Eğer bu bahsettiklerimi siz de sık sık yaşıyorsanız, yaşlı ve korkunc bir adama benzeyen bebek suratlarıyla dolu eserleri de mutlaka gormuşsunuzdur.
Henuz gormediyseniz, bu tur resimlerden bahsediyoruz; Bu turden bebek cizimleri, neredeyse tum Orta Cağ eserlerinde karşılaşabileceğiniz turden goruntuler. Hepsinin benzer bir bakışla cizilmiş olması ise elbette tesaduf değil.
Orta Cağ'da 'sanat' dini olgular uzerine kuruluydu ve merkezine kiliseyi koyuyordu.

Hristiyanlık'ın guc kazandığı, insanların yaşamlarını ve şehirleşmeyi bile kilise cevresinde genişlettiği bir donemde, sanat da haliyle kilise icinde gelişiyordu. Hatta daha ileri goturmek gerekirse, ''sanat kilise icindi''.
Sanat eserleri Hristiyanlık ogeleriyle doluydu. Sanatcılar icin işlenecek konular belliydi. Nasıl aktarılması gerektiği belliydi. Gunumuzun ozgurlukcu ve farklı ifadelerden guc alan sanat anlayışından kilometrelerce uzak, yalnızca kilise icin calışan bir sanat carkı vardı.
Bir sanat eseri, ancak Hristiyanlık icin yapıldıysa onemliydi. Sanat, okuma dahi bilmeyen kitlelere Hristiyanlık'ı anlatmak icin kullanılan guclu bir aractı.

Eserlerdeki cocuk figurleri, buyuk oranda İsa'yı temsil ediyordu. İsa tasviri olmayanlar ise İncil'de var olanlarla kısıtlanmış bebek karakterlere dayalı figurlerdi.

Hristiyanlık inancında İsa'nın kusursuz olarak dunyaya geldiği, buyudukce değişmediği ve hep aynı kusursuzlukta kaldığı gibi bir inanış vardı. Bu da bebeklerin yetişkin bir birey gibi gorunduğu bir temsil geliştirdi. Nihayetinde de bebek resmetmenin yaygın yolu haline geldi.
O donemde bu oldukca normal karşılanıyordu. Ancak yetişkin bir suratı bir bebekte gormek gunumuzden bakıldığında yalnızca 'urkutucu'. Bu da şu soruyu sorduruyor; İsa cizseler de, neden daha estetik ve gercekci gorunen suratlar cizmediler de carpık ve korkutucu yuzler tercih ettiler?
O donemde sanatcılar icin gercekci ve idealize edilmiş bicimlerin bir onemi yoktu. Onemli olan sanatsal geleneklerin uyarlanmasıydı. Boylece yalnızca urkutucu bebek suratları değil, buyuk oranda birbirine benzeyen insan yuzleri de ortaya cıktı. Naturalizm gibi anlayışların etkisi ya da ozgun ve gercekci sanat eseri anlayışları o donemde hicbir etkiye sahip değildi.
Ronesansla birlikte bebekler 'bebeğe benzemeye' başladı. Cunku Ronesans ile dini olmayan sanat anlayışı gelişti ve insan tasvirleri de değişti. Daha fazla sanat sepet iceriği icin;