit etmeye calışır.
2. Bilgi: danışman problemlerle ilgili bilgileri toplar ve oturumlarda bunun icin yonlendirme yapar
3. hipotez kurma: danışman topladığı bilgilere dayanarak problemin cozumu icin hipotez kurar.
4. Amaclar: Hipotez kurulduktan sora amaclar belirlenir.
5. Mudahale: Danışman aşağıda belirtilenleri ortaya cıkartmak icin calışır.
a. Aile uyeleri ve/ veya uyelerin kendi benlikleri ile olan etkileşim kalıplarını etkileyerek değiştirme
b. Transaksiyonel ceşitliliği kontrol ederek mudahalenin etkililiğini artırmak
6. Donut: Danışman mudahalelerde aile uyelerinin tepkilerini esas alarak bu dongunun 2. adımına geri donerek işlemlere tekrar başlar.
Yapısal aile danışmasına Aile danışmanlığı alanına cok onemli kavramlar kazandırmış olan yapısal aile danışması, gecmişten cok şimdiki durumla ilgilenen ve belirlenmiş hedeflere yonelik kısa sureli bir tedavi bicimidir. Bu yaklaşımda, danışman oldukca aktiftir, ailede değişiklik yaratabilmeyi amaclar. Ailede değişiklik sağlayabilmek icin genel olarak dahil olma, Aile işlem kalıplarını harekete gecirme, Aile işlem hareketlerini yeniden yapılandırma olmak uzere uc mudahale tekniği kullanılır.
İLETİŞİM/İLİŞKİ TEMELLİ AİLE TERAPİSİ
1950lerde Gregory Bateson, John Weaklend, Don Jackson ve Jey Haley iletişimi duzeylerine gore sınıflamaya yonelik bir araştırma yurutmekteydiler. Ele aldıkları konular arsında iletişimdeki anlama duzeyleri, mantıksal duşunce duzeyleri, oğrenme duzeyleri sayılabilir. Bu calışmanın bir parcası olarak şizofrenlerdeki iletişim oruntulerini ele almışlardır. Kendisi bir antropolog olan Bateson, Weiner’in sibernetik kavramlarını aile sistemlerinin calışmasına uygulamaktaydı.
Değişime karşı aile icindeki direnci goren Jackson, bu durumu “aile homeostazı” şeklinde kavramsallaştırdı. Bu calışmaların sonucunda 1957de “Bir Şizofreni Kuramına Doğru” yayınlandı ve cifte cıkmaz (doble bind) kavramı ilk kez ortaya kondu. Bu kavram bir ilişkiler sistemi icinde bir bireyin diğerine surekli uyguladığı iletişimdeki cıkmaz stili anlatıyordu. Cifte cıkmaz icin gerekli koşullar şoyle sıralanabilir.
1- İki kişinin varlığı
2- Sıklıkla tekrarlanan bir yaşantı
3- Emre uyulmadığında ceza tehdidi olacak şekilde verilen birincil bir emir
4- Birinci ile ters duşen genellikle soyut duzeyde verilen ve sıklıkla sozel olamayan bicimde iletilen ve yine ceza tehdidi iceren ikincil bir emir
5- Kurbanın kacamayacağı bir durum
Bu calışma onemli bulgular ortaya cıkarmıştır ancak cifte cıkmaz teorisi yapısı gereği iki kişiyi iceren bir teoridir. Teorinin yaratıcıları kendileri de tek sekanslarda bireysel davranışlar uzerine yoğunlaşmanın doğru olmadığını ve sirkuler sistemler uzerinde durma gereğini kabul ederler.
Foley, iletişim okulundan gelişen yaklaşımları, ailedeki iletişimin en cok uzerinde durulan yonune gore uc grupta toplamıştır.
1-İletişim ve biliş: Oncusu Don Jackson’dur. Dunyadaki ilk aile tedavisi merkezini (Mental Research Institute) kurmuştur. O ve arkadaşları, insan iletişiminin basit ozelliklerinin cok onemli kişiler arası anlamları olduğunu one surduler. Bu temel noktalar şunlardır:
a- İletişimsizlik mumkun değildir.
b- İletişimin iceriksel yonu gibi, ilişkileri tanımlayan yonu de vardır.
c- Bir dizi karşılıklı davranışta sebep ve sonucu ayırt etmek her zaman mumkun değildir.
d- İki iletişim turu tanımlanmıştır. Dijital iletişimde mesajlar sozlu veya yazılı kelimeler halindedir. Analojik iletişim tum sozel olmayan iletişimleri kapsar.
e- Simetrik ve tamamlayıcı etkileşim
2- İletişim ve guc ilişkileri: Haley ilişkilerin aynı zamanda iktidar mucadelesi icerdiğini one surmuştur. Birlikte bir gecmişi ve geleceği olan tum insan gruplarında bir hiyerarşi vardır.
