mehir, nedir, kime verilir, geri alınır mı, şartları, miktarı, ile ilgili bilgiler burada melekler








Dinimizde muhim konulardan biri evlenirken meleklere verilen mehirdir

Miktarı ne olur,geri alınır mı, konuyla ilgili ayet ve hadislerle mehir dosyamızı acıyoruz melekler


Mehr, erkeğin evlenirken kıza vermesi gereken altın, mal veya bir menfaattir. İstanbulda genel olarak 11 Reşat altını mehir olarak verilir. Mehrin altın olması şart değildir. Herhangi bir mal [ev, apartman, bağ, araba, fabrika] veya bir menfaat de olabilir. Dul kadınla evlenen de mehr verir.
Mehr soylenmeden yapılan nikah da sahihtir. Fakat evlendikten sonra da erkeğin hanımına Mehri misil vermesi gerekir.

Bir kız veya kadın evlenirken, (Benim nikahım mehirsiz olsun) diyemez. Bir mehirde anlaşılır. Bu mehir kadının hakkı olduktan sonra, henuz almadan da kocasına bağışlayabilir. Bağışlaması ise cok sevaptır.

Hanım, mehrimi helal ettim dedikten sonra, haram olsun demesi ile haram olmaz, hediyesini geri isteyemez.

Duğunden once, kıza verilen takılar, nikahta mehirden soz edilmemişse, mehr yerine gecer. Erkek, nişan icin gonderdiğim şeyler mehr idi dese, kadın ise, hediye idi dese, yenilen şeyler hediye olur. Başka şeyler, mehr olur.

Mehr iki kısımdır. Mehri muaccel ve mehr-i mueccel. Her iki mehr, nikahta bildirilmedi ise, Mehr-i misil verilmesi gerekir. Kadının baba tarafından akrabasına verilen kadar verir.

Mehri muaccel: Acele verilmesi gereken mehr demektir. Bir bilezik, bir kupe, bir buzdolabı vesaire olabilir. Nikah yapılınca, verilmesi vacip olur. Zifaftan veya halvetten once verilir. Mehr-i muacceli geciktirmek caiz değildir. Hanım ayrılmaya sebep olan bir şey yaparsa, mesela murted olursa, hurmet-i musahere’ye sebep olursa, mehr-i muaccel verilmez. Erkek boşarsa veya ayrılığa sebep olanı yaparsa, yarısı verilir.

Once kıza takılan takılardan hangisinin mehri muaccel olduğu bilinmeli. Nikah kıyılırken o zaman (malum olan) denilir. Bilinmiyorsa, malum olan demek yanlış olur. En uygunu ise, mehri mueccel gibi muaccel de tespit edilip, şu kadar mehri muaccel ve şu kadar mehri mueccel ile denmelidir. Taraflar, mehri muacceli tespit ettikleri halde soylemek istemezlerse o zaman, (aralarında malum olan mehri muaccel ile) ifadesi kullanılır. İleride boşanma vaki olunca takılan takıların hangisi emanet, hangisi hediye, hangisi mehri muaccel olduğu bilinmeli, herhangi bir uyuşmazlığa sebep olmamalı.

Mehr-i mueccel: Hemen verilmeyip daha sonra verilmesi gereken mehr demektir. Halvet olmuşsa veya ikisinden biri olmuşse, mehri mueccelin verilmesi vacip olur. Hanımının istediği zamanda verilir. Eğer istemedi ise, ikisinden biri olunce, verilmesi vaciptir. Hanım olunce, kocası, hanımının vÂrislerine verir. Kocası olunce, mirasından hanımına verilir. Mehrin başlık parası ile ilgisi yoktur. Başlık parası almak haramdır.

