İslÂm Dîni, ibÂdetlerin yapılış şeklinde kadınlara bazı kolaylıklar tanımıştır Bunlar; namaz, oruc, hac, zekÂt ve cihÂd gibi ibÂdetlerdir

Namaz:

Kadınlar, beş vakit namazla mukellef olmakla birlikte, cumÂ, bayram ve cenÂze namazlarından muaf tutulmuşlardır Beş vakit namazı, cemÂatle kılmak yerine, evde kılmalarının ustun tutulması, başka bir kolaylıktır Hz Peygamber (sav) Efendimiz bir hadîs-i şerîflerinde:

"Kadının namazını evinde kılması, dışarda kılmasından daha fazîletlidir" (146) buyurmaktadırlar

Kadınların namaz icin ezÂn ve kÂmet okuma mecbûriyetleri yoktur

Ayrıca kadın, ay hÂlinde veya lohusalık gunlerinde namaz kılmaz Bu gunlere rastlayan namazlar, kılınmış hukmunde olup iÂdesi gerekmez Nitekim Hz Peygamber (sav) Efendimiz, FÂtıma bint-i Ebî Hubeyş’e hitÂben:

"Hayız gorduğun zaman namazı bırak!" (147) buyurmuşlardır

Oruc:

Kadınlar, hayız ve nifÂs hÂlinde oruclarını tutmazlar Ancak, RamazÂn-ı Şerîf Ayı’nda tutamadıkları orucları daha sonra kaz ederler Hz Âişe (ranha)’nın bu konuda şoyle dediği rivÂyet edilir:

"Biz RasûlullÂh devrinde Âdet goruyorduk Namazı kaz etmekle emrolunmuyor, ancak, tutamadığımız orucu kaz etmekle emrolunuyorduk" (148)

RamazÂn-ı Şerîf Ayı’nda hÂmile veya emzikli olan kadınların, kendilerine veya cocuklarına bir zarar gelmesinden korkmaları hÂlinde oruc tutmamaları mubÂhtır Daha sonra bunları, gunune gun kaz ederler

Kadın, altmış gun kefÂret orucunu tutarken aybaşı veya lohusalık durumu olursa, orucu keser ve temizlendiği gunden itibÂren kalan gunleri tamamlar

ZekÂt:

ZekÂt, erkekler gibi zengin olan kadınlara da farzdır ZekÂt icin nisÂb miktarı mala sahip olmak gerekir Kadına Âid; altın, gumuş, para veya ticÂret malı, nisÂb miktarına ulaşır ve uzerinden de bir yıl gecerse, kadın, zekÂt vermekle mukellef olur Amr b Şuayb, babası yoluyla dedesinden şu hadîs-i şerîfi nakletmiştir:

"Yemenli bir kadın, kızıyla birlikte Hz Peygamber (sav)’in yanına gelmişti Kızının kolunda iki tane altın bilezik vardı AllÂh’ın Rasûlu (sav) kadına:

"Bunların zekÂtını veriyor musun?" diye sorunca, kadın:

"Hayır!" dedi

Hz Peygamber (sav):

"KıyÂmet gununde yuce AllÂh’ın bu iki bileziği senin koluna ateşten bilezik olarak takmasını ister misin?" buyurdu

Bunun uzerine kadın, bilezikleri kızının elinden cıkarıp AllÂh elcisinin onune bıraktı ve şoyle dedi:

"Bilezikler, AllÂh ve Rasûlu’ne Âiddir" (149)

Hac:

Kadının hac ibÂdetini yapması icin, haccın diğer şartlarının yanında, ayrıca yol arkadışının bulunması, boşanma veya olum iddetlisi olmaması gerekir Hadîs-i şerîflerde şoyle buyurulmuştur:

"Kadın, yanında mahremi bulunmadıkca, uc gunden fazla yolculuk yapamaz" (150)

"Bir kadın, yanında kocası bulunmadıkca hac yapmasın!" (151)

Hac veya umrede ihrÂma giren kadınlar, normal elbiseleri ile ibÂdet yaparlar Telbiye getirirken seslerini yukseltmezler Hayızlı ve nifÂslı kadınların, ihrÂma girerken temizlenmek gÂyesi ile boy abdesti almaları sunnettir Hadîs-i şerîfde:

"Hayızlı veya nifÂslı kadınlar, boy abdesti alır, ihrÂma girer ve BeytullÂh’ı tavÂf etmek dışında haccın butun menÂsikini îf ederler" (152) buyurulur

İhrÂmdan cıkarken de kadınlar, saclarının ucundan biraz keserler

Ayrıca sa’y esnÂsında kadınların, remel (omuzları silkerek calımlı yurume) yapması ve iki yeşil direk arasında koşarak yurumesi gerekmez

CihÂd:

Gucluklerine rağmen, kadın sahÂbîlerin cihÂda katılarak geri hizmetlerde bulunduklarını İslÂm TÂrihi’nden okumaktayız

CihÂdın cok buyuk ecir kazandırdığını oğrenen kadınlar, erkekler gibi cihÂda katılamayışlarına uzulmuşler ve kendileri icin cihÂdın yerini tutabilecek bir amelin olup olmadığını Hz Peygamber (sav) Efendimiz’e sormuşlar; bunun uzerine Hz Peygamber (sav) Efendimiz; Kadınların cihÂdının hacc ve umre olduğunu bildirmişlerdir Bir hadîs-i şerîflerinde:

"Hac, ne guzel cihÂddır!"(153) buyurmuşlar ve hac veya umre ziyÂreti yapan hanımların, duşmanla cihÂda katılmış gibi ecir kazanacaklarını mujdelemişlerdir