Eğitim Sen Şube Başkanı Hicran Turan ve sendika yoneticileri dun sonra eren 2017-2018 Eğitim Oğretim yılı birinci donemini değerlendirerek eleştirilerde bulundu. Turan acıklamasında OHAL, KHK’lar, atanamayan oğretmenler, acıkoğretime talebin artması ve taşımalı eğitimin olumsuz sonucları hakkında değerlendirmelerde bulundu

Eğitim Sen Şube Başkanı Hicran Turan sendika binasında basın acıklaması gercekleştirerek dun sonra eren 2017-2018 Eğitim Oğretim yılı birinci donemini değerlendirdi. Basın acıklamasında Turan’ın yanı sıra Şube Sekreteri Levent Yurtsever, Hukuk Sekreteri Ayda Işık Sevim, Kadın Sekreteri Sibel Yılmaz Yurdakul, Eğitim ve Sosyal İşler Sekreteri Nurşen Turan Oğut’ de yer aldı. Turan acıklamasında, 2017-2018 eğitim-oğretim yılının ilk yarısının dun sona erdiğini belirterek, “17 bucuk milyon oğrenci, 904 bin 679 oğretmen olmak uzere, 1 milyona yakın eğitim emekcisi yarıyıl tatiline girecektir. 2017-2018 eğitim oğretim yılının ilk yarısı, eğitimde gecmiş yıllardan birikerek gelen ağır sorunların, ozellikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında hukumet ve MEB eliyle başlatılan hukuksuz ihraclar, sendikal eylemler gerekce gosterilerek yapılan surgun, soruşturma ve baskıların eksik olmadığı bir donem olmuştur. 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Milli Eğitim Bakanlığı ve universitelerden cok sayıda eğitim ve bilim emekcisinin hukuksuz bir şekilde ihrac edildiği bilinmektedir” ifadelerini kullandı.

İHRACLARIN YUZDE 35’İ EĞİTİM ALANINDA

Acıklamasına devam eden Turan, “Kamudan ihracların yuzde 35’inin eğitim ve yuksekoğretim alanında olması duşundurucudur. Bugune kadar 31 OHAL KHK’si ile MEB’den 33 bin 735, Yuksekoğretim Kurumlarından 7 bin 257 (5 bin 882 akademisyen, bin 375 idari personel) olmak uzere toplam 40 bin 992 kişi idari ve siyasi tasarruflarla, hukuksuzca ihrac edilmiştir. Kamudan ihracların yuzde 35’inin eğitim ve yuksekoğretim alanında olması duşundurucudur. Kamudan ihrac edilen toplam eğitimci sayısının darbeye karışmak iddiasıyla ihrac edilen asker (8 bin 783) ve polis (23 bin 95) sayısından fazla olası, asıl darbenin eğitime ve eğitim emekcilerine yapıldığını gostermektedir. Laik-bilimsel meydan okuyan yeni mufredat değişikliklerinin uygulanmaya başlanması ve yıllar icinde yapboz tahtasına cevrilerek surekli değiştirilen sınav sistemleri nedeniyle oğrenci ve velilerin kafası hic olmadığı kadar karıştırılmıştır. Gectiğimiz 15 yıl icinde sınav sistemini altı kez değiştiren MEB, eğitimde somut ve cozume dayalı politikalar geliştirmek yerine, eğitimde yaşanan kaosu derinleştirecek adımlar atmayı tercih etmiş ve aldığı her karar toplumun geniş kesimlerince tepkiyle karşılanmıştır” diye konuştu.

ACIKOĞRETİME KAYIT YUZDE 5,8 ARTTI

Turan acıklamasının devamında, “Gectiğimiz donem, MEB’in eğitimde dinselleştirmeyi temel alan politikalarını yoğunlaştırması, Diyanet başta olmak uzere, dini vakıf ve derneklerle yapılan protokollerin surmesi, ozellikle okul oncesi eğitimde pedagojik olarak sakıncalı olmasına rağmen ‘dini eğitim’ uygulamalarının başlatılması ve ozellikle kurum acma ve kapatma yonetmeliğinde yapılan değişikliklerle ‘butun yolların imam hatiplere’ cıkmasını sağlayacak duzenlemeler yapılmıştır. Eğitim sisteminin temel sorunlarından birisi olan oğrencilerin ceşitli nedenlerle orgun eğitim dışına itilmesi uygulamaları artarak devam etmektedir. 2003-2004 eğitim oğretim yılında acık oğretim lisesi bunyesinde sadece 267 bin 235 oğrenci bulunuyorken, 2017-2018 eğitim oğretim yılı birinci yarıyılı 1 milyon 554 bin 938 kişiye cıkmıştır. Son 15 yıl icinde acık oğretime kayıt yaptıranların sayısının 5,8 kat arttığı gorulmektedir” şeklinde konuştu.

