'Oğlumun kokusu burnumda tutuyor'

gelincik sertoğlu

VATAN ŞEHİTLERİ - Binlerce şehidin binlerce gazinin ve 15 yıldır ağlayan Turkiye'nin oykusu - VI
Osman SERTOĞLU Emine Uslu, askerde yemin toreninden bir gece once oğluna sarılarak uyuduğunu soyluyor. Şimdi ise oğlunun kokusunu duymak icin hergun şehitliğe ziyarete gidiyor.

Henuz 20 yaşındaydı. Hayatın zorluklarını tatmamış, korpecik beyniyle vatanı icin hizmet etmek uğruna koşa koşa gitmişti askere. En cok da annesinden ayrı kalmak zor gelmişti Mehmet'e. Annesinin kokusunu ozluyor ama vatana hizmeti daha On plana cıkarıp kimseye birşey demiyordu. Elbet bu hasret bitecek ve annesinin kokusuna tekrar kavuşacaktı. Ancak 1995'in 19 Mayıs'ında hain bir pusuya duşup şehit oldu. Ardından oğluna duyamamış acılı bir anne ve gozyaşları hic dinmeyen bir aile bıraktı.

HERGUN OLUYORUM

59 yaşındaki Emine Uslu "Oğlumun hasretine artık dayanacak gucum kalmadı. Her gun onu ozluyorum her gun onu koklamak icin mezarının başına gidiyorum" diyor. Oğluyla en son konuşmalarını şoyle anlatıyor şehit annesi Emine Uslu: "Yemin toreninden sonra gelip burada 10 gun kaldı, izni bitti ve abileri onu havaalanına goturduler. Diyarbakır'a gitti. Cocuğumla tam iki ay konuşamadım. Sadece gittiği gun, Diyarbakır'a vardığım ve oradan, Mardin-Midyat'a gideceğini soyledi. En son Ramazan Bayramından sonra goruştuk. O da, havaalanına inerken bizi aradığı zaman goruşmuştuk. Ondan sonra, ne mektubunu, ne de bir telefonunu alabildik. Oğlum askerliği boyunca bize mektup atmadı. Cunku mektup atmayı sevmezdi.." Yemin torenindeki konuşmalar ise geleceğin habercileri gibi Emine Uslu'nun hafızasından hic silinmemiş. Oğlu Mehmet'le gecirdiği o unutulmaz dakikaları anlatırken gozyaşlarını tutmak en zor iş Emine Ana icin.

BİRBİRİMİZE DOYAMADIK

"Oğlumun yemin torenine, Isparta'ya gittim. Uc arkadaşıyla birlikte parkta oturuyorduk.Oğlumla birlikte o gun otelde kaldık. Oğlum ozellikle banyosu olan oteli tercih etti. Ben de o gun oğlumu yıkayıp, eşofmanlarını giydirdim. Oğlum da, anne ya, ben seninle yatmak istiyorum. Yataklarımızı birleştirdim, dedi. Ben de sabaha kadar oğlumla yatıp oğluma doydum, iznin son gununde, parkta otururken oğlum bana donup, anne beni seviyor musun, dedi. Sevmez olur muyum sen benim herşeyimsin, dedim. Anne keşke gelmeseydin dedi. Ben de oğluma, senin icin dağlan delip ne olursa olsun gelirdim, dedim. Oğlum inşallah seni, Şehit Annesi yapacağım dedikten sonra, arkadaşı oğlumun ağzına vurdu, neden oyle konuşuyorsun diye. Arkadaşları, teyze soyleyene bakma, soyletene bak, dediler. Oğlum benden ayrıldığı icin cok ağladı. Benden ayrılmayı hic sevmiyordu. Henuz cok korpeydi. Bana cok duşkundu. Askere giderken, kız kardeşimin oğluna demiş ki, annem uzulecek diye, helallik almaya cesaret edemedim. Eve giderken anneme soyle bana hakkını helal etsin demiş.

YETİM BUYUDU

Şehit oğlumun sevdiği bir kız vardı. Askerden once evlenmeyi duşunuyordu. Ben her defasında oğlum, askerden once evlenme. Cunku asker karısı cok acılı olur. Devamlı seni duşunur. Rahat olmaz. Bu yuzden askere git-gel istediğin kızı getir, evlendireceğim, diyordum." Oğlundan bahsederken gozlerinin ici ışıl ışıl olan Emine Ana 5 yaşında yetim kaldığını soyluyor. Yani onun hem annesi hem de babası olmuş. Bakın oğlu nasıl birisiymiş Emine Ana'nın: "Oğlum cok iyi bir insandı. Beş yaşında yetim kaldı. Babası vefat etti. Eğitim hayatını, ortaokula kadar devam ettirdi. Calışmayı cok seven, saygılı, durust ve dobra bir adamdı. Bir boyu vardı ki, yanıma geldiği zaman benim boyumu kat kat gecerdi. Sarışın, kucuk gozlu ve ailesine sahip cıkan birisiydi, ileriyi duşunerek hayata daha bir umutlu bakıyordu. Bu yuzden calışır, aylığını aldığı gibi hepsini, bana verirdi."

