!!!mirac!!!
Ayetler, Dualar, Hadisler0 Mesaj
●36 Görüntüleme
-
19-09-2019, 03:06:14
Mirac, Efendimiz (aleyhisselatu vesselam)’ın ifa ettiği eşiz kulluğuna mukafat olarak kulluk yoluyla kazandığı velayetin bir ifadesinden barettir. Allah, yerde eserleriyle kendisini beşere gosterdiği Peygamberimiz’i, gokler Âleminin sakinlerine de gostermek icin O’nu o yuce meclislerde dolaştırmış ve her yer uzerinde hukmunun gectiğini butun Âleme gostermiştir.
Peygamberliğinin değil, kulluğunun bir semeresi ve neticesi olan Mirac yolculuğunda Efendimiz (sas), kendisini cepecevre saran kanun ve sebepleri aşarak, beşeriyete ait perdeleri gecip uzun mesÂfeleri bir hamlede kat etmiş, yıldızları, sistemleri birer merdiven, birer basamak, birer atlama taşı gibi kullanıp, Rabb’ini gormeye mÂni buudları geride bırakmış, cismen ve rûhen vardığı makamdan CenÂb-ı Hakk’ı muşahede etmiştir. Peygamberlerle selÂmlaşmış, melekleri gormuş, Cennet’i ve guzelliklerini, Cehennem’i ve azÂmetini temÂşÃ‚ etmiştir. Melekler O’na teşrifatcılık yapmış, huriler perdedar olmuştur. Yıldızlar kaldırım taşı gibi ayaklarının altına serilmiş, bineğiyle berk gibi butun mekanı kat edip tekrar insanlık icine donmuştur. İşte Mirac bu yuce yolculuğun adıdır.
ALLAH, NEBİ’SİNE SAHİP CIKIYOR
Efendimiz (sas), butun zorluklara rağmen, kulluğunda oyle olgunluğa ve dolgunluğa ermişti ki, kendisine acılan o kapıdan iceriye girerken, kulluğun zirvelerine cıkmıştır. Mirac, bir yonuyle bunun ifadesidir. Mirac, en zor şartlar altında dahi kulluğundan fedakÂrlıkta bulunmayan Efendimiz’in (sas), insanların kendisine butun butun sırtlarını donduğu, butun sebeplerin kapandığı, “Bunlarla kız alıp vermeyeceksiniz. Carşıda pazarda bir şey satmayacaksınız. Onlara hicbir şekilde yardımda bulunmayacaksınız. Her turlu ilişkinizi keseceksiniz.” dedikleri donemde ve zÂhiren hicbir cıkış yolunun gorunmediği anda, Allahu Teala, Efendimiz’in (sas) kalbini taltif etmek ve kırılan gururunu, onurunu hoşnut etmek icin O’nu katına almıştı. Hatta boylesi olumsuzlukların yaşandığı bir donemde Efendimiz (sas) bir de iki buyuk yara almıştı. HÂmisi Ebû Talib’i ve biricik zevcesi Hz. Hatice annemizi kaybetmişti. Cenab-ı Hak, bu yaralarını tedavisi icin de, “Herkese ve her şeye, butun dunyalara bedel Ben varım!” diyerek Efendimiz’i miraca almıştır.
MİRAC, GAYBI İSPAT EDER
Ummetine anlatacağı meseleleri ciddi iki kere iki dort eder katiyetinde anlatsın; gıyÂben inandığımız şeyleri muşahedesi olarak bize intikÂl ettirsin; hatta Allah’ı gorsun ve gormeye dayalı olarak da “vardır” desin; melekleri, Cennet’i, Cehennem’i gorsun ve bildirsin diye cıktığı Huzûr (cc)’dan bir saatine bin yıllık dunya hayatının kÂfi gelmediği Cennet’i temÂşÃ‚ edip ve bir anlığına bin yıllık Cennet hayatının kÂfî gelmeyeceği CemÂlullah’la muşerref olduktan sonra; Kur’Ân’a ait butun meselelerinin hakikatlerini, butun ibÂdetlerin mana ve hikmetlerini anlamak, anlatmak ve RisÂlet vazifesini tamamlayıp, ummetini karanlıklardan kurtarıp nûra cıkarma yolunda, kendisine her turlu işkencenin yapıldığı bir anda, yeniden yeryuzune donmuştur.