TAŞIMALI EĞİTİMDE REKOR KIRILDI

Turan sozlerini, “Turkiye’de ilk kez 1989-1990 eğitim-oğretim yılında sadece 2 ilde 305 ilkokul oğrencisi ile başlayan taşımalı eğitim uygulaması, Turkiye’nin cağ atladığı, ekonomik olarak geliştiği iddialarına rağmen butun illerde uygulanır hale gelmiştir. 2017-2018 eğitim oğretim yılı ilk yarısında 91 bin 262 ozel eğitim oğrencisi, 757 bin 714 ilkokul ve ortaokul oğrencisi, 472 bin 262 ortaoğretim oğrencisi olmak uzere toplamda 1 milyon 321 bin 238 oğrenci taşımalı eğitim kapsamında taşınarak ‘taşımalı eğitim’de tum zamanların rekoru kırılmıştır. Taşımalı eğitim ile yaklaşık 17 bin koy okulu kapatıldı. Her ne kadar oğrencilerin yerleşim birimlerinden alınıp, diğer ilcelerdeki okullara kadar goturulmesi ve okulda yemek ve benzeri ihtiyaclarının karşılanması cazip olarak gorulen bir durum olsa da, genellikle uzun yollar kat eden oğrencilerin yorgun olması, yollarda trafik kazası riskinin bulunması ve taşınan merkezlerdeki sınıfların bu sistem ile daha da kalabalık hale gelmesi soz konusudur. Bu yonleriyle taşımalı eğitim sistemi yanlış bir tercihtir” ifadeleriyle surdurdu.

YUZDE 10’LUK DİLİMLE NE AMACLANIYOR?

Acıklamasının devamında sınav sistemlerine değinen Turan, “Ortaoğretim kurumlarına geciş sınavında yapılan değişiklikle yuzde 10’luk dilime giren oğrencilerin yerleştirileceği okullar icinde yer alan 217 proje okulunun 131’i imam hatip lisesi. 2017 ortaoğretim kurumları yonetmeliği ile Fen Liseleri, hazırlık sınıfı olan Anadolu Liseleri, Sosyal Bilimler Liseleri, Guzel Sanatlar Liselerine kontenjan sınırı getirildi. Basit bir matematiksel hesap ile oğrencilerin en az yarısı imam hatip liselerine zorunlu olarak gitmek zorunda kalacaklar. Liselere yerleştirmede adrese dayalı yerleştirme yapılacak; Anadolu, meslek ve imam hatip olmak uzere uc okul turunu kapsayacak şekilde uc cember oluşturulacak. 5 okul tercih etme hakkı olan oğrenci, evine yakın liseye yerleşemezse, adresine ikinci derecede yakın olan liseleri, sonrasında ucuncu cemberde bulunan liseleri tercih edebilecek. Cember sistemi ne kadar uygulanabilir? Ucuncu cemberin sonunda da okulların kontenjanı dolarsa, oğrencilerin imam hatiplere, meslek liselerine, ozel liselere ya da acık oğretim lisesine yonelmesi kacınılmaz” dedi.



OĞRETMENLERİN YUZDE 87’Sİ ŞİDDETE UĞRADI

Turan devamında, “Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Orgutu’nun(OECD) ‘okullarda zorbalık’ raporuna gore Turkiye’de 15 yaş duzeyindeki oğrencilerin yuzde 19’u ayda en az birkac kez akranları tarafından fiziksel ya da sozel şiddete maruz kalıyor. 2016’da yayınlanan ‘Cocukların Gozunden Okulda Yaşam Araştırması’na gore ozellikle akran zorbalığı oldukca yaygın. Bu kapsamda 25 ilden 4, 5 ve 7’nci sınıf duzeyinde yaklaşık 2 bin oğrenci ile goruşuldu. Dezavantajlı durumdaki cocukların, oğretmenlerin ya da calışanların kotu davranışlarına daha yuksek oranda maruz kalıyor. Cocukların yuzde 15’i okulda kendilerine kotu davranan oğretmen ya da calışan olduğunu belirtiyor. Yuzde 58 ise boyle bir durum olmadığını dile getiriyor. Cocukların yuzde 73’u, okulda ilişkisinin iyi olduğu oğretmenler olduğunu soyluyor. Ancak bu oran 7’nci sınıflarda yuzde 67’ye kadar geriliyor. Oğretmenlerin yuzde 67.4’u sozlu, yuzde 19.6’sı fiziksel, 12.9’u psikolojik ve 0.1’i de cinsel şiddete maruz kaldı. Oğretmenlerin yuzde 87.'si şiddete maruz kaldığı halde şikÂyetci olmadı” sozlerini kullandı.



ATAMASI YAPILMAYAN OĞRETMEN SAYISI 438 BİN

Turan sozlerini, “Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ataması yapılmayan oğretmen sayısını 438 bin, resmi oğretmen acığını ise 109 bin olarak acıklamıştır. Eğitimde ciddi anlamda oğretmen acığı olmasına rağmen, yeterince atama yapılmaması nedeniyle 2003-2017 yılları arasında KPSS’ye giren her 100 oğretmenden ortalama 17’sinin ataması yapılmış, geriye kalan 83 işsiz oğretmen ya tekrar sınava girmek ya da başka alanlarda calışmak zorunda bırakılmıştır. Ataması yapılmayan oğretmen sayısı 37 ilin nufusundan daha fazladır. 2022 ‘de ataması yapılmayan oğretmen sayısı 1 milyona ulaşacak. 2017 verilerine gore ucretli calıştırılan oğretmen sayısı; 81 ilde 63 bin 829’dur. Ucretli oğretmenlerin 27 bin 409’u eğitim fakultesi mezunu, 27 bin 936’sı lisans mezunu (eğitim fakultesi haric), 8 bin 484’u on lisans mezunudur. Ataması yapılmayan yarım milyona ulaşan eğitim fakultesi mezunu varken, 2017 yılında da, hayvan yetiştiriciliği, bağcılık, ziraat vb. bolum mezunu kişiler oğretmen olarak atanmıştır. Oğretmenler Sınav, mulakat ve guvenlik soruşturması kuşatması ile karşı karşıyadır” ifadeleriyle noktaladı.

Kaynak

__________________