Merhaba Hayatım

Oncelikle senden ozur dilemek istiyorum. İctenlikle ozur dilerim canım. Şu gunler benim icin cok zor. Bana hak vereceğin kanısındayım. Seninle sozluluk suremiz hemen hemen yılını bulacak. Ama ben seni goremiyorum. Seninle olamıyor, el ele gezip, gulup eğlenemiyorum. İşin en kotu yanı da senden uzakta olmam ve elimden herhangi bir şeyin gelmeyişi. Telefonda konuşmak veya boyle mektup yazmak seni bilemiyorum ama beni tatmin etmiyor. Yetmiyor Zumriye bana yetmiyor. Son ozellikle 2-3 aydır karşılıklı oturup, dertleşecek konuşacak, birşeyleri paylaşacak birisine ne kadar cok ihtiyac duyduğumu anlatamam. Diyeceksin ki bana yaz veya telefonda soyle. Haklısın ama olmuyor. İşte gulum olmuyor. Senden herhangi bir şeyi sakladığım gibi bir duşunceye kapılmanı istemiyorum. Cunku senden saklayabileceğim ne olabilir ki? Yokta.

İkinci sebebe gelince seninde bildiğin gibi bizim ufaklık İsmail dağıtım oldu. Şimdi bu Cumartesi Hakkari-Cukurca'ya gidecek. Ona baştan yardım etmek istemedim. Sebebi ise insan kayırmanın, torpilin hep karşısındayımdır. Haksızlığa tahammul edemem. Ama şimdi duşunduğumde ise Allah gostermesin herhangi bir şey olması durumunda vicdan azabı cekeceğim. Belki bir telefon etmiş olsaydım acemi birliğinde (Hatay'da) bırakabilecektim.

Evet sevgilim. Bir erkeğin yapması ve de bir bayanın yapması gereken işler vardır. Şu an evi de duşunmeden yapamıyorum. Biliyorum Huseyin onlar icin elinden geleni yapıyor ama gormeyince icim rahat olmuyor. Seninde başını ağrıtıp, zamanını boş yere harcamayayım. Ama hayatım lutfen beni yanlış anlayıp, yanlış tanıma. Onumuzde uzun bir omur var. Bana şu gunlerde destek olmanı bekliyorum. Benim icin oyle zannediyorum ki duğune kadar gececek zaman yaşadığım en zor ve gecmek bilmeyen gunler olacak.

Mutlu gunler ve sevgiler
Seni seviyorum.
Ahmet Calışkan

Not: Zumriye senin mektup ile fotoğrafını hala alamadım