Turkler olarak bu konuda bir hayli hassasız, ayakkabıyla eve girmenin duşuncesi bile kotu; annelere fenalık gecirtebilecek bir davranış.
Hatta evden cıkarken ayakkabılarımızı giydikten sonra iceride bir şey unuttuğumuzu fark ettiğimiz olur. Boyle anlarda ayakkabıyı cıkarmaya uşenip iceri ya emekleyerek gireriz ya da ayakkabının tabanı yere en az değecek şekilde ve halılara basmadan yurumeye calışırız.
Peki bizim icin bu kadar kirli olan bir eylem, başta Amerika olmak uzere dunyanın pek cok kulturunde neden kirli gorulmuyor?
Oncelikle bu haritayı inceleyelim. Gorduğunuz uzere dunyanın bir kısmında ayakkabıyla eve giriliyor, bir kısmındaysa girilmiyor.
Mavi: Evde ayakkabı giyilen yerler Yeşil: Evde ayakkabı giyilmeyen yerler Biz de yeşil kısma dahiliz ve bu konuda hic yalnız değiliz. Ayakkabıyla eve giren insanların sayısı da bir hayli fazla.
Dışarıda camur, toz, kopek kakası gibi pis şeylere basılma ihtimali yuksekken neden hÂl ayakkabıyla eve girilebiliyor?
Bu durum basit bir kulturel farklılıktan ibaret. Bu kulturlerde ayakkabıların altındaki kir, mikrop miktarı umursanmaz. Bir kulturde ayakkabıyla eve girmek iğrenc bulunabilir fakat bu kulturde elle yemek yenmesi ise Amerikalılar tarafından iğrenc bulunabilir. Yani icinde yaşadığımız ve "alıştığımız duşunceler", insanları bir oyun hamuru gibi şekillendiriyor.
Ayakkabıları başka birinin evinde cıkarmak bu kulturdeki insanları daha da gerebiliyor.
Cunku corapla ya da cıplak ayakla başkasının evinde olmak rahatsız hissettiriyor. Nasıl ki sosyal medyada "şu siteye ayak atmayın artık" serzenişleri varsa başka bir evde de kimse bir ayak gormek istemiyor. Ustelik bakımsızsa ve kokuyorsa daha da rahatsızlığa neden olacaktır.

Gun boyu ayakkabı icinde kalan coraplardaki lekelerin gorunmesi de huzursuzluk yaratacaktır. Eğer cok samimi olmadığınız birinin evindeyseniz ayakkabınızı cıkarmak donla kalmak gibi bir duruma neden olacaktır cunku oldukca mahrem bir şey olarak goruluyor.
Evlerdeki zemin tarzı, bu kulturu şekillendirmiş olabilir.
Amerikalıların evlerinde kolay kolay bir halı goremezsiniz, varsa da bizde olduğu gibi zeminin buyuk kısmını kaplamaz. Zemin coğu zaman parkedir. Bizim kulturumuzde ise halının onemli bir yeri vardır, kirletilmemesi gerekir. Bu da doğal olarak ayakkabıları evlerin icinden uzak tutmaya neden olmuş olabilir.

Tam tersi de olabilir, evde ayakkabı giyildiğinden dolayı halı kulturu hicbir zaman yerleşmemiş olabilir. Zaten parkelerin hızlı temizlenmesinden dolayı belli ki ayakkabı tabanındaki kirler pek onemsenmiyor. Hatta cami ve kilise zeminleri de bu kulturu net bir şekilde yansıtıyor.
"Lutfen ayakkabılarınızı cıkarın" Bir Amerikalı, evine girecek olan kişiden ayakkabısını cıkarmasını isterse bu, kaba bir davranış olarak algılanabilir. Cunku misafirin kirli olduğu ima edilir. Yine de evinde ayakkabı giymeyen Amerikalıların sayısı azımsanamayacak kadar fazladır.
Konuya bir de nesnel olarak bakalım: Evde ayakkabı giymek mi daha mantıklı, yoksa giymemek mi?
Refleksologların dediklerine bakılırsa; evde cıplak ayakla dolaşmak, kan dolaşımımızı artırıyor ve boylece uyku kalitemiz iyileşiyor. Ayak tabanlarındaki refleksler uyarıldığı icin iltihaplanma, ağrı ve gerginlik azalıyor.
"Refleksolog ne?" derseniz; el ve ayaklardaki sinir uclarına bası uygulanması sayesinde ceşitli rahatsızlıklara yonelik destek tedavi sağlanan tamamlayıcı tıp metodunu uygulayan uzmanlardır. Belirli noktalara masaj yapılarak ceşitli bozukluklar iyileştirilmeye calışılır.
Cevre kimyacıları da bizim tarafımızda; ayakkabıyla eve girildiğinde evde biriken kirlerin ucte biri dışarıdan gelmiş oluyor. Aslında dışarıdan giren bakteriler cocukların bağışıklığını guclendirebilir ancak bu bakteri ve mikropların bazıları, ilaclara karşı direnc kazanabileceği icin tedavisi zor hastalıkların ortaya cıkmasına neden olabilir. Ozellikle de asfalt yol kalıntıları, endokrin bozucu cim kimyasalları ciddi tehlikelere neden olabilmektedir.
Orta yolu nasıl bulabiliriz?
Misafirlere terlik vermek en mantıklı cozum olsa gerek, ki bizim kulturumuzde bulunuyor. Hatta sadece misafirler gelince cıkarılan terlikler de bulunur.
Acıkcası evde ayakkabıyla olma fikrinin bazı mantıklı yanları olsa da butun gun ayakkabı ve corap icinde kalan ayakları iş/okul donuşunde havalandırmanın verdiği ferahlık hissi gibisi yok.
Zaten eski bir Afrika atasozu der ki, "Ayakkabılarınızı kapı eşiğinde bıraktığınız zaman, dertlerinizi geride bırakırsınız".