kadinin calişmasi gunahmi kadının calışması gunahmıdır nihat hatipoğlu kurtaj
KURAN-I Kerim, sembol kadınlardan bahsederken iki kategori cizer. Hayatta da insanlar boyle değil mi?

İyiler ve kotuler. Muspet anlamda ornek alınacaklar ve menfi anlamda kendilerinden ders alınacaklar. Ama Kuran-ı Kerim olayı salt bir tarihi kıssadan cıkarıp pratik hayata uygular ve diğer kitaplarda aynı olayla ilgili anlatımları doğrular veya duzeltir.

Bugunku yazımızda iki muspet orneği anlatmak istiyorum. Peygamber doğuran iki kadın. Biri Hz. İsa’nın, diğeri Hz. Musa’nın annesi.

Hz. Meryem: Hz İsa’nın annesi: Bakire bir kadın. İffetli. Bir gun kendisine gorunen melek (Cebrail) hamile kalacağını soyler. Erkek eli dokunmasa da! Bir mucize olarak hamile kalacak ve cocuk doğuracak. Kuran-ı Kerim, İmran’ın kızı Meryem’i over. Dik duruşunu, kendisine leke atmak isteyenlere karşı Allah’a sığınışını anlatır. Yavrusuyla tek başına kalan bir annenin caresizlik icinde nasıl yucelebileceğini Hz. Meryem’le anlatır. Kutsal kitabımızda bu hadise cok onemli mesajla yukludur.

* * *

Hz. Meryem olayındaki bazı noktalara temas edelim:

a) Hz. Meryem aynı zamanda iftira atılmak istenen iffetli kadınların bir semboludur. Yuce Allah, mağdur ve tohmet altındaki bu kadınların en acık orneğini bir peygamberle mujdelemiş, odullendirmiştir. Bu Kuran’ın kadının yanında duruşudur. Kadın burada on plandadır.

b) Hadisenin bir başka yonu; kadının "erkek eli değmese de cocuk doğurabileceğinin" konuşulabileceği bir doneme gelinip gelinemeyeceğine Kuran’ın işareti konusudur. İleride bu olabilir mi? Mucizeler aynı zamanda bu konulardaki sınırları mı belirler? Şuphesiz ileride tartışılacaktır bunlar. Kuran-ı Kerim bu orneği vererek belki bu konudaki calışmalara kapı acmıştır.

c) Başka bir nokta, Hz. İsa’nın babasız yaradılışının neyi simgelediği meselesidir. Buradan Allah’ın kulu ve elcisi olan Hz. İsa’"ilahlaştıracak" bir sonuc cıkarmak, butun ilahi dinlerin tevhit anlayışına aykırıdır. Kuran-ı Kerim zaman zaman yaradılış modellerini anlatır. Baba ve anne olmadan yaratılışa ornek Hz. Adem ve Hz. Havva’dır. Cansızdan canlı yaratmaya ornek Hz. Salih’in mucizevi devesidir. Ateşten yaratılışa ornek cinler ve şeytandır. Babasız yaratılışa ornek Hz. İsa’dır. Yuce Rabbimiz, kudret ve iradesinin fiziki áleme nasıl imza attığını bu yaratılış modelleriyle bizlere hatırlatır. Otesi yok! Burada insanoğlunun genetik calışmalarına, ekolojik dengeyi bozmamak koşuluyla teşvik vardır belki de.

c) Belki bu kıssanın en onemli noktalarından birisi de Hz. İsa’nın daha doğumunun hemen akabindeki mucizevi konuşmasında kullandığı cumleleridir. Hz. İsa’nın hayatını ve duruşunu anlatan bu ayetleri, Meryem Suresi’nin 30. Ayeti’nde gorebilirsiniz.

