Selulit, hemen her kadının derdi olan bir yağ dokusu dejenerasyonu olup dolaşım bozukluğu ve kadınlık hormonlarına bağlı olarak oluşur. Selulitli cilt, iki parmak arasında kıstırıldığında portakal kabuğu gibi bir gorunum alır.
Selulitin oluşumu ile ilgili bircok teori one suruluyor. Bunlardan, en kayda değer olanı ise hormonlar tarafından yapıldığını one suren goruştur.

Yeni doğan bebekte vucudun her yerindeki yağ dokusu eş kalınlıkta olup yaşla birlikte cinsiyet hormonları ve ACTH hormonunun etkisiyle, cinse bağlı olarak vucudun bazı yerlerinde ya azalır ya da tumuyle kaybolur. Bazı yerlerinde ise artarak kalınlaşır.

Erişkin kadınlarda yağ en fazla meme, baldır, kalca cevresi, kalca on bolumunde toplanır.

Selulitik infiltrasyon, vucudun yapısal olarak kadınlığa doğru adım attığı, kalcaların ve bacakların ust kısımlarının kalınlaştığı ergenlik cağından itibaren oluşur. Yani seluliti bir ikincil cinsellik karakteri olarak kabul edebiliriz.

Neler etkiler

Ancak bu oluşumu arttıran veya en azından etkileyen kilo alımı, doğum yapma sayısının artışı, stres, endokrin bozukluklar, doğum kontrol hapları, veno-lenfatik dolaşım bozuklukları, hareket azlığı, sigara, alkol, yanlış beslenme alışkanlığı gibi başka faktorler de vardır.

Artan yaşla beraber deri ve bağ dokusunun elastikiyetini kaybetmesiyle de selulit gorunumu artar. Fazla kilolar ise tabloyu ağırlaştırır.

Zayıflardaki selulit

Selulitin zayıf kadınlarda da gorulmesi, onun genel yağlanmadan farklı olarak değerlendirilmesi gerektiğini gosterir. Bu hastalığın tıptaki adı “Hidrolipodistrofi”dir. Kişiden kişiye farklılık gostermesinde hormonal farklılıklar kadar, beslenme şekli ve egzersiz alışkanlıkları arasındaki farklılıklar da rol oynar.

Yağ hucreleri

Erkeklerin coğu elma yapısında olup, yağlarını mide, kalp ve bağırsaklarının etrafında depolamaya eğilimlidirler. Kadınlar ise armut yapısında olup yağlarını aşağılarda, kalca ve ust bacakta depolarlar.

Her yağ hucresinin yuzeyinde reseptor diye bilinen mikroskobik nesneler vardır ve yağın depolanmasıyla yağ hucresinden cıkmasını bu reseptorler kontrol eder.

Bunları, acılıp kapanan ve yağ hucrelerine yağ gondermek veya onlardan yağ cekmek suretiyle vucuttaki bazı kimyasal habercilere cevap veren kucuk kapılar olarak duşunebiliriz.

Neden vucudun altı

Araştırmalar birkac reseptor tipi olduğunu gostermiştir. Bazıları yağın depolanmasını, bazıları da yağın yağ hucrelerinden salıverilmesini kontrol eder. Yağ depolayan (alfa2) ve salıveren (beta) reseptorlerinin vucudumuzdaki dağılımı yağı nerede depoladığımızı etkiler.Yapılan araştırmalara gore kadınların coğunda vucudun alt kısmında, kalca ve dizlerde her yağ salan reseptor başına 6 yağ depolayan reseptor vardır. Vucudun ust kısmında ise durum tam tersinedir.

Selulite eğilimli bu bolgelerdeki yağ hucreleri daha cok yağ-oburdur ve bu yuzden yağ depolamaya vucudun diğer yerlerindeki yağ hucrelerinden daha cok hazırdırlar.

Orneğin; 7 kilo yağ alacaksak, bunun 6 kilosu vucudun alt kısmında, 1 kilosu ust kısmında toplanacaktır. Tersine eğer 7 kilo kaybedersek, bunun yalnız 1 kilosunu vucudun alt kısmından, 6 kilosunu da ust kısmından kaybederiz.

Kadınlarda bu kilo alıp verme ne kadar cok tekrarlanırsa, vucut o kadar armut şeklini alır..

Selulit diyetinin ana hatları

Eğer vucudumuzun goruntusunun selulitle bozulmasını istemiyorsak, bazı onlemler almamız gerekir. Bunların başında da yiyecek ve iceceklerimize ozen gostermek gelir. Bu onlemleri şoyle sıralayabiliriz:

Tuz ve yağ alımı kontrol edilmeli ve mumkun olduğu kadar bitkisel yağlar tercih edilmeli. Ve her durumda yağlar az kullanılmalı.

Bunun yanı sıra, şeker kullanımı da azaltılmalı. Alkol alımı gunde bir bardak kırmızı şarapla sınırlanmalı.

Kahve fazla icildiğinde kucuk kan damarlarının daralmasına neden olacağından selulit oluşumunu kolaylaştırır. Bu nedenle kahve mumkun olduğunca az tuketilmelidir.

Beslenmeye bol miktarda salata ve taze sebze eklenmelidir.

Yemek ve meyva arasında en az 2 saat gecmelidir. Beraber yendiğinde yağ emilimi artabilir.


Tedavi yontemleri

Cerrahi tedavi: Lipo-suction veya lipo-aspirasyon.

Tıbbı tedavi: Mezoterapi, Selulolilipoliz, Mezo-eloktroliz.

Bu arada korunmak icin, yukarıda sayılan tedavilere ilave olarak her zaman uygun ve bilincli egzersiz cok onemlidir...

Dr. Gunnur Onarslan Pedersen
Kozmetik Dermatolog
İstanbul Cerrahi Hastanesi