3- İletişim ve duygular: Virginia Satir, iletişim teorilerini kabul ederken duyguların iletimine daha fazla onem verir(Kılıcarslan,2009).
BİLİŞSEL DAVRANIŞCI AİLE TERAPİSİ
Davranışcılık yardım mesleklerinde en eski yaklaşımlardan birisidir. Davranışcılık akımı, 1970'lerde bilişselcilerden etkilenmiş ve bu akım birleşerek bilişsel davranışcı danışma ortaya cıkmıştır. Bilişsel - davranışcı aile danışması oldukca yeni bir uygulama olmasına rağmen, goruşlerini bilişsel – davranışcı kuramdan alır. 1970'lerden sonra bilişsel-davranışcı yaklaşım ciftlere ve ailelere uygulanmak icin yoğun caba harcanmıştır. Davranışcı yaklaşımın uygulamaları uzunca bir sureden beri devam etmekle birlikte aile danışmanlığında son 20-25 yıldır kullanılmaya başlanmıştır. Bilişsel yaklaşıma bağlı danışmanlar danışanlarının duşunce kalıplarım, inanclarını ve tutumlarını değiştirmeye calışırlar. Cunku onlara gore davranışların değişimi icin bunlar gereklidir. Davranışcı yaklaşıma bağlı danışmanlar ise spesifik davranışların değişimi icin uğraşırlar. Objektif olarak olculebilen, gozle gorulur olaylarla ilgilenirler. Davranışcı yaklaşım icgoru istemez veya duşunce ve tutumların değişimi ile ilgilenmez. Semptomlar guncel bir problem olarak algılanır. Bilişsel yaklaşımın onculeri Albert Ellis, Aaron Beck ve Victor Raimy'dir. Davranışcı yaklaşımın en onemli onculeri John Krumboltz, Cari Thoreson, Joseph Wolpe, Gerald Patterson ve Arnold Lazarus'dur. Bircok davranışcı danışman calışmalarını ve teorik temellerini Albert Bandura'nın sosyal oğrenme kuramından almışlardır (Fenell ve Weinhold, 1989). Bu yaklaşıma gore ailedeki bir problem aslında yanlış oğrenmelerden kaynaklanır. Yanlış oğrenmeler ceşitli oğrenme yollan ile giderilebilir (Gabrill, 1981).
Bilişsel-davranışcı danışma yaklaşımı insanın şimdiki duşunce kalıplarını etkileyerek duşunce ve hareketlerini değiştirmeye calışır (Goldenberg ve Goldenberg, 1996).
İnsanlar kendi davranışlarını değiştirebilir veya ayarlayabilirler. İnsanların sembolik duşunme kapasitesi vardır ve hareketlerini duzenlemeleri icin onları esnek tutarlar (Goldenberg ve Goldenberg, 1996).
Bu yaklaşıma gore insanlar cocukluğunda kendisi ve cevresi hakkında bazı değer yargıları edinir. Cocuğun sevilme, korunma ve saygı gorme ihtiyacı, buyume, gelişme, iyi bir insan olarak yaşama eğilimi vardır. Cocuk bu ihtiyaclarını doyuran yetişkinlerin değerlerini kolayca benimser ve ozumler. Cocuğa kusursuz olması gerektiği, aksi halde sevilmeyeceği soylenmişse cocuk bunu hic eleştirmeden evrensel bir doğru olarak kabul eder. Ancak bu beklentiyi her durumda karşılayamadığında kendisini değersiz, yetersiz ve suclu olduğunu duşunur ve kaygıya kapılır. Cunku duşunceleri duyguları etkilemektedir. Benliği yıkıcı duşunceler ise yine benliği yıkıcı duygulara yol acmaktadır (Kuzgun, 1988).

[h=2]Balıkesir Pedagog uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]