metin20
20. İsa'nın denizde gosterdiği mucize ve İsa, bir peygamberin nerede kabul gorduğunu bildiriyor.
İsa Galile denizine gitti ve bir gemiye binerek Nasıra'ya doğru yola cıktı. Bu sırada denizde buyuk bir fırtına başladı. O kadar ki, gemi nerede ise batacaktı. Ve İsa geminin pruvasında uyuyordu. Havariler yanına yaklaşarak uyardılar. «Ey muallim, kurtar kendini, helak oluyoruz!» Ters taraftan esen kuvvetli ruzgÂr ve denizin kukremesi nedeniyle buyuk bir korkuya kapılmışlardı. İsa uyandı ve gozlerini gok yuzune dikerek dedi: «Ey Elohim Sabao (Coğul kipi, orijinal dilde saygı ifadesi olarak kullanılmaktadır, Turkcedeki 'Siz' gibi), kullarına merhamet et.» İsa bunu demişti ki, birden ruzgÂr durdu ve deniz sakinleşti. Bunun uzerine denizciler korkuya kapılarak dediler: «Kimdir bu, deniz ve ruzgÂr kendisine itaat ediyor?» Nasıra kentine gelince denizciler, İsa ne yaptıysa hepsini yaydılar. Bunun uzerine İsa'nın kaldığı evin cevresine şehirde oturanların hemen hemen hepsi yığıldı. Ve yazıcılarla fakihler kendilerini O'na takdim ederek dediler: «Denizde ve Yahudiye'de yaptıklarını işittik; bu nedenle burada kendi memleketinde de bize bazı işaretler (ayetler) goster.» İsa cevap verdi: «Bu imansız nesil bir işaret ister, fakat bu onlara gosterilmeyecek. Cunku hic bir peygamber kendi memleketinde kabul gormez. îlya zamanında Yahudiye'de pek cok dullar vardı. Fakat emzirilmesi icin hic birine gonderilmedi. Saydalı bir dula (gonderildi). Elişa zamanında ise Yahudiye'de pek cok cuzzamlı vardı. Ama, yalnız Suriyeli Naaman temizlendi.»
Bunun uzerine şehir halkı kızarak O'nu yakaladılar ve aşağıya atmak icin bir ucurumun tepesine goturduler, fakat İsa aralarından gecip giderek onlardan ayrıldı.
21, İsa bir deliyi (cin carpmış) iyileştiriyor ve domuzlar denize atılıyor. Ardından KenÂnîler'in kızını iyileştiriyor.
İsa Kefernahum'a gitti ve şehre yaklaştığında, bak ki kabirlerden cinlere tutulmuş birinin cıkıp geldiğini ve ne yapılırsa yapılsın hic bir zincirin kendisini zaptedemediğini ve adama buyuk zarar verdiğini gordu. Cinler ağzıyla bağırdılar:
«Ey Allah'ın mukaddesi, vaktinden once bizi incitmek icin neden gelirsin?» ve kendilerini fırlatıp atmaması icin yalvardılar.
İsa, kac tane olduklarını sordu : Cevap verdiler: «6666.» Havariler bunu duyunca korktular. Ve İsa'ya gitmesi icin ricada bulundular. Sonra Isa dedi: «Sizin îmanınız nerede? Cinlerin gitmesi gerekir, benim değil. Cinler, bunun uzerine bağırıştılar : «Cıkacağız fakat bize izin ver de şu domuzların icine girelim. Deniz kenarında Kenanîler'e ait on bin kadar domuz otluyordu. İsa dedi: «Cıkın ve domuzların icine girin.»
- Buyuk bir gurultuyle cinler domuzların icine girerek, onları baş aşağı denize duşurduler. Bunun uzerine domuzlara bakanlar şehre kacarak, Îsa'nın yaptığı her şeyi anlattılar.
Bunun uzerine, kent halkı hemen ileri cıkıp, İsa'yı ve iyileştirilen adamı buldu. Halk korkuya kapıldı ve İsa'ya sınırlarının dışına cıkmasını rica ettiler. İsa, buna uyarak onlardan ayrıldı ve Sur ve Sayda bolgelerine gitti.
Ve, işe bakın, İsa'yı bulmak icin memleketinden ayrılan Kenanî bir kadın iki oğluyla birlikte gelmiyor mu! İsa'nın havarileriyle birlikte karşıdan geldiğini gorunce, bağırdı: «İsa, Davud'un oğlu, kızıma merhamet et, cinler kendisine işkence ediyor!»
