2-4 yaşları arasında bulunan cocukların enfeksiyonlara ve mikrobik hastalıklara sık olarak yakalandıkları bir donemdeyiz. Birbirinden farklı bircok hastalığın cocukları tehdit ettiği bu donemde ilac kullanımı konusunda bilincli davranmak cok onemlidir.

Þu bir gercektir ki Anaokulu doneminde cocuklar daha sık hastalanırlar. Birbirlerine surekli hastalık bulaştıran cocukların aileleri olarak da bizler bundan tedirgin oluyor, nasıl davranmamız gerektiğini bilemiyoruz. Çocukların fazla hasta olmaması icin oncelikli olarak bazı onlemlerin alınması gerekiyor. Acıbadem Bakırkoy Hastanesi Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Özlem Altay Yucel bulaşıcı hastalıkların yayılmaması konusunda ana okullarına bazı gorevler duştuğunu belirterek alınabilecek onlemleri şoyle sıralıyor: “Guncel aşı kayıtları da dahil olmak uzere, cocuklar ve calışanların aşı kartları incelenmelidir. Çocuklara tuvalet kullanımı ve tuvalet eğitiminde hijyenik temizlik işlemleri benimsetilmelidir. Enfeksiyondan korunmada en onemli unsur olan el yıkama alışkanlığı kazandırılmalıdır. Ortam temizliği ve cocuklar ile gorevlilerin kişisel hijyeni sağlanmalıdır. Yiyecekler temiz şekilde bulundurulmalıdır. Bulaşıcı hastalıklar sıkı bir şekilde izlenmeli ve ailelere bildirilmelidir.”

Sık gorulen hastalıklar ve tedavileri

Anaokulu doneminde cocuklarda ust solunum yolu (soğuk algınlığı veya nezle, grip, akut boğaz enfeksiyonu, krup, kulak iltihabı, oksuruklu hastalık) enfeksiyonları en sık karşılaşılan hastalıkların başında geliyor. Dr. Yucel bu hastalıklar konusunda şu bilgileri veriyor:

Grip
Gripte birden başlayan ve coğunlukla uşume-titreme ile birlikte olan ateş, baş ağrısı, halsizlik, yaygın kas ağrıları ve balgamsız bir oksuruk goruluyor. Daha sonra boğaz ağrısı, burunda tıkanıklık ve akıntı ile oksurukten oluşan solunum yolu bulguları ortaya cıkıyor. Grip salgını en cok okul cağında gorulduğu icin girip aşısı ozellikle bu donemde oneriliyor. 9 yaşından kucuk ve grip ile temas deneyimi kısıtlı cocuklarda tatmin edici bir yanıt alabilmek icin 1 ay ara ile 2 doz aşı uygulanması gerekirken. 6 ay - 35 ay arasında cocuklara grip aşısı yarım doz yapılıyor. Gribin tedavisinde ise kesinlikle antibiyotiklere yer yok. Bol sıvı alınması, istirahat ve burun tıkanıklığını ve akıntısını hafifletecek; serum fizyolojik veya okyanus suyu spreyleri kullanılması tavsiye ediliyor. Ateş ve ağrı eşlik ediyorsa ilaclar hekim kontrolunde kullanılabiliyor.

Soğuk algınlığı-nezle
Soğuk algınlığı, gripten farklı olarak daha hafif seyirli bir tablo ciziyor. Soğuk algınlığına coğu zaman koyu kıvamlı bir burun akıntısı goruluyor. Tedavide grip ile aynı yaklaşım uygulanıyor.

