Savaşın en kanlı gunlerinden biri. Asker, en iyi arkadaşının az ileride kanlar icinde yere duştuğunu gorur. İnsanın başını bir saniye bile siperin uzerinde tutamayacağı ateş yağmuru altındaydılar. Asker teğmene koştu.

- Teğmenim, fırlayıp arkadaşımı alıp gelebilir miyim?

"Delirdin mi? der gibi baktı teğmen.

- Gitmeye değer mi? Arkadaşın delik deşik olmuş. Buyuk olasılıkla olmuştur bile. Kendi hayatını da tehlikeye atma

Asker ısrar etti. Teğmen:

- Peki... Git o zaman ...

İnanılması guc bir mucize. Asker o korkunc ateş yağmuru altında arkadaşına ulaştı. Onu sırtına aldı koşa koşa dondu. Birlikte siperin icine yuvarlandılar. Teğmen, kanlar icindeki askeri muayene etti. Sonra onu sipere taşıyan askere dondu:

- Sana değmez, hayatını tehlikeye atmana değmez, demiştim. Bak haklı cıktım. Bu zaten olmuş dedi teğmen.

"Değdi teğmenim" dedi asker.

- Nasıl değdi?" dedi teğmen.

- Bu adam olmuş gormuyor musun?

- Gene de değdi komutanım. Cunku yanına ulaştığımda henuz sağdı. Onun son sozlerini duymak dunyaya bedeldi benim icin. Ve arkadaşının son sozlerini hıckırarak tekrarladı teğmene:

"Geleceğini biliyordum !.." demişti arkadaşı... "Geleceğini biliyordum !..."