İsa, bir kelimeyle olsun cevap vermedi: cunku onlar sunnet olmayan insanlardandı. Havarilerin acıma duyguları harekete gecip, dediler: «Ey muallim, onlara acı! Bak, nasıl da ağlayıp cığrışıyorlar!»
İsa cevap verdi: «Ben ancak İsrail kavmine gonderildim.» Bunun uzerine, kadın iki oğluyla birlikte İsa'nın onune gelip, ağlayarak dedi: «Ey Davud'un oğlu, bize merhamet et.» İsa cevap verdi; «Ekmeği cocukların ellerinden alıp, kopeklere vermek doğru değildir.» Ve, İsa bunu, onların temiz olmaması nedeniyle soyledi. Cunku onlar, sunnet olmayan insanlardandı.
Kadın cevap verdi: «Ey Rab, kopekler, sahiplerinin sofralarından duşen kırıntıları yerler.» İsa, kadının sozune hayran kalarak, dedi: «Ey kadın, senin İmanın cok hoş.» Ve, ellerini gok yuzune kaldırıp, Allah'a dua etti ve ardından dedi:
«Ey kadın, kızın kurtulmuştur, var, huzurla yoluna git.» Kadın ayrıldı ve eve donduğunde, kızını Allah'ı tesbih ederken buldu. Bunun uzerine (şoyle) dedi:'«Bildim ki, İsrail kavminin Tanrı'sından başka Tanrı yoktur.» Ardından, tum yakınları, Musa'nın kitabında yazılan kanuna gore (Allah)'ın kanununa teslim oldular.
22. Sunnet olmayanların zavallı hali.
Havariler, o gun İsa'ya şunu sordular: «Ey muallim, neden o kadına, onların kopek olduğu şeklinde cevap verdin?»
İsa cevap verdi: «Bakın, size diyorum ki, bir kopek, sunnetsiz bir adamdan daha iyidir.» Buna havariler uzulerek, dediler: «Bu sozler ağır, onları kim kabul edebilecek?»
İsa cevap verdi: «Eğer siz, ey budalalar, aklı olmayan bir kopeğin sahibi icin neler yaptığını duşunurseniz, benim dediklerimin doğru olduğunu goreceksiniz. Soyleyin bana, kopek sahibinin evini koruyup, soyguncuya karşı hayatını ortaya koymaz mı? Kesinlikle, boyle. Fakat, ne gorur (karşılığında)? Dayak, incinme, azıcık ekmek ve (yine de) sahibine daima neşeli bir yuz gosterir. Doğru değil mi?»
«Evet muallim, doğru» diye cevap verdi havariler.
Ardından İsa dedi: -Şimdi duşunun, Allah insana neler veriyor ve Allah'ın, kulu İbrahim'e verdiği soze itibar etmemekte, onun ne kadar haksız olduğunu gorun. Filistinli Calut karşısında İsrail kralı Saul'e Davud'un dediklerini hatırlayın «Rabbim! Senin kulun Senin kulunun surusune bakarken, kurt, ayı ve aslanlar gelip, kulunun koyunlarını yakaladı; bunun uzerine, kulun gidip onları oldurerek, koyunları kurtardı. Ve işte onlara (ayı, aslan, kurt) benzemekten başka nedir bu sunnetsiz adam? Bu bakımdan kulun, İsrail'in Tanrısı Rabb adına gidecek ve Allah'ın kutsal milletine kufreden bu necisi oldurecek.»
Sonra havariler dediler: «Soyle bize ey muallim, ne sebeple insanın sunnet olması gerekir?»
İsa cevap verdi: «Allah'ın İbrahim'e olan şu emri yetsin: «İbrahim, kendinin ve evinde, bulunanların on derisini al (sunnet et); bu seninle Benim aramda ebedî bir ahittir.»
23. Sunnetin menşei, Allah'ın İbrahim'le ahitleşmesi ve sunnetsizlerin lanetlenmesi.
Ve bunu dedikten sonra, Isa seyretmekte oldukları dağın yanına oturdu. Ve, havarileri sozlerini dinlemek icin yanına geldi. Sonra İsa dedi: «îlk insan Adem, şeytanın kandırması ile Allah'ın yasakladığı yemeği Cennet'te yeyince, derisi ruhuna isyan etti; bunun uzerine yemin edip dedi: «Vallahi seni keseceğim!» Ve bir kaya parcası bulup, taşın keskin kenarıyla kesmek icin derisini ele aldı; bunun uzerine Cebrail tarafından azarlandı. Ve, cevap verdi: «Onu keseceğim diye Allah'a yemin ettim: Asla bir yalancı olmayacağım!»
