Kurtajın Dini Hukmu
Kurtajın Dini Yonu



Merhaba Sevgili Melek'ler, bu yazımızda istenmeyen gebelik icin onlemler alınmadığı taktirde uygun gorulen kurtaj hakkında sizlere dini bilgiler aktarıyor ve bize kurtajın dini hukmu nedir diye soru yonelten misafirlerimizin sorusunu yanıtlıyoruz.




Iskat-ı cenîn, dollenme gercekleştikten sonra rahimde oluşan ceninin dış etki ve mudahale ile duşurulmesi; yani cocuk duşurme demektir. Bu da iki şekilde olabilir. Birincisi anne ve babanın rızasıyla gercekleşen kurtaj; ikincisi ise, darp, korkutma ve benzeri fiillerle cocuğun duşmesine sebep olmak şeklindeki, cenîne karşı işlenen cinÂyetlerdir. Hamile kadının karnındaki cocuğun duşmesine neden olan muessir fiilde, gurre denilen bir tazmînat odenmesi gerekir. (bk. Gurre)

Cenînin dış etki ve mudahalelerle duşurulmesi, yani kurtaj, cok eski donemlerden beri dinin, ahlÂk ve hukukun tasvip etmediği bir davranıştır. Yahudilik ve Hristiyanlıkta olduğu gibi İslÂm dininde de kurtaj caiz gorulmemiştir. İnsanın yaşama hakkı, erkek spermi ile kadının yumurtasının birleşip dollenmenin başladığı andan itibaren Allah tarafından verilmiş temel bir haktır. Artık bu safhadan itibaren anne-baba da dahil hic kimsenin bu hakka mudahale etme hakkı yoktur.

İslÂm Âlimleri, ruh uflendikten sonra cocuk duşurmenin veya aldırmanın haram olduğunda ittifak etmişlerdir. Ancak, bazı fakihler 120 gunden veya 40 gunden once cocuğa ruh ufurulmediği icin kurtajın caiz olduğunu ileri surmuşlerdir. Ancak gunumuzde tıb sahasındaki ulaşılan bilgiler gostermektedir ki, cenin dollenmeden itibaren bir canlılık ve butunluk kazanmakta, safha safha oluşum ve gelişimini tamamlayıp ilk birkac haftadan itibaren organları teşekkul etmektedir. Hatta kalp atışlarının hissedildiği belirtilmektedir. Bu nedenle, ceninin canlılığının, mahiyetini hicbir zaman kavrayamayacağımız ruhun uflenmesiyle aynı şey olduğunu ileri surerek kurtajın bu doneme kadar caiz olduğunu soylemek mumkun değildir. Nitekim İslÂm hukukcularının coğunluğu da bu goruştedir.