VE ACI HABER

Emine Anayı kahreden haber 1995 Mayıs'ının 19'unda gelir. Genc Mehmet hain bir pusuda şehit olmuştur. Anne Emine Uslu ve kardeşleri acı icinde yıkılırlar. Oyle ki oğullarının cesedini bile zor tanımışlardır. "19.06.1995'te, Şırnak-Kayabaşı Mevkiinde, operasyon catışma başlıyor. Operasyonda oğlumun arkadaşı yaralanıyor.. Oğlum, arkadaşının yanına yetişmek uzereyken, dağların arasından atılan hain bir bombayla, PKK'lılar oğlumu vuruyorlar. Oğlum o dakikada canını teslim ediyor. Biz oğlumun cesedini gormedik. Cunku cesedi tanınmayacak bir hale gelmiş ve paramparca olmuştu. Sadece bizi hastaneye goturduler. O da, abisi kardeşimin cesedini tanıyalım dedi. Oğlumun ayağında bir işaret vardı. Orada oğlumun ayağına bakıp, tamam oğlumuz bu dedik. Oğlumun cesedini gorduğumuzde, dunyalar başımıza yıkıldı. "Her gun şehitlikteyim". Birgun olsun oğlunu duşunmeden ve ağlamadan gecirmeyen Emine Ana şehitlikte oğlunu ziyaret ediyor. "Her zaman oğlumun yatmış olduğu, Edirnekapı Şehitliğine gidiyorum. Oğlum olduğunden beri, ben hatırlamıyorum, bir cuma gunu gelmiş de, mezarlığa gitmemişim. Her cuma muhakkak şehitliğe giderim. Bir kere ayağım kırılmıştı ama oğlumu gormem gerekiyordu. Oğluma, beni bekle geleceğim, dedim. Ozel bir taksi cağırdım ve oğlumu ayağım kırık olmasına rağmen gidip gordum. Cunku onlar devamlı yanlarına gidilmelerini istiyorlar. Şehitlikte iki oğlum yatıyor. İlk olarak obur oğluma gidiyor, sonra da şehit oğlumu ziyaret ediyorum. Diğer oğlum, hastaydı, ilac icti ve bir daha uyanamadı."

Abdullah Ocalan'ın idam edilmesini istediğini belirten Emine Ana. "İdamını istedik olmadı. Yargılayıp İmralı Adası'na koydular. Şimdi bir bey gibi adada yaşamına devam ediyor. Belki de, Ocalan cıkıp tekrar eski hayatına donecek, belki de sefasını surecek. Fakat boyle bir yaşam tarzıyla cocuklarımızın ahı, bebek katilinde kalmayacak. Hapiste kaldığı hergun, oldurmuş olduğu bir şehidin acısını, azabını hissedecektir. Yani olene kadar acı icinde kalacaktır. Bunları yaptığı icin Allah onu hicbir şekilde affetmeyecektir." diyor.
Şehit Asker Bilgileri
Adı-Soyadı: Mehmet Uslu
Doğum Tarihi: 31.01.1975
Olum Tarihi: 19.U6.1995
Doğum Yeri: Tekirdağ

Babalar gununde vurdular beni

"Bir Guneydoğu şehidi konuşuyor bu pazar.
Babalar gunu babacığım, babalar gunu. Bir gorseydin o kanlı duğunu,
bir gorseydin
Bir hain kurşunla vuruldum
Şemdinli'de oysa
Babalar gunu bu pazar.

Bir cicek getiremedim sana babacığım,
Bir cicek getiremedim, Hakkari Dağlarından.
Ama, bir gelincik oldum al al.
Silahıma, koğuşuma, mangama ve kaytan bıyıklı komutanıma, Hoşcakal!.. Diyemeden.

Ay yıldızlı bayrağıma, sarılı tabutumla,
İşte ben geldim babacığım, sil o gozyaşlarını,
Şehit babasısın sen artık, ağlama!..

"Giden gelmiyor" diyen o halk turkusunun, takılıp ardına,
Ellerinden opmeye geldim babacığım,
Ellerinden opmeye geldim.