Yuce Allah Adem'le Havva'yı yaratmış, İnsan nesli onlardan ve onların zurriyetinden meydana gelmiştir. Allah Adem'e eşya isimlerini oğretmiş, ilk insanlar bu kelimelerle anlaşmaya başlamıştır. Kadın da toplumun bir bireyi olarak, hem cinsleriyle ve gerektiğinde karşı cinsle kelimeleri seslendirerek konuşmuştur. Gunluk hayatın gereği olan normal goruşme ve konuşmalarda, kadın sesinin yabancı erkeklere meşrû olmadığını one suren hic bir bilgin yoktur. Kur'Ân-ı Kerîm'de kadınların yabancı erkekle konuşmalarının ornekleri coktur. Musa (a.s) Mısır'ı terkedip Medyen'e varınca bir su başında koyunlarını sulamak icin sıra bekleyen iki hanım kız gordu. Yardıma ihtiyaclarının olup olmadığını sordu. Bundan sonrasını Kur'Ân-ı Kerîm'den izleyelim:
"Onlar şoyle dedi: Cobanlar sulayıp cekilmeden biz sulayamayız. Babamız oldukca yaşlı bir adamdır. Bunun uzerine Musa, onların hayvanlarını sulayıverdi. Sonra golgeye cekildi. "Rabbim, gondereceğin hayra ve rızka cok muhtacım" dedi. O sırada hanımlardan biri utana utana yuruyerek Musa'ya geldi. "Babam hayvanlarımızı sulama ucretini vermek icin seni cağırıyor" dedi" (el-Kasas, 28/23, 25).
İslamiyet kişiyi fitne ve fesada surukleyen goruntu, davranış ve hallere karşı koruyucu tedbirler alır. Diğer yandan insana verilmiş olan ozellik, kabiliyet ve farklılıklar bir başkasının vebal altına girmesine sebep olmamalı, yanlış duygulara kapılmasına meydan vermemeli, nefsini azdırmamalıdır. Yaratıcı tarafından kadına ihsan edilen sesi de bu cerceve icinde duşunmek gerekir. Esas itibariyle hic bir varlığın sesi mutlak olarak haram ve gunah sınıfına sokulmaz. Başta Hanefi ve Şafii imamları olmak uzere mezhep sahibi muctehid imamlarımızın kanaatleri de bu yondedir. Fıkıh kitaplarında şu hukmu goruyoruz:"Cumhura gore kadının sesi avret değildir." Yani kadının sesi haram değildir. "Kadının sesi avret değildir. Cunku kadın alışveriş yapar, mahkemede şahitlikte bulunur. Bunun icin sesini yukseltmek zorunda kalır." (Tefsiru Ayati-l Ahkam 2:167)
Kadın sesinin avret olmadığının gerekcesi islamın ilk uygulamalı devri olan Saadet asrıdır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) sahabi hanımlarla konuşmuş, onların sorularına cevap vermiş, şikayetlerini dinlemiş, ihtiyac ve talepşerini karşılamıştır. Sahabiler gerek Peygamberimizin hanımlarına, gerekse diğer hanım sahabilere hadis ve benzeri durumlarda sorular sormuş, konuşmuş ve bazı konularda bilgiler almışlardır. Sahabe doneminde kadınlar, halifelere şikayetlerini dile getirmiş ve dini konularda diğer sahabilere bilmediklerini sorup oğrenmişlerdir. Hz. Peygamber'in gerektiğinde genc veya yaşlı hanımlarla konuştuğuna dair pek cok ornek vardır.
Ebû Said el-Hudrî (r.a) şoyle anlatır:
"Bir kadın Allah Rasûlune gelerek dedi ki: Her zaman mescide cıkarak sozlerinizi dinleyemiyoruz. Bize bir gun tayin et de o gun gelelim, sen de Allah'ın sana oğrettiğini bize oğret". Hz. Peygamber bu teklifi uygun bulmuş ve hanımlara ders vermiştir
Diğer yandan Hz. Peygamberin hanımları, ozellikle Hz. Aişe ashab-ı kiramın fetva icin başvurdukları bir merci idi. O, onların sorularını sozlu olarak cevaplıyordu.
Hz. Omer, hilÂfeti zamanında bir cuma hutbesinde evliliklerin kolaylaştırılmasını ve mehrin azaltılmasını tavsiye edince cemaat arasında bulunan Kureyşli bir kadın ayağa kalkarak bir Âyetle (NisÂ, 4/20) cevap vermiş, halîfe onu haklı bularak sozunde ısrar etmemiştir..
Ancak, diğer butun mubah meselelerin mahiyet değiştirip mahzurlu hal almasında olduğu gibi, kadının sesi meselesinde de aynı durum soz konusudur. Kadının sesi mubah, masum ve masum olmasına karşılık hangi sebeplerden dolayı "avret" olur, yabancı erkeklerin dinlemesine "haram" olur.
Ahzab Suresinin 32. ayet-i kerimesi bu husustaki olcuyu Peygamber hanımlarının şahsında şoyle veriyor.
"Ey Peygamber hanımları! Siz herhangi bir kadın gibi değilsiniz. eğer halinize layık bir takva ile korunacaksanız, yabancılarla cazibeli bir şekilde konuşmayın ki, kalbinde fesat bulunan kimse bir umide kapılmasın. Konuşurken ciddiyet ve ağırbaşlılıkla soz soyleyin."