«Ardından, Melek ona derisinin fazla kısmını gosterdi ve o da bunu kesti. İşte, bundan boyle nasıl herkes derisini Adem'in derisinden aldı ise, oyle de Adem'*in bir yeminle soz verdiği şeyi yerine getirmekle yukumludur. Adem bunu oğullarına uyguladı ve bu sunnet zorunluluğu nesilden nesile suregeldi. Fakat İbrahim'in zamanında yeryuzunde yalnızca birkac kişi vardı sunnetli. Cunku, şu putatapıcılık yeryuzunde pek yaygındı. Bunun uzerine, Allah İbrahim'e sunnetle ilgili gerceği soyledi ve bu ahdi yaptı. «Derisini sunnet ettirmeyecek kişiyi, ebediyen kullarım arasından atacağım.»
Havariler İsa'nın bu sozleri uzerine konuşmasının ciddiyet ve ateşinden dolayı korkuyla titrediler. Sonra İsa dedi: «Korkuyu, on derisini sunnet ettirmeyene bırakın, cunku o, Cennet'ten mahrumdur.» Ve İsa bunu deyip ardından da şoyle konuştu:
«Pek coklarının ruhu Allah'ın hizmetine hazırdır, fakat beden zayıftır. Bu bakımdan Allah'tan korkan insan bedenin ne olduğuna, nereden geldiğine ve neyde yok olacağına bakmalıdır. Yeryuzunun camurundan Allah bedeni yarattı. Ve ona bir ic uflemeyle hayat nefesini ufledi. Ve bu nedenle, beden Allah'ın hizmetinden geri kaldığı zaman, bu dunyada ruhundan nefret ettiği kadar, sonsuz hayatta onunla birlikte olacağı duşunulerek camur gibi atmalı ve ciğnenmelidir.
«Şimdiki halde bedeni, arzuları ortaya koyuyor —butun iyiliklerin amansız duşmanıdır o—, cunku tek başına gunahı arzulayan odur.
«İnsan, bir duşmanını tatmin etmek uğruna, Allah'ın, Yaratıcısının rızasını bir kenara mı atmalıdır? Buna dikkat edin, butun veliler ve peygamberler, Allah'a hizmet icin bedenlerinin duşmanı olmuşlardır. Bu nedenle de, Allah'ın kulu Musa'ya verilen kanuna karşı gelmemek ve gidip sahte ve yalancı tanrılara hizmet etmemek icin, tereddut etmeden ve severek olume gitmelidir.
«Dağların colluk yerlerine kacıp, yalnızca ot yiyen ve keci derisi giyen İlya'yı hatırlayın. Ah, kac gun ağzına yiyecek, icecek bir şey almadı! Ah, ne kadar da dayandı, sabretti! Ah, ne yağmurlar ıslattı onu ve yedi yıl necis İzabel'in acımasız zulumlerine tahammul etti!
«Arpa ekmeği yiyen ve kaba giysileri giyen Elisa'yı hatırlayın. İşte size soyluyorum ki, bedeni terk etmekten korkmayan bu zatlardan krallar ve prensler şiddetle korkuyorlardı. Bedenin terk edilmesi icin bu kadarı yetmelidir size ey insanlar. Taş turbelere bakarsanız, bedenin ne olduğunu bilirsiniz.»
24. Bir İnsanın ziyafet ve cok yemekten nasıl kacması gerektiğine dair ilgi cekici ornek.
Bunu soyledikten sonra İsa ağladı ve dedi: «Bedenlerinin hizmetcisi olanlara yazıklar olsun, cunku onlar, obur hayatta gunahlarının azabından başka kesinlikle hic bir iyilik gormezler. Size anlatıyorum ki, yiyip icmekten başka hic bir şey duşunmeyen zengin bir obur vardı ve her gun gorkemli, ziyafetler verirdi. Lazarus adında yoksul bir adam dururdu kapısında; yaralarla kaplıydı (bedeni) ve oburun sofrasından duşen ekmek kırıntılarını seve seve almaya (razıydı). Fakat, bunları (bile) vermiyordu kimse ona; tersine herkes alay ediyordu kendisiyle. Ona yalnızca kopekler acıyordu da, yaralarını yalıyorlardı. Gun geldi, yoksul adam oldu ve melekler onu babamız İbrahim'in kucağına taşıdılar. Zengin adam da oldu, onu da cinler şeytanın kucağına taşıdılar. Evet şimdi azabın en buyuğune maruz kalan (bu adam) gozlerini kaldırınca uzaktan Lazarus'u İbrahim'in kucağında gordu. Gordu de bağırdı: «Ey baba İbrahim, bana merhamet et de Lazarus'u gonder. O bana bu alev icinde azap goren dilimi serinletmek icin bir damla su getirebilir belki.»
