Ağlamak cocuklar icin faydalıdırVictor Hugo derki; ‘’Ağlamak icin gozden yaş mı akmalı? Dudaklar gulerken, insan ağlayamaz mı? İnsan icin icin de ağlar ama o zaman da icine dert bağlar. Dolayısıyla ağlamak cocuk olsun ergen olsun bir davranış bozukluğu değildir. Aksine bir ihtiyactır.
Ağlamanın psikolojik ve fizyolojik faydaları
Her şeyden once cocuk olsun ergen olsun ağlamanın, psikolojik olarak rahatlatmasının yanı sıra bircok fizyolojik faydaları da vardır. Ağlamak gozyaşı bezlerini harekete gecirir ve onların kurumalarını onler. Goz cidarlarında bulunan mikro irritanların temizlenmesini sağlar. Ayrıca goz yaşının antibakteriyel ozelliği de vardır, gozlerde enfeksiyon oluşmasını ve ozellikle bebeklerde capağın goze zarar vermesini onler. Ağlamak sinir sistemi icin cok zararlı bir madde olan mangenez gibi toksik maddelerin ve stres sonucu biriken bazı zararlı maddelerin de vucuttan atılmasını sağlar. Endorfin hormonunun da salgılanmasını sağlar. Endorfin hormonunun iki yararlı etkisi vardır. Biri ağrı kesici etkisi ki, bu etki bilinen en guclu ağrı kesici madde olan morfinden bile yirmi kat daha fazladır. Diğer etkisi ise endorfinin keyif ve rahatlama vermesidir. Ağlamanın diğer bir hormonal etkisi de cevredeki diğer insanlarda oksitosin hormonunu tetiklemesidir. Boylece ağlama sesi etraftaki insanlarında şefkat duyma ve empati kurma gibi hisleri uyandırır. Oksitosin hormonu en fazla doğum esnasında salgılanır. Bu hormon bir yandan rahim kaslarının harekete gecip doğumu gercekleştirirken diğer yandan da annenin yeni doğan bebeğine hic olmadığı kadar sevgi ve şefkat dolu olmasını sağlar.
Ağlamanın bircok farklı sebebi vardır
Ağlamak bebeklikte, erken cocuklukta ve cocuklukta farklı farklı yorumlanmalıdır. Bebeklerin seslerini duyurmalarının tek yolu ağlamaktır. Onlar cevreleriyle ancak ağlayarak iletişim kurabilirler. Bebekler sadece ac kaldıkları, altını ıslattıkları ya da gaz problemi yaşadıklarında değil, ceşitli stres faktorleri nedeniylede ağlayabilirler. Orneğin anne-baba uyumsuzlukları, aralarında tartışmalar ya da şiddet gibi faktorler bebeklerde sebepsiz ağlamalara neden olabilir. Dolayısıyla bebeklerde ve kucuk cocuklarda gorulen ağlama ve ofke nobetleri bir davranış bozukluğu kategorisinde değerlendirilmemelidir. Bunları cocukların sakin ve sağlıklı kalabilmeleri icin başvurdukları bir yontem olarak duşunulmelidir. Bebekler ve kucuk cocuklar kendilerini ağlayarak ifade etmeye calışırlar. Bu nedenle ebeveynler, altı temiz, ac değil, gazı yok bu cocuk neden ağlıyor? diye endişelenebilirler. Halbuki o bebek biraz once anne ya da babasının kardeşine gosterdikleri ilgiyi farkedip bu nedenle kendini guvensiz hissetmiş olabilir. Diğer taraftan genelde cocuklar ebeveynlerini manipule etmek icin ağlamazlar. Ancak ebeveynler oyle olduğunu duşunup şımarıklık olarak değerlendirebilirler. Halbuki cocuklar acı dolu hisleri biriktiğinde, ağlamak icin bahane arar ve bulurlar. Daha sonra da sakin rahat ve uyumlu bir şekilde gunlerine devam ederler. Ağlayan bir bebeğe once ağrısı, sancısı, bir ihtiyacı var mı diye bakılmalı, sonra fiziksel temasta bulunarak ona sarılmalıdır. Bu durum bebeğe guvende olduğunu, ebeveyninin her zaman yanında olduğunu hissettirecektir. Sonra da ağlamasını kabullenip sabırla dinlememiz gereklidir. Boyle davranılan cocuklar zamanla ruh sağlığı acısından problemsiz bireyler haline gelirler.
