

Bakmayın onların oyle boyları kadar silahlarla afilli pozlar verdiklerine…
Annelerine gonderdikleri resimlerde arkalarına karlı dağları alıp mağrur mağrur baktıklarına kanmayın…
Cocukluğa hakkın yoksa, mecbursan calışmaya, hayat izin vermezse şımarıklığa erken buyursun.
Onlarınki de o hesap…
En buyuğu 22 ‘sinde…
Cocuk olamadan şehit oldular…
Kim bilir nasıl olduler?
Hangisi vuruldu ilkin?
Kurşun ilk neresine değdi?
Uzerlerine şarjorler dolusu mermiler boşalırken akıllarına en son hangi resim duştu acep?
Hamallık yaparak okuttuğu kardeşleri mi?
Bir haftalık gelinken bıraktığı Ayşe’si mi?
Sakat babası mı?
Adını koyup askere geldiği kızı mı?
Ne geldi akıllarına en son?
Kim bilir şahadet getirebildiler mi?
Orada, kanlar icinde delik deşik yatarken uğruna olduğu bize hakkını helal edebildiler mi?
Biz…
Biz bir Pazar gecesi o saatte evinde oturup…
Olan bitenden habersiz futbol programlarıyla Popstar Alaturka arasında gidip gelenler…
Ya da “Ne olacak bu memleketin hali?” diye ahkam kesenler…
En cok da pişkin pişkin televizyonda demec verenler…
Utanmadan soz ustune soz verip, Irak’a bile sozunu geciremeyenler…
İceride kurt, dışarıda kuzu kesilenler…
“Askerlik yan gelip yatma yeri değildir” deyip kendi oğullarını askere gondermeyenler…
“Sayın Başkan” a danışmadan tek laf edemeyenler…
Nasıl da borcluyuz onlara aldığımız her nefesi…
Biz boyle onların haberlerini okuyup,
En fazla bir elham okuyup devam ederken hayata…
Ve daha gazetenin sayfasını cevirirdiğimizde unuturken isimlerini,
Şehit cenazeleri haberlerinin hemen ardından başlayan dizilerle uyuştururken beyinlerimizi…
Ve yaşamayı secmeye hakkı bile olmayan cocukların uzerinden savunurken demokrasiyi…
O en buyuğu 22 yaşında, cocuk olmadan şehit duşenler…
O kanlar icindeki delik deşik bedenler…
Ve bayram sabahları oğulları yerine soğuk mermer taşları kucaklayacak anneler…
Affedebilecek mi bizleri?
Eğer 13 asker şehit olduğunda yayın akışı değişmeyecekse…
İbo Şov’da dansoz gobek atıp,
Popstar’da yarışmacı “Kara Uzum Habbesi”ni soyleyecekse…
Ve bu ulus ulusal kanallardan şehitlerini oğrenemeyecekse…
Bu işte bir yanlışlık var!
Eğer haber kanalları alarma gecip,
Telefon bağlantıları, canlı yayın ve uzman goruşleriyle olan biteni an be an aktarmaktansa…
Kısa bir son dakika haberiyle geciştirip,
Futbol sohbetlerine devam edecekse…
Ve ortalıkta “Biz haberciyiz” iddiasıyla gezinecekse…
Bu işte daha buyuk bir yanlışlık var!
Eğer bu yanlış cezasız kalacaksa,
Bu ulkenin yureğinde nasır tutmuş bir şeyler var!