***
Mirac Peygamberimiz’e hastır
Butun namazlar, niyazlar, oruclar ve cileler; namazın, niyazın, orucun manasını halka anlatmalar ve butun bunları birer merdiven yapmalar, Efendimiz’in (sas) miraca yukselmesine vesile olmuştur. Boyle bir şeref, Efendimiz’den (sas) başka ikinci bir peygambere nasip olmamış, sadece O’na has bir keyfiyettir. Her Nebi, kendi ruhunda Allah’ın huzuruna cıkarak, iltifat gormuştur. Fakat butun gokleri ve cennetleri bilemediğimiz keyfiyet icinde yapılan boyle bir mirac sadece Allah Resulu’ne hastır. İşte bizler de boyle kadri yuce, civanmert bir Nebi’nin arkasında bulunmanın hazzı icinde doya doya bir namaz kılıyoruz.
MİRAC NEDİR?
Mirac, kelime manası itibariyle “merdiven”, “yukselecek yer”, “en yuksek makam” manalarına gelmektedir. Bu gecede İnsanlığın İftihar Tablosu (sas) bir mucize olarak Mekke’deki Mescid-i Haram’dan, Kudus’teki Mescid-i Aksa’ya ve oradan da goklerin İlÂhî derinliklerine doğru pervaz edip ruhen ve bedenen Cenab-ı Hakk’ın huzuruna cıkmıştır. Kur’an-ı Kerim (İsrÂ, 17/1; Necm, 53/8-11) ve hadis-i şeriflerle (Buhari, Salat 1; Muslim, İman, 259) hakikati sabit olan Mirac hadisesi, beşer idrakinin ustunde ve zaman ve mekan hudutları dışında cereyan etmiş ulvî bir tecellidir.
MİRAC, EFENDİMİZ’E MORAL KAYNAĞI OLMUŞTUR
Mirac hadisesinden once Allah Resulu (sas) ve Muslumanlar akla hayale gelmedik zulum ve işkencelere maruz kalmışlar, hatta bu işkencelerden korunmak icin bazı muslumanlar Habeşistan’a hicret etmişlerdir. Ayrıca butun bu dayanılmaz zulumlerin ustune muslumanlar bir de Ebu Talib mahallesinde muşriklerin iktisÂdî, ailevî her yonden muşriklerin boykotuyla karşı karşıya kalmışlardır. Daha sonra ise bu sıkıntıları Efendimiz’in dort yaşındaki en buyuk oğlu Kasım’ın, ardından diğer oğlu Abdullah’ın, muteakiben maddi ve manevi destekleriyle Nebiler Serveri’nin her zaman yanında olan amcası Ebu Talib ve hakkında “Kendi zamanındaki kadınların hayırlısı İmran’ın kızı Meryem’di. Bu ummetin kadınlarının hayırlısı da Hatice’dir.” buyurduğu biricik hayat arkadaşı Hz. Hatice validemizin vefatları takip etmiştir.
Peş peşe gelen bu hadiseler Allah Resulu’nu ziyadesiyle mahzun etmiştir. İşte tam boylesi bir atmosferde Nebiler Serveri’nin beşeriyete ait perdeleri bir bir gecerek hem cismen hem de bedenen Cenab-ı Hakk’ı muşahede etmesi, İnsanlığın İftihar Tablosu ve ardından sahabiler icin buyuk bir moral kaynağı olmuştur. Allahu Teala, Efendimiz’i huzuruna alarak O’nu taltif etmiştir.
ALLAH, EŞSİZ SANATINI EFENDİMİZ’E GOSTERMİŞTİR
Her sanat sahibi sanatını teşhir etmek ister. Allahu Teala yaratmış olduğu butun alemleri, bu alemlerdeki eşsiz sanatı ve akıllara durgunluk verecek nizamı, guzel isimlerinin hakikat ve tecellilerini butun mahlukat namına onlar arasından sectiği kulu ve resulu Hz. Muhammed’i katına alarak O’na gostermiştir. Allah Resulu keyfiyeti bizce mechul bir binek vesilesiyle Cenab-ı Hakk’ın yaratmış olduğu eşsiz sanat harikalarını bir bir gormuş ve en sonunda da bu sanatın kaynağı Cemalullah’la muşerref olmuştur.
...VE NAMAZ
Allah Resulu, miracla beşerin ulaşamadığı noktalara ulaşmış, kurbetin hazzını tadıp geriye donmuş ve sonra da orada duyup tattığı hakikatleri diğer insanlara da anlatıp o zumrut tepelere onları da goturmek istemiştir. Cenab-ı Hak da Mirac’taki manevi atmosferi teneffus edebilmeleri icin adeta bir armağan olarak namazı Efendimiz vesilesiyle insanlara hediye olarak gondermiştir. Zira namaz, Allah Resulu’nun ifadesiyle her mu’minin miracı olarak, onları da miraca goturebilecek nurdan bir binektir. Bu sayede her mu’min, kılacağı namazın keyfiyeti olcusunde mirac ufuklarında pervaz edebilecektir.