Boşanma halinde, zifaf veya halvet olmuşsa, mueccel mehrin tamamı, olmamışsa yarısı verilir. Bir Âyeti kerime meali:
(El dokunmadan boşadığınız kadınlara, mehrin yarısını verin!) [Bekara 237]

Nikah kıyılırken mehr soylenip de, ne kadarı muaccel olduğu bildirilmedi ise, Âdete ve hanımının emsaline gore, soylenilenin bir miktarı muaccel olur. Nikah kıyılırken, mehr-i mueccelin belli bir tarihte odenmesini şart etmek caizdir. Boşanma halinde, mehrin odeme tarihi beklenir. Odeme tarihi belli değilse, boşarken hemen odenir. (Fetvayı Hindiyye)

İslamiyette mehr parası, evlenmek icin değildir. Evliliğin duzenli, mutlu olarak devam etmesi, kadının hak ve hurriyetlerinin korunması, din cahili huysuz erkeğin elinde oyuncak olmaması icindir. Mehr parasını vermek ve cocukların nafaka paralarını her ay odemek korkusundan, erkek, hanımını boşayamaz. Bu korkunun olmadığı yerlerde, mahkemeler boşanma davaları ile dolup taşar. Bunun icin, evlenecek kızın, İslamın guzel ahlakını ve kadına verdiği kıymeti bilen ve bunlara onem veren erkekten az miktarda, boyle olmayandan ise, fazla miktarda mehr istemesi efdaldir.

Mehr parası, kadın icin bir sigorta sayılır. Erkeğin zor odeyeceği veya hic veremeyeceği bir mehr ile evlenen kadını, erkek boşayamaz. Boşarsa, maddi hayatı felce uğrar. Mehr vermek korkusu, erkeğin iyi gecinmesine de sebep olur. Şayet erkek, mehr parasını verir de, hanımından ayrılırsa, hanımın kimsesi de yoksa, bu mehr parası ile gecinme imkanı bulabilir. İmkanı olan erkeğin, saliha kız veya kadına cok mehr vermesi iyi olur. Habeş imparatoru Necaşi, Ummi Habibe validemiz ile Peygamber efendimizin nikahlarını kıyınca, mehr olarak yaklaşık 2 kilo altın vermişti. (Nesai)

Mehr bicilmeden yapılan nikah da sahihtir. Ama daha sonra mehr-i misil vermek gerekir. Mehrin coğunun bir sınırı yoktur. Fakat en azı, 5 gram altındır.

Boşadığı kadına mehrini odememek kul hakkıdır. Odemezse, ahirette azabı cok şiddetlidir. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Kadınlara mehrlerini gonul rızası ile verin; kendi arzuları ile mehrin bir kısmını size hediye ederlerse, onu da afiyetle yersiniz.) [Nisa 4]

Hadisi şeriflerde de buyuruldu ki:
(Mehr vermemek niyeti ile evlenen, kıyamette hırsızlarla haşrolur.) [R.Nasıhin]
(Hanımını bırakıp mehrini vermemek haramdır.) [Hakim]

(Mehr olarak, bir yuzuk olsa da verin!) [Muslim]
(Mehr parası hayırlı maldır.) [Deylemi]

(En iyi mehr kolay odenendir. Mehirde kolaylık gosterin. Cok mehr istemek duşmanlığa sebeptir.) [Abdurrezzak]

Karı koca arasında olan meşru halvet, yabancı kadın ile olan haram halvet gibi değildir. Yanlarında hissen veya şeran yahut tabiaten cinsi munasebete mani bir sebep bulunursa, meşru halvet olmaz. İkisinden birinin hasta olması, ihramlı olması, farz namazda, Ramazan orucunda olması, kadının hayız veya nifas halinde olması, yanlarında akıllı [7 yaşında] bir cocuk bulunması bu halvete mani olur. Fakat akıl baliğ olmayan bir cocuk, haram olan halvete mani olamaz. (Mezahibi erbea)

Bir kız ile bir erkek nikahlanıp, sonra boşanırlarsa, boyle meşru bir halvet de olmamışsa, mehrin yarısını verir. Halvet olmuşsa mehrin tamamını verir.

Zifafa girmeyen ve halvet de olmayan kız, bir kere boşanınca, bain [kesin boşanmış] olur. Erkeğin buna hemen yarım mehir vermesi lazım olur ve iddet beklemez. Boşandığı gun bile, başkası ile evlenebilir.