

Kazanamayacağımı bile bile bende katılmak istedim. Kolay ama lezzetli bir corbayı tercih ettim ben. Hatta umarım ben ekleyene kadar kimse eklememiştir ezogelin corbasını diye duşundum. Once size hikayesini anlatacağım.

Gaziantep iline bağlı, Oğuzeli kasabası Dokuzyol koyunde guzelliği ile yoreye nam salmış bir kız yaşarmış. İsmi de kendi kadar guzel ve etkileyici olan Zohre kız, daha sonra ismi kısaltılarak Ezo Gelin diye anılır, ağabeyinin evlendiği kıza bedel olarakdeğiştirme (hala yorede gecerli olan berdel) usulu ile karşı aileden Şıda Hanifi ile evlendirirlir. Zohre kız bu evliliği istemez ama toreye uymaktan başka caresi de yoktur, isteği dışında gercekleşen bu mutsuz evlilik cok surmez, cunku kocasınınkuma getirmek istemesi uzerine Zohre gelin evini terk edip babasının evine doner. Uzun yıllar kendisine bir cok evlenme teklifleri olmasına rağmen yaptığı mutsuz evlilikten dolayı evlenmek istemez. Ancak yine tore ağır basar, abisinin yeniden evlenmek istemesi uzerine teyzesinin oğlu Memey (Mehmet) e berdel usulu ile verilir. Ezo gelin be evliliğe de karşı cıkmaya calışır, bu kez kendisini rahatsız eden şey Memey in Suriyede yaşıyor olmasıdır. Oraya gelin gider de bir daha ulkesine donemezse! diye korkusu vardır. Araya akraba kadınları girer ve Ezo gelini ikna ederler. İkinci kez evlenen Ezo gelin Suriye ye Kozbaş koyune goturulur, burada duğun dernek yapılmaz, cunku tore boyledir. Dul kadına duğun yapılmaz! İmam nikahı yapılır ve evlilik gercekleşince kocası Memey de bacısı Selvi yi Ezo gelinin kardeşine verir ve berdel gercekleştirilir. Ezo gelinin bu evlilikten altı kız cocuğu olur. Bir yandan zor yaşam şartları, yoksulluk ve bir yandan da memleket ozlemi Ezo gelini bitkin duşurmuştur. Zira Turkiye-Suriye sınırına kacakcılığı onlemek icin mayın doşenmiştir ve artık geciş imkansızdır. Yakalandığı ince hastalık –verem- Ezo gelini bitirir ve 1952 yılı Mart ayında tek odalı kerpic evinde bir daha yataktan kalkamaz. Sağlığında koyunden Turkiye ye doğru bakar ağlarmış ve eşine,olunce vatanını gorecek yere gomulmesini vasiyet edermiş. Vasiyeti yerine getirilir ve cenazesi yaşadığıkoyunden alınıp Bozhoyuk koyundeki hoyuğun uzerine gomulur. Ezo gelinin mezarı Turkiye nin sınıra yakın koylerinden beyaz bir benek gibi gorunur. Mezarının Turkiye ye getirilmesi icin girişimler oldu ama henuz getirilip getirilmediğini bilmiyorum.
Ezo gelin tum bu yaşadıklarını yaptığı corbasında ifade etmiştir. Yoksul ortamında bulabildikleri ile bir başka yapardı corbayı, icerisine acı icindeki yaşamını, yoksulluğunu, vatan ve yakınlarının ozlemini, kaygılarını, umudunu, olabilmişse mutluluğunu katardı. Hemen hepimizin severek yediği bu corbayı kaşıklarken Ezo gelini ve oykusunu hatırlamanız dileğiyle!
Şimdi malzemelerimize gelelim
2 Yemek kaşığı un
2 yemek kaşığı salca
4 su bardağı sıcak su
2 su bardağı tavuk suyu
2 yemek kaşığı orkide margarin
1/2 fincan bulgur
1/2 fincan kırmızı mercimek
1/2 fincan pirinc
Tuz
Uzeri icin
2 yemek kaşığı tereyağ
3 yemek kaşığı orkide margarin
2.5 tatlı kaşığı kaşığı kuru nane
1 tatlı kaşığının ucu ile pul biber

-Tavaya unumuzu alıyoruz

-Yağ eklemeden rengi donene kadar kavuruyoruz

Kavrulunca altını kapatıyoruz.
-Tenceremize margarinimizi ekliyoruz

-Ardından icine salcayı koyuyoruz

-Salcamızı iyice kavuruyoruz

-Ardından kavrulan salcamızın uzerine sıcak suyumuzu ekliyoruz


-Tavamızdaki unumuzu 1.5 su bardağı soğuk su ile boza kıvamına getiriyoruz.

-Ardından unumuzu salcamızın icine ekliyoruz.

-Uzerine tavuk suyumuzu koyuyoruz.

-Tuzunu da atıp kaynamaya bırakıyoruz


O kaynayana kadar bulaşıkları yıkayıp bir cay molası veriyoruz


-Ardından corbamız kaynıyor

-İcine bulgurumuzu,pirincimizi,mercimeğimizi ekliyoruz



Ve karıştırıp bakliyatları pişmeye bırakıyoruz.
-Bakliyatlarımız pişince tavamıza tereyağ ve margarini alıyoruz.

-Yağımız eriyor

-Yağımız eriyince icine pulbiberi ekliyoruz

-bir kac saniye yağla ozleşiyor pul biberimiz.

-Ardından nanemizi ekliyoruz

-nane de kokusunu salıp yağımızla ozleşiyor

Ve yağımızı corbamız ile buluşturuyoruz

-2-3 dakika nane ile kaynadıktan sonra corbamız hazır

Ve Afiyet Olsun


