Merhaba hatunlar
Konuya neresinden başlasam bilemiyorum. En temizi anneliğimden başlamak. Oğlumla ilgili konu acmıştım. Bircoğunuz dehşete kapılırken, bir kısmınız da bana acıdı. Zor cocuk annesi olarak verilen hicbir tepki, yaşadıklarımdan daha ağır olamadı tabi.

Oğlum kreşe başladı. Nispeten duzeldi, bazen farklı zorluklar yaşatıyor, bazen "kreşin hic mi faydası olmaz arkadaş, Allahım sana geliyorum" diye soylenmeme sebep oluyor, bazen de sadece "iyi ki" dedirtiyor. Altı aydır ciddi manada cabalıyorum. Psikolog, kreş, kendimi torpuleme ve ikimizi de iyileştirme cabalarım az da olsa karşılık buluyor. Bu cabalara "cocuk eğitimi" ile alakalı bulduğum tum kitapları cılgınlar gibi okumam da eklendi. Bulduğum tum makaleleri, kitapları okudum. Araştırdım, ezberledim ve zaten corba olmuş beynimi kullanılmaz hale getirdim.

Kendi savaşım tam da bu noktada başladı. Ve evet bu sefer iki saattir kendimi tutamadan ağlıyorken "annem aslında iyi bir insan. Kotu bilmesin kimse" demeyeceğim. Lakin yine de rica ediyorum cok kotu yorumlar yapmayın olur mu? Annem en nihayetinde...

Kitaplar diyordum. Oğlumu iyileştirmek icin altını cizdiğim tum cumleler, benim cocukluğumda silmeye calıştığım tum anıları canlandırdı. Bu yuzden, cehalet mutluluktur sozune bir kez daha hak verdim. Yaklaşık iki saat once okuduğum kitabın bir bolumunde donup kaldım. Nefesim kesildi sanki. İlk once kendi oğluma karşı beslediğim vicdan azabı ile başa cıkmaya calışırken, aslında kendi cocukluğuma ağladığımı fark ettim.

Annem, sebebini hatırlayamadığım bir ofkeden dolayı (muhtemelen dediğim şeyi neden hemen yapmıyorsun diye kızmıştır. Kardeşinin bezini getir demedim mi sana bla bla) adeta odayı inleten şaplakları art arda bacağımla buluşturdu. Yaşım sekiz. Daha cocuktum ben de ama kucuk anne olmam gerekiyordu ona gore. Oldum da. Oyle ki kardeşimin ilkokul karnesinin veli kısmında benim adım yazıyordu. Neyse konu bu değildi. Bacağımın acısını pek hissedemedim o anda. Annemin yanında ağlayamazdım, ne munasebet canım gucsuz muyum ben? Koskoca ablayım en nihayetinde. Diğer odaya gidip kapıyı kapattım. Ağlamamak icin kendimi o kadar sıktım ki, dayanamayıp kanepeyi tekmeledim. Kanepenin kenarında aşırı kalın oyma ahşap vardı. Bırakın cocuğu, yetişkin insan gucuyle bile kırılması imkansıza yakındı. Ve ben o ahşap cıkıntıyı kırdım. Sonrasında annem ve babam o kısmın nasıl kırıldığını asla bilemediler. Benim kırmama ihtimal bile vermedikleri icin, sorma gereği bile hissetmediler.

Sonra bacağıma baktım. Annemin parmak izleri kabarmış, neredeyse su toplamıştı. Acı hissetmiyordum hala. Sadece "bir anne bunu neden yapar?" diye duşunuyordum. Gozlerimi silip adeta bir duvar gibi annemin karşısına dikildim. "bacağıma bak!" dedim. Aslında merhamet dileniyor, vicdana davet ediyormuşum. Şimdilerde anlıyorum. Ofkesi gecmemişti. "bir şey olmaz hak ettin!" dedi. Bir muddet dondum. Ve zannediyorum zayıflığımı ve merhamete olan ihtiyacımı belirttiğim son andı. Bir daha da tekrarlanmadı.

