Herkes hatasını cuvala basar, seninkini duvara asar cumlesi ciddi anlamda doğru.

Problem eşimin olsa da benim de bir hayli canım sıkkın. Biraz uzun oldu ama lutfen okur musunuz, ozellikle calışanlara sesleniyorum.

Ciddi ciddi eşimin uzerine oynuyorlar iş yerinde. Bu arada ozel değil , kucuk bir ilin kamu kurumu burası.

Dilinden nefsin ve egonun kotu olduğunu duşurmeyen bir mudurumuz mevcut. Dediği dediktir, goruşu sabittir. - bir yerlerden baskı gelmediği surece, acık yazamıyorum siz anladınız -

Eşim kariyer kadroda ve biriminde 5-6 kişi var. Bunların ikisi biriyle ters duştuğunde sen de o kişiyle ters duşmezsen, affedersiniz biraz yağlama yapmayıp peşlerinde donmezsen seni gunah kecisi ilan edebilecek potansiyelde insanlar. Oyle de oldu, gecmişte bir takım sorunlar yaşadıkları ve yeni gelenlere de boyle anlatıldığı icin en ufak bir olayı eşimin aleyhine kullandılar. Zaten x oyle, bu olayda da oyledir minvalinde. Eşim haklı olsa dahi onu dinlemeden haksız ilan ettiler. Yukarıda soylediğim kişilerin mudur beyle araları iyi olduğu icin eşim ağzıyla kuş tutsa da kesinlikle haksız. Genel hatlar boyle, sabah cereyan eden son olayı anlatıyorum.

Evlenmeden once eşim kurum misafirhanesinde kalıyordu ve bir kac parca eşyayı biz evlendikten sonra getirecekti. Biri de televizyondu bu eşyanın. Getirip bir odamıza kurduk ve kumandanın olmadığını farkettik, calışanlardan biri depoya koymuş sanırım, neyse alırız bi ara dedik. Pazar gunu eşim beni gitmem gereken yere bıraktı ve kumandayı alayım diye kuruma gitti. Son donemde mudurden izin olmadan haftasonu personelin girişi yasaklanmıştı o yuzden guvenlik gorevlisi mudur beyi aratmış izin icin ve eşim de konuşmuş. X bey bir eşyam kalmış onu almak icin kuruma girebilir miyim diye. Mudur de tamam der demez telefonu yuzune kapatmış eşimin.

Sabahta eşim cağrılıyor, yukarıda bahsi gecen birim sorumlusuyla beraber. Ve konu aynen şu, sen bana telefonda saygısızlık yaptın, ben mudurum bana bey diyemezsin. Eşim o gune değin mudurum diye hitap etse de o an bey lafı cıkmış ağzından. Ki pazar gunu yani, telefonda diye gorevde mi sayıyor anlamadım ki. Kendini savunmuş eşim ve birimin sorumlusu cıktıktan sonra biraz daha konuşabilir miyiz diyerek biraz eski konuları acmış. Benim burada neler yaşadığımı biliyorsunuz ama benim dışımda herkesi dinlediniz, cok ciddi problemler yaşandı ve bir kez olsun beni cağırıp olaylara benim acımdan bakmadınız şimdi boyle bir olayda cağırıp başkasının yanında azarlamanız son derece onur kırıcı demiş. Aldığı cevap servis sorumlusunun bunu bilmesi gerekiyormuş. Bu arada hani oyle her şey mukemmel ve usulune gore işliyor gibi bir durum yok burada. Bir hatayı eleştiren aslında mislini kendi yapıyor.

Evet son olay boyle, ama ben anladım ki kesinlikle sessiz kalmayacaksın. Sessiz kalıp sana hakkını vermelerini beklemeyeceksin. Cunku sessiz olursan tum egolarını seninle tatmin etmeye calışıyorlar, egonun ve kibrin kotu olduğunu soyleyenler bile.Ben edilemeyecek şeyleri bile tolere ettim. Bahsi gecen mudure başımdan gecen durumu anlatmak zorunda kalmıştım birim değiştirmem icin ve sen kadın olarak bu şehirde tehlikede değilsin de iş arkadaşın sana bunları bunları yaptığı icin mi tehlikedesin demişti lakayıt bir tavırla, nasıl susmuşum bu lafa bilmiyorum.

Neyse konudan sapmayalım daha neler, ne haksızlıklar var. Ve başlıkta belirttiğim gibi kırık cam teorisi dedikleri bu olsa gerek. Biri sokağın başına cop koyar ve bunu goren herkes teker teker koymaya başlar ya, tam da oyle. Eşim başta sorun yaşadı ve illaki hataları olmuştur ama sonrasında onun adının gectiği her olayda haksız ilan edildi, dinlenmeden.Kesinlikle eşimin hakkına girilmesine tahammul edemiyorum artık, her gun aleyhine bir şeyler oluyor cunku. Eşimi gucsuz sanıp nasılsa aratacağı kimse yok, olsa bu zamana kadar yapardı diye duşuyorlar. Şu durumda insanların anladığı dilden mi konuşulmalı yoksa buna boyun eğmeli mi bilmiyorum.