»İbrahim cevap verdi: «Oğul, hatırla ki sen obur hayatın tadını aldın, Lazarus ise kotuluklerini tattı; bu bakımdan şimdi sen azapta olacaksın, Lazarus nimetler icinde.
«Zengin, adam yeniden bağırdı: «Ey baba İbrahim, evimde uc kardeşim var. Lazarus'u gonder de onlara benim ne kadar işkence cektiğimi anlatsın, belki tovbe ederler de buraya gelmezler.»
İbrahim cevap verdi: «Onların Musa'sı ve peygamberleri var, onları dinlesinler.»
Zengin adam cevap verdi: «Hayır baba İbrahim; ama bir olu kalkar varırsa inanırlar.»
İbrahim cevap verdi: «Musa'ya ve peygamberlere inanmayan, kalkıp gitseler bile, olulere de inanmazlar.»
«Gorun işte,» dedi İsa, «sabreden ve gerekli tek arzusu bedenden nefret etmek olan yoksulların kutsanıp kutsanmadığını! Başkalarını, bedenleri solucanlara yem olsun diye mezara goturenler ve gerceği oğrenmeyenler ne kotudur! Gercekten oylesine uzaktalar ki, buyuk buyuk evler yapıp, buyuk akarlar satın alırlar ve boburlene boburlene omur surerek, olmeyecekler gibi yaşarlar burada.»
25. Kişi bedeni nasıl hakir gormeli ve dunyada nasıl yaşamalı.
Sonra, (bunları) yazan dedi: «Ey muallim, sozlerin doğru; bunun icin biz peşinden gelmek uğruna her şeyden gectik. Ama, bedenimizden nasıl nefret etmemiz gerektiğini bize soyle; cunku, kişinin kendini oldurmesi meşru değil, yaşamak icin de, bedene yiyeceğini vermemiz gerekiyor.»
İsa cevap verdi: «Bedenini bir at gibi tut; o zaman guven icinde yaşarsın. Şoyle ki, bir ata yemek olcuyle verilir ve olcusuz calıştırılır, istediğiniz gibi yurumesi icin gemlenir, herhangi birini incitmesin diye bağlanır, kotu bir yerde tutulur ve itaat etmediği zaman dovulur;, ve sen de Barnabas, işte boyle ol ve o zaman daima Allah'la yaşarsın.
«Ve, benim sozlerime alınmayın, Davud peygamber de, itirafta bulunurken aynı şeyi yapmış ve (şoyle) demişti: «Ben sizin onunuzde bir atım ve daima sizinle beraberim.»
«Şimdi soyleyin bana, az ile yetinen mi daha yoksuldur, yoksa, cok şeyi arzulayan mı? Bakın, size diyorum ki, dunyanın sağlam bir aklından başka hic bir şeyi olmasa, kimse kendisi icin bir şey biriktirmez, her şey ortak olurdu. Fakat, bu durumda onun deliliği biliniyor, ne kadar cok biriktirirse, o kadar cok arzu duyuyor. Ve, biriktirdikce biriktiriyor, cunku, başkalarının bedeni rahatı aynı şekilde biriktirmeyi gerekli kılıyor. Bu bakımdan, bırakın, tek bir ip size yetsin, kesenizi fırlatıp atın, hic bir cuzdan taşımayın, ayağınızda sandal olmasın; ve, «bize ne olacak» diye duşunmeyin, aksine, Allah'ın iradesini yerine getirme duşuncesi icinde olun; O, hic bir eksiğiniz olmayacak şekilde ihtiyaclarınızı karşılayacaktır.
«Bakın, size soyluyorum, bu hayatta biriktirdikce biriktirmek, oburunde hic bir şey bulamamanın kesin kanıtıdır. Kudus'u vatan edinen, Samiriye'de evler yapmaz, cunku, bu şehirler arasında duşmanlık vardır. Anlıyorsunuz değil mi?»
«Evet» diye cevap verdi havariler.
Barnabas incili tam metin 20-25 bolum
Dini Bilgiler0 Mesaj
●34 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- Barnabas incili tam metin 20-25 bolum