Kitaplar, bu ara cok canımı yakıyorlar. Annem emzik muamelesi yaptığı sigarasını, her zaman yaptığı gibi tezgahın uzerine bırakmış. Oylece yanıyor. Uzerine cok da duşunmeden, cocukca bir merakla elime alıp baktım, sonra da dudağıma goturdum. Yaş 10. Tam o anda annem girdi mutfağa. Sigaranın kotu bir şey olduğunu biliyorum en nihayetinde. Annemin evde olduğu bir anda yanan sigarasını deneyecek kadar aptal olabilirim, bu sizi yanıltmasın. Ama sigara kotudur, bunu biliyorum. Panikle elimi arkama saklayıp (sigara ile birlikte. Yoo aptal değilim) kalbimin ağzımda atmasına ilk kez şahitlik ettim. Annem benden daha zeki olduğunu kanıtlayan o cumleyi sarf etti. "ne saklıyorsun arkanda?" tepeden cıkan dumana rağmen sordu bu soruyu evet. Tezgahta goremediği sigaraya rağmen sordu. Cunku işkenceyi uzatmak, daha fazla haz veriyor olmalıydı.

Annem hic duşunmedi bunu yaparken. Yani bence duşunse yapmazdı. Yapmamalıydı. Sigarayı elimden kapıp koluma bastırdı. Canım hic tatlı değildi ama bu kadarı fazla gelmişti. Allahım o nasıl bir acı. Ağlamadım. Odaya gittim yine. Zaten o da sormadı acıdı mı diye. Bu yuzden belki 20 yaşında tiksinerek sigaraya başladım. Nefret ede ede, zorlayarak ictim ve hala iciyorum.

Bu ve bunun gibi onlarca hatıra, silindikleri yerden cıkıyorlar karşıma. Guclu ol idrak, zayıf olma idrak, senin canın tatlı değil idrak. Bu seslerin kaynağı dikiliyor karşıma. Ve canım cok yanıyor. O sigaranın acısını yaşıyor, o parmak izlerini goruyorum en net haliyle. Canım şimdi yanıyor işte.

Doğum yapıyorum. Bilmem kac saattir suni sancı veriyorlar bilmiyorum. Cıksa da rahatlasam diye duşunurken annem eğiliyor kulağıma. "kızım bırak kendini bağır artık" diyor. Gozumden bir damla yaş geliyor tam da o anda. Ama hayır, bırakamam. Ben zayıf değilim, hem ne varmış doğumda canım. Dunyanın en sessiz doğumunu yapmış olabilirim, bilmiyorum. Acımadı kiiiii. Ama annemin o sozu acıttı canımı. Doğumdan daha fazla hem de.

Şimdi oğlumla birlikte kendi cocukluğumu da buyutuyorum. Sebepsiz ağlamalarına ve tutturmalarına sinirlendiğim her an kendi cocukluğum dikiliyor karşıma. "bir şey olmaz" dediğim anda, tiksiniyorum kendimden. Bir şey oluyor cunku, biliyorum.

Oğlum uc yaşına kadar acıya muthiş dayanıklı bir cocuktu. Cenesi yarıldı ve ağlamadı. Eşim bu duruma hayret ederken ben dua ediyordum icimden ağlasın diye. Ağlasın, ağlamalı. Cocuklar ağlayabilmeli cunku. Erkenden buyumemeli cocuklar. Oğlumun canı cok tatlı artık. Minicik bir sıyrık olsa krem sur diye ortalığı inletiyor ve ben buna cok seviniyorum. "surerim annemmm" diyerek koşuyorum krem almaya. Varsın elalem aman ne mızmız cocuk desin. Yeter ki oğlum cocuk olsun.

Bu gece sayfalar dolusu yazabilirim. Cunku sildiğim ya da sildiğimi sandığım anılar hortladı bu gece. Size yazdığım en basitleri belki de. Yok, surekli şiddet goren bir cocuk değildim asla. Bir elin parmaklarını gecmemiştir sayısı hatta. Bu tarif de annemden bak, bir elin parmakları. Ancak ben yetişkin olarak doğdum ve bu gorebileceğim en buyuk şiddetti işte. Ailenin haylaz, başarısız ve ezik cocuğunun ardından doğunca, ne haddime cocuk olmak yahu.

Muhtemelen aşırı pişman olacağım bu ic dokme halini yazmazsam delirebilirdim evet. Bu gece beynim benden bağımsız hareket ediyor cunku. Şimdi ben, cocuk bile olmamışken nasıl cocuk buyuteyim ki. Neresinden tutayım anneliğin? Cocukluğundan mı...