Boğaz enfeksiyonu (Akut farenjit)
A grubu streptokok enfeksiyonları olarak adlandırılan bu hastalıklar cocukluk yaş grubunda ozellikle onem taşıyor ve bu bakterinin yol actığı klinik durumların başında akut farenjit (boğaz enfeksiyonu) ve bademcik iltihabı geliyor. Bazı hastalarda, ozellikle de tedavi edilmeyenlerde kulak iltihabı, sinuzit, bademcik apsesi ve boyundaki lenf bezlerinin iltihabı gibi komplikasyonlar gelişmesi mumkun. Ancak streptokok ust solunum yolu hastalığının en buyuk tehlikesi, tedavi edilmediğinde akut eklem-kalp romatizması ve akut glomerulonefrit adı verilen bobrek hastalığının sonradan ortaya cıkabiliyor. Dr. Yucel bu onemli hastalığın tedavisiyle ilgili şunları soyluyor: “A grubu streptokok farenjit tanısı koyarken, klinik bulguların yanında uygun laboratuar testlerinin (boğaz kulturu) de yapılması gerekir. Boğaz kulturunde A grubu streptokok veya farenjite yol actığı bilinen başka bakteriler saptanmadığında antibiyotik tedavisi verilmemelidir. A grubu streptokoklara bağlı farenjit tedavisinde penisilin ilk kullanılacak ilac olmayı surdurmektedir. Hastalık taşıyan cocuklar uygun tedaviye başlandıktan en az 24 saat sonrasına kadar okul ya da bakımevinden uzak tutulmalıdır.”

Kulak iltihabı (Otitis media)
Buyuk cocuklarda ateş, kulak ağrısı, soğuk algınlığı bulguları gorulurken, kucuk cocuklarda ateş, huzursuzluk, iştahsızlık, kulak ile oynama bulgular veriyor. Kesin tanı icin kesinlikle doktora gidilmesi gerekiyor.

Sinuzit
10-14 gun sureyle duzelme gorulmeyen burun akıntısı ve gunduz oksurukleri, ateş, baş ağrısı gibi belirtilerle ortaya cıkıyor. Tedavide uzun sureli antibiyotik kullanılıyor.

Ýshal (Gastroenterit)
Gunde ucten fazla sulu dışkılama, ateş, bulantı-kusma, halsizlik, iştahsızlık ile belirtileriyle goruluyor. Çeşitli virus, bakteri ve parazitler ishal etkeni arasında yer alıyor. Ýshal ile karşılaşıldığında, sıvı kaybının olup olmadığına bakılmalı ve bol sıvı tuketilmeli. Ağız kuru, goz yaşı azalmış ve aşırı halsizlik saptanırsa, ağızdan sıvı verilemiyorsa acilen doktora başvurulması gerekiyor. Dışkı analizine gore ishalde nadiren antibiyotik tedavisi uygulanıyor. Eller cok iyi yıkanmalı, cocuk alt bezleri ozel poşetlere sarılarak atılmalı, klozet kullanıyorsa, camaşır suyu ile her defasında klozet temizlenmeli.

Antibiyotik kullanıma dikkat!

Çocuklukta gorulen bircok hastalığın tedavisinde antibiyotik sık başvurulan bir yol olmayabilir. Oysa aileler coğu kez cocuk her rahatsızlığında antibiyotiğe sarılıyor. Dr. Yucel, “Sık antibiyotik alan cocukların direncli bakterilerin taşıyıcısı olma olasılıkları yuksektir.” diyerek ailelere şu uyarılarda bulunuyor: “Direncli bir bakterinin taşıyıcısı olup, o bakteriye bağlı enfeksiyon gecirenlerde antibiyotik tedavisinin başarılı olma şansı duşuktur. Bu nedenle pek cok basit ust solunum yolu enfeksiyonlarında (soğuk algınlığı ve oksuruk gibi) antibiyotiğe başlamadan, hastayı sık kontrollere cağırmak tercih edilmelidir. Aynı zamanda kullanılan antibiyotikler; dişte lekelenme ishal, mantar enfeksiyonu, karaciğer ve bobrek fonksiyonlarında gecici bozukluklar yapabilmektedir. Unutmamalıdır ki ,doğru endikasyon ile, yeterli dozda ve surede antibiyotik kullanımı hayat kurtarabilir.