Cocukları televizyonla susturmaya calışmak beyin gelişimlerini etkiliyor
Bu noktada ebeveynleri uyarmam gereken cok onemli bir husus var. Kesinlikle ağlayan bir cocuğu televizyon izlesin de sussun diyerek, televizyon karşısına koymayınız. Cunku dort yaşına kadar cocukların beyin gelişimleri henuz istenilen duzeyde değildir. Televizyondaki akıcı goruntuleri onlar kare kare hızlı gecen fotoğraflar halinde gorurler. Boylece beyin kendisini hızlı hareket etmeye ve hızlı duşunmeye programlar ve karşımıza hiperaktif, dikkat eksikliği olan cocuklar cıkar. Cunku beyin gereğinden fazla hızlı duşunduğu zaman detaylara odaklanamaz. Haliyle oğrenme kapasitesi ve algı duzeyi duşuk cocuklar ortaya cıkar.
Unlu psikolog Aletha Solter, ağlamanın spor yapmaktan daha iyi olduğunu ama tabi ki her ikisini de yapmamız gerektiğini ifade etmektedir. Eğer cocuk ağlamıyor ancak surekli mızmızlanıyorsa bu durumda cocuk ya hasta ya da hasta olmak uzeredir. Bebek kendini ağlayacak kadar guvende hissetmiyor olabilir. Belki de henuz ağlayacak kadar malzeme birikmemiştir.
Dort yaşından sonra cocuklar yavaş yavaş kendilerini ifade etmeye başlarlar. Artık bu yaşlardan sonra ağlamanın sebepleri ve nitelikleri biraz farklılaşır. Eğer dort yaşından buyuk bir cocuk ağlıyorsa, ortada duşunulmesi gereken bir durum var demektir.
Cocuklar ağlayarak bedenlerinde biriken stresi atarlar
Erken cocuklukta gorulen ağlamaların en onemli sebepleri, cocuğun kendini guvensiz hissetmesi ya da bir isteğine kavuşma cabalarıdır. Tutarsız aile ilişkilerinde, huzursuz aile ortamlarında cocuk kendini guvensiz hisseder ve hemen her şeye ağlamaya başlar. Bu bir noktada icinde biriken stresi boşaltma yoludur. Cocuk ağlama ile rahatlamaya ve sakinleşmeye calışır. Boyle catışmalı aile ortamlarında olan cocuğa bağırılarak ya da şiddet uygulanarak susturulmaya calışılması ilerde tarifi mumkun olmayan psikolojik bozukluklara, uzun surecte madde kullanımı gibi kotu alışkanlıklara yol acabilir. Nitekim uygun aile ortamı sağlandığında cocuğun yavaş yavaş ağlamayı bıraktığı gorulecektir.
Cocuklara ağlayarak istediği her şeyi elde edemeyeceği anlatılmalı
Bazen de cocukların ozgur yetişmeleri, ozguveni yuksek bir birey haline gelmeleri icin ebeveynlerin yanlış davranışlarını gozlemlemekteyiz. Her istediği yapılan ve sınırsız bir tolerans gosterilen cocuğun doyumsuz ve guvensiz bir ruh hali ile aile ve okul hayatında disiplinsiz davranış tarzları gostereceği acıktır. Cocuk sınırlarını bilmeli bu anlamda aile oğretici ve eğitici bir caba icerisinde olmalıdır. Eğer cocuk her istediğini ağlayarak elde etme alışkanlığı kazanmış ise ebeveyn ve diğer aile buyukleri ortak bir irade ile bunu cozumlemelidir. Eğer ailedeki tutarsızlığı farkedip, ağlayarak ailenin yumuşayacağını hissederse, isteği er gec yerine gelinceye kadar ağlayacaktır. Bunun icin sabırlı olmalı cocuğun birkac kez ağlama ile bir yere varamayacağının oğretilmesi gerekmektedir. Daha sonra cocuk, isteklerinin yerine gelmesi konusunda daha makul bir yol izleyecek ve aile ile iletişim cabalarına girecektir.
Cocuk ağladığında “odana git’’ gibi sert bir şekilde karşılık vermek yerine ona guven veren diyaloga acık bir tavır sergilemeli onu anlama konusunda acele edilmemelidir. Yeterli guven duygusu verildiğinde sıkıntısını dile getirecek ya da ağladığı icin rahatlayıp gunluk hayatına hicbir problem yokmuş gibi devam edecektir.

[h=2]İstanbul Noroloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]