Kadınların normal ihtiyac ve muameleler yuzunden erkeklerle sesli konuşmasının caiz olduğunda şuphe yoktur. Alimler arasında tartışılan ise, sevincli gun ve zamanlarda şarkı, turku vb. ni soylemeleridir. Bunlardan sozleri ve soyleniş bicimi mustehcen ve tahrik edici olmayan bazı şarkıları Allah Rasûlunun ve bazı sahabelerin musamaha ile karşıladıkları bilinmektedir. Ornek verecek olursak;
Hz. Âişe'den şoyle dediği nakledilmiştir:
"Bir kere Rasûlullah (s.a.s) yanıma gelmişti. Yanımda Buas (olayıyla ilgili olarak soylenmiş kahramanlık şiirlerini def calarak) terennum ederek calan iki cariye bulunuyordu. Rasûlullah (s.a.s) yatağına yatıp yuzunu obur tarafa cevirdi, sonra Hz. Ebû Bekr iceri girdi.
- Bu ne hal, Rasûlullah'ın huzurunda şeytanın duduğu ve sesi ne arıyor? diye beni azarladı.
Bunun uzerine Rasûlullah ona donup:
- Bırak onları, her milletin bir bayramı vardır, bu da bizim bayramımızdır" buyurdu.
Babam başka şeyle meşgul olunca cÂriyelere işaret ettim, dışarı cıktılar.
İbn Abbas der ki;
Hz. Aişe, yakınlarından birisini bir Medineli muslumanla evlendirdi. Hz. Peygamber geldi ve;
"Kız gonderdiniz mi" dedi.
Hz. Aişe; "Evet" dedi.
"Beraberinde şarkıcı gonderdiniz mi?" sorusuna, "
Hayır" cevabını alınca,
Allah Rasûlu şoyle buyurdu:
"Medineliler eğlenceden hoşlanır. Beraberinde; "Size geldik, size geldik..." diyerek bir şarkıcı gonderseydiniz... "
Bu konuda Mufessir Vehbi Efendi tefsirinde:
"Soylediğiniz soz fitneye sebep olmasın. Yani cazibeli ve ecanibi şupheye duşurecek bir halde edalı ve naz u istiğna ile soylemeyin" şeklinde izah getirmektedir.
Elmalı bu ayetin tefsirini şoyle yapmaktadır:
"Ey Peygamberin hanımları! Siz genel olarak kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Sizde diğer kadınlarda bulunmayan nitelikler var: Peygamberlerin en hayırlısının hanımları ve butun muminlerin anaları olmak niteliklerine sahipsiniz. Eğer sakınırsanız, bu ozel niteliklerinizi korursanız yahut durumunuza uygun takva ile korunacaksanız -bu şart bir mÂn ile yukarının, bir mÂn ile aşağının kaydıoluyor- Sozu yumuşak ve tatlı bir eda ile soylemeyin, bir soz soylendiği zaman sakın yılışık bir bicimde cevap vermeyin ve soylerken yayılarak, kırıtarak soylemeyin de kalbinde hastalık bulunan, kalbi curuk, kotuluğe yuz tutmuş kimseler kotu bir şey umit etmesin. Ve uygun ve ciddi soz soyleyin; yani yapmacılıktan uzak, ağırbaşlılık ve ciddiyetle dosdoğru soyleyin veya sert olsa da makul ve meşru guzel soz soyleyin."
İbni Abidin:
"Tercih edilen goruşe gore kadının sesi avret değildir.... Yalnız kadınların yuksek sesle konuşmalarını, seslerini uzatmalarını, yumuşatmalarını ve nağmeli bir şekilde okumalarını caiz gormuyoruz. Cunku bunlarda erkekleri kendine meylettirmek ve şehvetlerin tahrik etmek vardır." (Reddu'l Muhtar 1:467)
Hanımlar arasında bile olsa bir şarkının şu ozellikleri taşıması gerekir:
1) Şarkının konusu ve sozleri İslÂm ahlÂk ve ÂdÂbına aykırı bulunmamalıdır. MeselÂ, ickiyi oven, onu icmeyi teşvik eden şarkı meşrû sayılmaz.
2) Şarkıcının giyim şekli jest ve mimikleriyle şehveti tahrik etmemesi gerekir.
3) Meşrû eğlenti, ibadetten alıkoymamalı ve zaman israfına yol acmamalıdır.
4) Şarkı, turku, dinleyenin şehvetini coşturuyor, fitneye doğru surukluyor ve hayvanî duygularını guclendiriyorsa kendini bundan kurtarması gerekir.
5) Şarkı, turku beraberinde icki, kumar, zina gibi haramları getiriyorsa, muslumanın bu gibi ses ve yerlerden uzak durması gerekir. İslÂm kotuluğe giden yolu kapama (sedd-i zerÂyi') prensibini esas almıştır.
Kaynaklar:
1) Aileye Ozel Fetvalar, Mehmed Paksu, Nesil Yayınları
2) Elmalı Tefsiri
3) Şamil İslam Ansiklopedisi
kadının sesi harammı?
Dini Bilgiler0 Mesaj
●33 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- kadının sesi harammı?