Hz. Meryem gayri meşru cocuk edindiği -haşa- tohmeti altındadır. Hz. İsa ise daha yeni kucağa alınmıştır. Hz. Meryem konuşmama orucundadır. Bildiğimiz orucun dışında eski kavimlerde var olan oruc turlerinden birisidir, sukut ederek oruc tutmak. Hz. Meryem cepecevre sarılır. İma ederler acıkca demeseler de. Nereden peydahladın bunu derler, halbuki baban iyi adamdı, nasıl yaptın bunu, demek isterler. Hz. Meryem konuşmaz ama eliyle bebek İsa’yı işaret eder. İşte burada Hz. İsa’nın ahiretteki duruşunu belgeleyecek sozler cıkar dilinden.

Hz. İsa şoyle der: "Şuphesiz ben Allah’ın kuluyum! Bana kitabı verdi ve beni peygamber yaptı" (Meryem 30). İlginc değil mi? Halbuki biz ne bekliyorduk Hz. İsa’dan, annesi tohmet altındayken. Hz. İsa’dan bu sozler mi beklenirdi? Tabii ki bizim mantığımıza gore hayır. Biz şunu beklerdik: "Annem temiz kadındır, ben mucizeyim, anneme ilişmeyin. Annem temiz, o iffetli bir kadındır." Ama Hz. İsa farklı bir şey soyler. "Ben Allah’ın kuluyum!" Bu bir deklarasyondur. İsa Peygamber’in dilinden. Kendisini daha sonraları Allah’ın oğlu olarak anacak olanlara itirazıdır bu Hz. İsa’nın. "Hayır ben Allah’ın kulu ve peygamberiyim. Tıpkı Hz. Nuh gibi, Hz. Musa gibi, Hz. İbrahim gibi." Onlardan hicbir farkım yok.

Kuran-ı Kerim, Hz. İsa ile ilgili vereceği butun mesajlarda annesini on plana cıkarır, annesinin cevresinde şekillendirir olayları. Cunku Hz. Meryem başka din mensuplarınca iftiraya tabi tutulmuştur, Kuran-ı Kerim ise onun beraatini, masumiyetini ilan eder. Bu kadına bir vefadır.

Hz. Musa’nın annesi: Kuran-ı Kerim’in kadını kollayıp koruduğunun en carpıcı orneklerinden birisi de Hz. Musa’nın annesi olayıdır.

Bilindiği gibi Firavun kendisini tahtından indirecek peygamber doğacak korkusuyla erkek cocukları olduruyordu. Hz. Musa’nın annesi de doğurduğu kucuk bebeği icin endişeleniyordu. Caresizdi. Tam bu cıkmazda iken kendisine verilen ilhamla Musa’yı bir sandığa koyup Nil Nehri’ne salıvermesi istendi (Taha 38-39). Hz. Musa’nın annesi gozyaşları icinde bebeği Nil’e saldı. Bahcede karısı Hz. Asiye ile gezinen Firavun, suda gorduğu sandığı cıkartıp icindeki cocuğu gorunce şaşırdı ama cocuğa da kıyamadı. Boylece yuce Allah, Hz. Musa’yı Firavun’un sarayına yerleştirdi.

* * *

Firavun, Hz. Musa’yı başka yerde arıyor ama Musa yanında. İşte bu noktada Kuran-ı Kerim’in vurgusunu bulursunuz. Kucuk Musa’ya sutannesi aranırken iş donup dolaşır Hz. Musa’nın oz annesine doner. Kuran bunu, "Boylece seni, gozu gonlu mutluluk dolsun ve uzulmesin diye annene geri verdik" (Taha 39) ayetiyle anlatır.

Kuran’ın vurgusu anne sevinsin, uzulmesin diye kendisine dondurduk şeklindedir. Bu ayet uzerine bir dunya kurmak mumkundur. Cocukların annelerinden koparılmalarından, boşanmalara kadar bircok olumsuz olayın tumunun cozumu işte bu bakıştadır. Bir saniye dahi cocuğu annesinden koparmayacaksınız.


Nihat HATİPOĞLU