“Unutma! Kimsenin yaptığı yanına kÂr sayılmayacak. Seni rahatsız edeni, Allah rahat bırakmayacak. Belki bazen erteleyecek, bazen sabredecek.
Ama hesabını sormadan canlarını almayacak.” (Nebi yıldız) Sozleriyle konuya başlamak istiyorum.
Konuların tum iceriğini gectim. Yureğimde koca bir acı var. İlk aşkım, ilk sevdiğim insan , yurekten bağlı olduğum , canım dediğim. Cok cok sevdiğim insanın evlendikten sonra gercek yuzunu şukur ki sonunda artık gorebilmemle evliliğime taş koydum sonunda. Ama emsalsiz bir korku var bunyemde hayattan oyle soyutlamışım ki kendimi. Boşlukta hissediyorum. Evin icerisinde deli gibi donup dolaşıyorum. Arayıp ağzıma geleni soyledim ki bu ofke bu kırgınlık saydır saydır bitmez zaten. Boşanmanın boşluğuna duştum arkadaşlarım 25 yaşımdayım toy muyum diyeceğim yaşımda kucuk değil bu kadar mı acizim bilmiyorum normalmi duygular. Siz boşananlar davayı acana kadar ne hissettiniz. Bir cesaret dava actıktan sonra bu hisler gecti mi? Artık olan oldu duşuncesiyle rahatladınız mı? Evde kalan eşyaları toplama cesareti , mahkemede gorme cesaretini nasıl gosterdiniz ne hissettiniz ? Kısaca ben napayımda boyle boşluk hissetmemeyim. Aklıma geldikce nefret ediyorum, aklımdan gittikce ciğerim yanıyor. Kararlıyım pazartesi boşanma davası acıyorum. Kendisi hala benim sucum yok diyor yalanları inkar ediyor , biz kopruyu gecene kadar ayıya dayı deriz diyor (ailecek boylelermiş) oyle diyor. Yani olmayacak donmeyeceğim. Ama kendimi nasıl toparlarım umursamamak istiyorum bitsin istiyorum bu surec nasıl ? Kendimi cabuk toparlamam gerekli ailemin hic uzulmesinide istemiyorum. Boşanmak istediğimi bağıra cağıra soyledim. Ki Başka yolu yok kesinlikle allah bir daha yolumu kesiştirmesin inşallah. Oy oy
